Türkiye’de rock müziğin öncü gruplarından Vega tam 12 yıl sonra yeni albümü Delinin Yıldızı’nı sunacağını duyurdu. Albümde yer alan 10 şarkı da 12 yıllık beklentiyi tamamıyla karşılarken, Deniz Özbey ve Tuğrul Akyüz’den oluşan grupla bir araya geldik ve Vega’nın yeni albümü Delinin Yıldızı’nı konuştuk

Vega: 12 yıl sonra sıfırdan başladık

BURAK ABATAY / @abatayburak
■Müzikten hiç kopmadınız. 12 yıl sonra albüm yapma fikri eminim sizi de çok heyecanlandırmıştır. Bu zaman içerisinde sizde neler değişti?

Deniz: 12 yıl geçmedi. Onu söylemek lazım. Çok daha kısa bir süre gibi geldi. Bizi 12 yıl önce dinlemiş insanların hayatlarında yaşanan değişikliklerle aynı değişiklikler olmadı. Bizim yaşımız daha büyük. Daha hızlı geçti ve çok da bir değişiklik olmadı. Biz müziği “bırakmadıııııı” diye derken “k”yi bu sene koyduk. Bu yüzden uzun da gelmedi.

Tuğrul: Hafif Müzik’ten sonra konserler oldu. Onun sürekliliği oldu. Albüm çalışması da 4 yıl sürdü. 2013’te başladık albümü yapmaya. Gençliğim dediğim zaman 6 yıl kadardı. İki albüm arasında ise geçen vakit bunun iki katı. Ben bu sürenin uzunluğundan rahatsızdım. Farkında olmadan geçti.

■Bir şeyleri kaçırdığınızı düşünüyor musunuz?

Deniz: Herkes kendi tercihlerini yapıyor. Biz sakin yaşıyoruz. İçimizden çıkan şeyleri dışa yansıtıyoruz. O yüzden bir şey kaçırmadık. Daha fazla gezip tozabilirdik. Piyasa ile ilgili kapmak istediğimiz bir pay da yoktu. Uzak kalarak piyasadan da bir şeyler kaçırmadık. Şarkı yapıyorsunuz, onları veriyorsunuz ve yıllarca dinleniyor. Güzel olan da bu.

Tuğrul: Daha çok şey üretmeyi isterdim. Şartlar bunu gerektirdi. Her ne kadar albüm yapmasak da bu kadar zaman, yapacak gibi olsak da kafalarda bir soru işareti oldu. Gönülden uzak kalmış gibi hissettim ben. Onu kırmak gerekliliği de beraberinde geldi. Bir şeyler üretmediğimizden dolayı moralim bozuktu epey bir süre. Az ya da fazla bir şeyler üretecek bir potansiyelimiz de vardı. Bu mecburiyeti hissettim kendi adıma.

Deniz: Vega bizim kafamızın üstünde çok tatlı bir hare. O florasan artık ışığını kaybetmeye başlamıştı. Biraz ihtiyaç duymaya başladığımız anda ışığı yaktık.

‘Etkimizin farkında değildik’

vega-12-yil-sonra-sifirdan-basladik-382552-1.

■Vega, Türk rock müziğinin önemli unsurlarından biri. Ancak sizin iki albümünüz arasında rock müziğin çehresi de bir miktar değişti. Müzik dinleyicisinin profili de değişti. Ne yazık ki kısmen tüketilebilir bir şey haline geldi müzik. Ama değişen dinleyici profiline rağmen Vega dinleyicileri sabırla 12 yılı bekleyebildi. Vega dinleyicisinin tavrını nasıl anlamalıyız?

Tuğrul: Ben bunun farkında değildim. Albüm çıkınca o geri dönüşlere çok şaşırdım. Belki biraz bencilce olacak ama insanlar bizden bir şeyler bekliyor diye yapmadık Delinin Yıldızı’nı. Dürüstçe söyleyebilirim, bu albümü kendi istediğimiz için yaptık. Bunun üstüne insanların pozitif dönüşler alınca da bu beni çok mutlu etti.

Deniz: Vega’nın garip bir etkisi olmuş ama farkında değildik. İnsanların duygularına da oynayan insanlar değiliz. Olsaydık, tuttuğumuz yerden çekiştirmeye devam ederdik ama hiç öyle insanlar olmadık. “Galiba güzel şeyler oldu zamanında ve bu devam eder mi?” diye düşünüyorduk. Ve bu albümle beraber devam edince çok mutlu olduk.

■Bu beraberinde bir yük getiriyor mu?

Deniz: Süreyi uzatmamalı diye bir yük getiriyor sanırım. Güzel bir sevgi var. Birisi seslenir de, “Bize mi sesleniyorlar acaba?” arkanıza bakarsınız ya, öyle bir şey. Tatlı bir mahcubiyet.

■Hafif Müzik’ten Delinin Yıldızı’nda Vega’nın müzikal bir değişimi oldu mu?

Deniz: Tek bir makine değiliz. Birkaç parçamız var. Tuğrul, ben ve Serkan Hökenek bir parçası. Birer birer ayrı yönlere gitsek bile yan yana geldiğimizde aynı doğrultuda gidiyoruz. Sevdiğimiz sonuçlar çıkıyor. Biz bunu çok kurcalamıyoruz da. Tuğrul da, ben de müzikal anlamda farklı yerlere gittik zaman içerisinde. Ama üçümüz olduğumuzda aynı kimyasal sonuç çıkıyor.

Tuğrul: Planlı bir değişiklik yapalım diye yola çıkmadık. 12 yıl geçtikten sonra biz kendi varlığımızı da unutmuşuz. Hatırladığımızda ise sıfırdan başlamış gibi olduk. Arka arkaya ürettikçe insanlar bir şeyler değiştiriyor. Belki bundan sonra müzikal olarak da bir şeyler değişebilir. O yüzden eskiyi andıran şeyler çıkmış olabilir.

■Hafif Müzik, Türk rock tarihinin önemli albümlerindendir. Çok iyi bir iş çıkarmıştınız. Delinin Yıldızı’nda da yaptığınız işi yine çok iyi yapmışsınız. Bu noktada, “Albüm çok iyi ama bir şey değiştirmemişler” eleştirisine nasıl bakarsınız?

Deniz: Demin dediğimiz gibi çok kontrollü bir iş değil. 3 kişinin buluştuğu nokta bu işte, Vega müziği. İkincisi ise Tuğrul’un dediği sıfır noktasına dönmemiz. Her sene bir iş yapsak daha deneysel yerlere gidebilir müziğimiz.

■Sormak lazım, sevdiğiniz grubu ve değişimi nasıldır?

Tuğrul: Birçok grup da böyle değil mi? Belli bir tınısı vardır ve devam eder. Biz albüm hazırlık aşamasında birbirimize sorduk, aynı işi mi yapıyoruz diye. U2 kendini değiştirmiştir. Depeche Mode kendini değiştirir ama tınısı aynıdır. Cure belki kısmen değişime uğramıştır. Ama değişme uğruna zoraki bir şey yapmak da bir risktir. Gruplar bin bir emekle bir şeyler yaparlar ama dinleyici belki de o değişime ayak uyduramaz. Yeni şarkılarla gelecek olan değişim, sahne düzenini dahi değiştirebilir. Bu eski şarkıları da etkileyebilir. İnsan bunu bile düşünebiliyor. Aynı ses rengi içerisinde yapmaya çalışıyorsunuz.

Deniz: Nitekim bu albümde parça bazında bazı değişiklikler oldu. Ve Tekrar şarkısı benim için çok Vega şarkısı gibi değil. Ama o da kendiliğinden çıktı. Ama bu albümdeki her şarkı önceki albümlerde de olabilirdi.

■Albümü yayımlamadan önce nasıl bir etki olacağına dair bir tedirginliğiniz oldu mu?

Tuğrul: Elbette oldu. Dal da kıpırdamayabilirdi. Üzülürdük ama bir şey olmazdı.

Deniz: Güzel bir esinti oldu. Herkese nasip olmayacak bir duygusallık oldu. Bir kucaklaşma gibi.

■Albümü baştan sona dinlediğimde eski fotoğraf albümlerini açıp bakmış gibi hissettim…

Deniz: Yaşayanın hissettiği duygudur. Geçenlerde a-ha’nın bir akustik konserini izledim. Take on Me şarkısını akustik söyledi. Oturdum hüngür hüngür anladım. O zaman sizin bu hissinize yakın bir şey yaşadım. Açtığınız fotoğraf albümleri Morten Harket’i izlerken ben de yaşadım. Zaten biz de buradaydık, bir yere gitmedik ki…

Tuğrul: Albüm nostaljik geldiği için mi bu kadar ses getirdi diye düşündük. Parçalar gerçekten güzel mi, yoksa beğenilmesinin sebebi vefa borcu muydu? Vefa olması sanırım bizi üzer.

Dinleyici duygusal

■Dünyada müzikte alternatif kavramıyla karşı karşıyayız. Müzik tüketilen bir şey haline gelmeye başlıyor. Siz bu üretim-tüketim yollarının değişmesine nasıl bakıyorsunuz? İlk albümünü çıkaran grupların bazen ikinci albümlerini göremiyoruz bile.

Deniz: Mali ve duygusal açılardan üretkenliklerini yitiriyorlar sanırım. Vazgeçiyorlar. Biz de farklı meslekleri olan ve mesleklerini bırakmayan insanlarız. Müzikten karşılıklarını alabilen insanlar tatmin olup “tamam” diyebiliyorlar. Onlar da evlerinde takılıp, 10-12 sene sonra yeni albüm yapacaklardır. Türk dinleyicisinin o kadar da lüksü yok. Türk dinleyicisi unutmadığını kanıtlayan duygusal bir dinleyici. Onlar tüketti diye bitmiyor gruplar. Gruplar karşılığını alamadıkları için son buluyor. Eminim ki onlar da bizim gibi evde müzik yapıyorlardır.

Tuğrul: Müzikten para kazanılmıyor. Mütevazı bir şekilde yaşayıp müzik yapamıyorsun. Esasen müzik, mütevazı bir yaşamla gelmesi gerekirken, çok yukarılarda yaşayabilirsen popüler müzik yapıp para kazanabiliyorsun. Bazı gruplar şanslı. Vega da öyle. 2000’lerde binlerce grup yokken iyi bir şey yaptığımızdan dolayı şu anda varız. Sıfırdan biz bu işe şimdi başlasak, aynı başarıyı elde edebilir miydik, bilmiyorum.

■Müzik neden para kazandırmıyor?

Deniz: Popüler müziğin dışında müzik yapanlar zaten dünyada da karşılığını bulamıyor. Bizim hayranlıkla baktığımız dünyadan gruplar, Spotify’da bizden az dinleniyor. Bu nasıl bir şey diye düşünüyoruz.

■Rock müziğe nasıl bakıyorsunuz?

Tuğrul: Gerçekten temiz rock değil belki ama farklı tarzların birleşimi çok güzel işler var. 90’larda çok daha garantici yaklaşıyordu prodüktörler. Şu an baya alternatif ve güzel işler yapılıyorsa, bu iyi bir şey. Deneysel takılan, alternatif, indie gruplar 30 yıl öncesinin İngiltere’sini aklıma getiriyor.

Deniz: Ama bizde gençler “hur-ra!” deyip mekânlara gidip eğlenemiyor. Çok beğeniliyor ama takibi o kadar iyi yapılmıyor. O kadar çok venue yok, o kadar konser yok ve o kadar da dışarı çıkmaya izni olan kimse yok. Bence müzik var ama takip edilemesin, insanlar eğlenemesin diye bir sürü de negatif var, gelenek var. Her yıl bir festival azalıyor.

■Bundan sonraki süreçte bu kadar ara vermeyeceksiniz herhalde?

Deniz: Yine önümüze konserler geldi. Konser olunca üretim olmuyor bir kere. Ben şahsen bu konuyu zorlayacağım. Şarkı yapmak bize neşe veriyor. Devam etmeliyiz tek tek. Albüm yapmak olmamalı amaç. Konserlere yeni şarkı yapmalıyız.

Tuğrul: Bu albüm için iki şarkı yayımlamak olmazdı 12 yıl aranın ardından. Ayıp olurdu. Bir bütün vermek lazımdı. Bu albümün var olma sebebi, konser vermeye başladığımızda dinleyiciye yeni bir şarkı verememizdi. Hep aynı şarkılar, hep aynı… Ayıp! Onları kandırıyormuşuz gibi. Bundan çok rahatsız olduk ve bu bize bir motivasyon oldu. Albüm yapmak galip geldi.

***

Şarkıların hikâyeleri

Delinin Yıldızı

Deniz: Zaman kapsülü gibi bir şarkı. Bu şarkıların içerisinde en hızla geriye gidebilecek şarkı o.

Tuğrul: “Rüyamın en garip yerim” sözü beni büyülüyor.

İsim Şehir

Deniz: İstanbul-Ankara yolunda, doğduğum yer Hereke’yi hep görürüm. Bu yol üzerinden çıkan, Ankara şarkısının devamı gibi. Bir konserde, bizden önceki grup kuliste isim-şehir oynamış. Pilli Bebek’ten Emre Yalçıntaş ile başlamıştık. Onunla beraber çıktı.

Tuğrul: İnce ince işlenmiş çok fazla şey var. Katmanlı ve özel bir şarkı.

Arzuhal

Deniz: Çok sert eleştiriler var şarkıda Tuğrul’a.

Tuğrul: Eleştiri değil o, doğrudan küfür yahu.

Sevgilim

Deniz: En eski şarkılarımızdan biri. Hafif Müzik’e koymadığımızda arkadaşlarımız şaşırmıştı. Şarkının Yavuz Çetin’i anlattığına dair sözlükte bir şey yazılmıştı. Bu yoruma çok şaşırdım ama sanki gerçekten öyle.

Tuğrul: Bir çift var ve çocuk arkadaşlarıyla buluşmaya gidiyor. İpi kesilmiş bir balon gibi. Ama diğeri ise “nereye gidiyorsun?” diyor. Bir film gibi geliyor bana.

Dertler İyi Kıyım

Deniz: Eğlencesine çıkmış bir şarkı. Sözleri nasıl yazdığımı bile hatırlamıyorum.

Komşu Işıklar

Deniz: Bizim yeni taşındığımız site çok enteresan. Hitchcock filmleri gibi site. Karşıdan bir odadan bir odaya geçen insanları izleyebiliyorsun. Bu yalnızlık hissinin ta kendisi. İnsan hikâyeleri ve yalnızlık.

Dünyacım

Deniz: Uyur uyanıkken Tuğrul ile ikimiz için yazdım bu şarkıyı. İlk defa uyanıp yazdım bir şarkıyı. Evin içerisinde kendi dünyalarında saklanan bir çiftten bahsediyor.

Sonunu Söyleme Bana

Deniz: Kendi kendime yazdığım bir şeyler bu şarkı.

Man-yak-lar

Deniz: Dış dünyamızdan iç dünyamıza müdahalenin şiddetini anlatıyor. “Git başımdan”, “Yetti artık” diyen bir şarkı. Kendi dünyamızda yalnız kalamıyoruz. Bir isim var ve o hep bizimle. Manyakça bombardıman hep bizimle. Yetti artık. Paspasımda kal, öteye git diyen bir çığlık bu şarkı. Dünya küfrün yetmediği bir noktada. Nefes almak lüks artık. Yeşile dönüp, Hulk gibi, 1000 kişiyi birden itesim var: Gelme!

Ve Tekrar

Deniz: İfade edemediğim bütün teşekkürlerin toplamı.