POLİTİKA SERVİSİ Türkiye’nin Rusya ile S-400 hava savunma sistemi alım anlaşmasına karşılık ABD’nin 6 Haziran’da gönderdiği tehdit içerikli mektup, iktidar kanadının sessizliğiyle geçiştiriliyor. 6 Haziran’da gönderilen mektuba 9 Haziran (dün) itibariyle tek bir resmi karşılık verilmedi. Yandaşlar da durumu yumuşatma gayretinde. ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderdiği mektup, Türkiye’nin […]

Vermiyor musunuz mehteri?

POLİTİKA SERVİSİ

Türkiye’nin Rusya ile S-400 hava savunma sistemi alım anlaşmasına karşılık ABD’nin 6 Haziran’da gönderdiği tehdit içerikli mektup, iktidar kanadının sessizliğiyle geçiştiriliyor. 6 Haziran’da gönderilen mektuba 9 Haziran (dün) itibariyle tek bir resmi karşılık verilmedi. Yandaşlar da durumu yumuşatma gayretinde.

ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderdiği mektup, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 satın almasının F-35 savaş uçaklarının teslimatının engellenmesinin yanı sıra ekonomik sonuçlar da yaratacağını belirtiyordu. Türkiye’nin ortağı olduğu F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılacağı belirtilen mektupta 12 Haziran’da yapılacak F-35icra kurulu toplantısına Türkiye’nin katılımının iptal edildiği de bildirildi. Shanahan ayrıca ekonomik yaptırımların da Türkiye’yi beklediğini net biçimde ifade etti.

ABD’nin, 1964 yılında Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi gündemdeyken gönderdiği Johnson Mektubu’na üslubu, sertliği ve yaptırım uyarısı bakımında benzetilen mektubuna karşılık iktidar cephesi sessizliğini koruyor.

TEK AÇIKLAMA ‘YETKİLİLER’DEN

Türkiye’den ABD’nin tehdit dolu mektubuna verilmiş sayılabilecek tek karşılık, Hürriyet’ten Uğur Ergan’ın ‘Türk yetkililer’e dayandırdığı haberindeki ifadeler oldu. Ergan’ın haberine göre ‘yetkililer’, Türkiye’nin S-400 alımı konusundaki pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadığını söyledi.

Mektubun üzerinden 3 gün geçmesine rağmen Türkiye’den konu hakkında bu açıklama dışında herhangi bir açıklama yapılmış değil.

BBC’ye isim vermeden konuşan üst düzey bir Türk diplomat ise, ‘Ankara’nın istese bile S-400 anlaşmasından geri atması için artık çok geç olduğu’ görüşünü savundu.

YANDAŞLARA YUMUŞATMA GÖREVİ

İktidar kanadındaki sessizlik yandaş medyada da karşılığını buluyor. AKP’ye yakınlığıyla bilinen Akşam gazetesi söz konusu mektubu, “Pentagon’dan Akar’a stratejik çözüm mektubu” başlığıyla haberleştirirken, Akşam ise tehdit dolu mektubu “ABD’nin mektubunda çözüm beklentisi var” ifadeleriyle haberleştirdi.

AKP’deki Pelikan ekibinin etkin olduğu Sabah gazetesi de ABD’nin mektubuna dair tek satır habere yer vermedi. Konuyu sadece gazetenin başyazarı Mehmet Barlas köşesine taşırken, “ABD ölçüyü kaçırıyor” demekle yetindi.

Yandaşlar içinde mektuba tepki gösteren iki gazete ise Yeni Şafak ve Diriliş Postası. Dış politika konularını yakından takip eden iki gazete de mektubu tehdit olarak değerlendirdi ancak konuyu genişletmekten kaçındı. Yeni Şafak, muhalefetin ‘dış düşmanlar’la hareket ettiğini söyleyerek mektubun vehametini perdelerken Diriliş Postası da haberi ‘tehdit’ diye vermekle yetindi.

BAŞKAN ÇÖZEBİLİR Mİ?

Erdoğan ile Trump’ın Haziran sonunda Japonya’da yapılacak G20 Liderler Zirvesi’nde iki görüşme yapma ihtimali var. Ancak konu resmi bir mektuba döküldüğü için ABD devletinin bu tavrından, başkanlar düzeyinde bir görüşme olsa dahi, geri adım atması beklenmiyor.

Türkiye’nin giderek sertleşen ABD tavrına karşılık Rusya’ya kaparo ödemişken, defalarca da anlaşmadan vazgeçilmeyeceği açıklamaları yapmışken gelinen aşamada nasıl bir tavır sergileyeceği merakla bekleniyor.

İKTİDAR ORTAKLARI NE DEMİŞTİ?

S-400 gerilimi hakkındaki son açıklamasını 4 Haziran’da yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan, “Burada bizim yaptığımız bir anlaşma var, kararlılığımız var. Buradan geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil” demişti.

AKP’nin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, 23 Mayıs tarihli açıklamasında S-400’lere dair tartışmalara değinmiş, “Türkiye’nin iradesine kilit vurmaya teşebbüs eden, bağımsızlık azmini kırmak için tevessüle yeltenen kim olursa olsun tarihi bir hatanın, vahim bir yanlışın, bedeli çok yüksek olacak bir skandalın faili olacaklardır” ifadelerini kullanmıştı.