Bir dönem vardı hayatımızda. Haftada iki CD alınabilen, dijital dünyanın çok uzağında olduğumuz, Iron Maiden’ın İstanbul’da arka arkaya İki gün konser verdiği bir dönem. VHS’den grup keşfedilen...

VHS’den grup keşfetmek

Bahsettiğim dönem benim ortaokul yıllarıma denk geliyor. Alım gücü şimdiki kadar düşmemiş. Akmerkez’deki Uzelli Müzik’e tüm harçlığımı basıyorum. Haftada 1-2 CD alıyorum en az. Gelsin Malmsteen’den ‘Odyssey’, gitsin W.A.S.P. ‘Live… In The Raw’...

Nasıl ateş ediyorum belli değil. İşte o ateş orada kaldı. Alım gücü değişti, bizim de gücümüz biraz törpülendi. Bugün müzik keşfinde risk yok. Rastgele bir konsere para verip gidip grubu orada tanımak mümkündü. Hoş ben harçlık çıkartmak için müthiş yöntem bulmuştum lise sonda. Rumelihisarı Kale Konserlerinde yer gösterici olarak çalışıp bedavaya bir sürü konser izledim.

Kale’de izlediğim Müslüm Gürses ve Kibariye konserlerini asla unutamam. Veya Sezen Aksu konserlerini. Bunları 90’larda yaşamak bambaşkaydı. Başkasına sorsanız “Sen onu bir de 80’lerde izleyecektin” der kesin. Sonra üniversitenin başında yine bedava konser izlemek ve harçlık çıkartmak için Cemal Reşit Rey’de vestiyerde ve kapıda biletçi olarak çalıştım. Kazandığım parayı yine CD’ye yatırdım o başka.

Geri dönelim 90’lara… Metallica’nın Load albümü çıktığında Mama Said single’ını satın almıştım. Rastgele CD alıp deneme yanılmayla müzik keşfederdim. Bir gün karşıma Dream Theater adlı kim olduğu hakkında en ufak fikrim olmayan bir grubun VHS kasedi çıktı. Kapağında yanan bir kalp... Babamın tişört alayım diye verdiği parayı Akmerkez Uzelli’de o VHS kasede yatırmıştım. Eve gidip izlediğimde aklım çıktı. Grubun Images & Words albümleri 1992’de yayınlandı, bahsettiğim Tokyo konseriyse 1993’te…

Iron Maiden Harbiye Açıkhava’da 2 konser üst üste vermiş. . İki geceye de gidebiliyoruz. Haftada 2 yabancı CD alınıp yanında otobüs bileti ve telefon kartları alabiliyoruz. Liseye geçiş sınavı günü olan Metallica 1999 konser biletini o zamanki harçlığımla kendim alabildim. Sınavdan çaktım ama ilk kez tek başıma konsere gittim. Yaşım 14... Ekstradan hamburger filan alabiliyoruz.

Şimdi haftada 2 CD aldın mı telefon faturanı ödeyemezsin, suyunu keserler. O zamanlar gözler bağlı müzik keşfedilirdi. Hem de para harcanarak. Şimdi Spotify var, Apple Music var. O önüne getiriyor “Bunları da sevebilirsin” diyerek. Teknoloji şahane de bazı duygular yok oldu gitti. Nostaljiyi geçelim diyeceğim ama mümkün değil. Dream Theater efsane albümü Images & Words’ün 25’inci yılı için tekrar İstanbul’da olacak. 10 Ekim’deki Volkwagen Arena’daki bu konser asla ama asla kaçmaz.

Çünkü o konserde bu albümden sonra A Change Of Season da çalınacak. Ver Music ve Freebird Agency’yi kutlarım. Bu konsersiz dönemde müthiş iş yaptılar.