Günde yüzlerce daire dolaşan İGDAŞ işçileri, virüs salgınına karşı alınacak en iyi önlemin ücretli izin olduğunu söylüyor. Kendilerine dağıtılan eldivenlerin yırtıldığını ve oldukça kirlendiğini anlatan işçiler “Virüse yakalansak bütün İstanbul’a yayarız” diyor

'Virüse yakalansak bütün İstanbul’a yayarız'

HABER MERKEZİ

Koronavirüs kaynaklı ölüm ve vaka sayısıyla diğer illere fark atan İstanbul’da, virüse karşı savunmasız bırakılan on binlerce emekçi arasında İGDAŞ işçileri de bulunuyor. Sayaç okumakla görevli İGDAŞ işçileri “Her gün en 500 kadar daire dolaşıyoruz. Virüse yakalansak bütün İstanbul’a yayarız” diyor. İGDAŞ işçileri salgın kontrol altına alınana kadar idari izin talep ediyor.

HER GÜN 400-500 DAİREYE UĞRUYORUZ

Salgına karşı koruma sağlaması için dağıtılan maske ve eldivenlerin yetersiz olduğunu aktaran bir İGDAŞ işçisi alınabilecek en iyi önlemin idari izin olduğunu aktardı. İşçi “Her gün yaklaşık 125 binaya girip, 400-500 daireye fatura kesiyoruz. Zillere, kapı kollarına dokunuyoruz. Dağıtılan eldivenler kendini bile koruyamıyor. Daha 3’üncü apartmana girdiğimizde patlıyor, yırtılıyor. Zaten kirden simsiyah oluyor eldivenler. Faturalara dokunuyoruz. Hastalığı kapsak her eve yayarız, bütün İstanbul’a yayarız” dedi. Girdikleri apartmanlarda bazı yurttaşların kapıyı açarak faturayı istediğini anlatan işçi şu ifadeleri kullandı: “Uyarıyoruz kapıyı açmaması için. Ancak bazı insanlar faturasını hemen almak istiyor. Mesafe sadece kendimiz için değil, onlar için de çok önemli. Bazen apartman içerisinde karşılaşıyoruz insanlarla. Yaşlı insanlar oluyor. Hastalığı geçirsek onların ölümden sorumlu olacağız. Bu bizi çok üzüyor. Her gün vicdan azabıyla çalışıyoruz.”

HASTA OLMASIN DİYE ANNEMİ MEMLEKETE YOLLADIM

Başka bir işçi ise, bazı arkadaşlarının hava koşulları nedeniyle soğuk algınlığı yaşadığını aktararak kendilerine herhangi bir test yapılmadığını söyledi. Faturayı kesmek için her daireye ayrı ayrı uğramak zorunda olduklarına dikkat çeken işçi şöyle konuştu: “Karantinada olan daire var mı, hangi apartmanda korona var bilemiyoruz. Öksürük sesi gelen daireler oluyor. Çoğumuz anne-babasıyla yaşıyor. Onları hasta etmekten korkuyoruz. Ben de annemle yaşıyordum. Hasta olursam ona da bulaştırırım diye korkup onu memlekete yolladım. Kendisi kronik bronşit hastası. Korona olsa dayanamaz.”

SALGINLA MÜCADELE BU ŞEKİLDE OLMAMALI

Sık sık toplu taşıma kullanmak zorunda olduğunu belirten başka bir İGDAŞ işçisi ise şunları söyledi: “Gittiğimiz apartmanlarda merdiven çıkıp terliyoruz. Hasta olduğumuz zaman korona mı olduk acaba diye düşünüyoruz. Bize test yapılmıyor. Günde onlarca kişiyle karşılaşıyoruz. Başka insanlara da yayabiliriz hastalığı. Salgınla mücadele bu şekilde olmamalı. İdari izin talep ediyoruz. Faturalar bir süre ertelenebilir.”

İŞÇİLER İDARİ İZİNLİ SAYILSIN FATURALAR ERTELENSİN

Enerji-Sen Başkanı Süleyman Keskin ise İGDAŞ’a işçilerine dair adımı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tek başına atamayacağını vurguladı. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) ile görüşmelerin yapıldığını aktaran Keskin şunları kaydetti: “Sadece İGDAŞ değil, Türkiye’nin her yerinde sayaç okuma işçileri var. EPDK’ya bağlı İGDAŞ gibi 21 kuruluş var. Bütün işçilerin idari izinli sayılması ve faturaların ertelenmesiyle ilgili görüşmelerimizi yapıp basınç uyguluyoruz. Faturaların ertelenmesi sadece sayaç okuyucuların değil, işsizliğin hat safhaya çıktığı şu dönemde emekçinin de yükünü hafifletecektir.”