Trump ve müttefiklerinin krizi ciddiye alır gibi yaptıktan sonra tekrar ‘her şey yolunda’ noktasına dönmesi sürpriz değil. Belki bir süreliğine seçmeni ikna etmeyi bile başarabilirler. Fakat virüsün siyasi algılarla işi yok. Son sözü virüs söyleyecek

Virüsü komplo teorileriyle yenemeyiz

PAUL KRUGMAN
Çeviren: Fatih Kıyman

Geçtiğimiz Salı günü ABD’nin önde gelen uzmanları Covid-19 salgınının henüz kontrol altına alınmadığı uyarısını yaptılar ve sosyal mesafe önlemlerinin erken gevşetilmesinin ağır sonuçları olacağını dile getirdiler. Benim takip edebildiğim kadarıyla tüm uzmanlar aynı görüşte. Fakat adeta boşa konuşuyorlar. Uzmanlar ne derse desin, Trump yönetimi ve müttefikleri ekonomiyi açmaya karar verdi bile. Uzmanlar haklı çıkar ve ölümler artmaya başlarsa uygulanan politikalar gözden geçirilmeyecek, gerçekler inkâr edilecek.

Virüse dair bu yeni bakış açısı –Covid-19 ilintili ölümlerin abartıldığı ve ortada tıbbi bir komplo olduğu görüşü– sağcılar arasında yaygın. Önümüzdeki aylarda bu söylemleri çok daha fazla işiteceğiz.

DUYMAZDAN GELİYORLAR

Bir bakıma, gelinen nokta şaşırtıcı değil. ABD’de sağcılar ‘kanıt temelli’ politika yaklaşımlarını uzun zaman önce reddettiler. Ajandalarının önüne geçebilecek verileri reddetmek, uzun süredir uyguladıkları bir strateji. Stephen Colbert, ‘gerçekler fazla liberal’ diyerek mevcut durumu tiye alalı 14 yıl oluyor. Fakat sağcıların salgın uzmanlarını duymazdan gelmekte ısrarındaki sorumsuzluk derecesi, daha önceki inkâr politikalarına hiç benzemiyor.

Çokça söylendiği gibi, sağcıların mevcut durumla mücadele etme (ya da etmeme) stratejisi, Cumhuriyetçilerin iklim değişikliği yaklaşımına bir hayli benziyor: Bu gerçek değil, liberal bilim insanlarının uydurması ve önlem almak ekonomiyi yerle bir eder.

ABD’de son haftalarda şahit olduğumuz karantina karşıtı eylemlerin, on yıllardır iklim değişikliğini inkâr eden gruplarca organize edildiğini görüyoruz.

Virüse yönelik komplocu yaklaşımlar, Obama döneminde gördüğümüz komplocu yaklaşımlarla da bir hayli benzeşiyor. Enflasyon komplocuları o yıllarda yönetimin gerçek enflasyon rakamlarını gizlediğini söylüyorlardı. Donald Trump diye bir adamın da dâhil olduğu bir grup insan, giderek olumlu tablo çizen istihdam verilerinin de asılsız olduğunu söylüyordu.

Maalesef Obama dönemine yönelik asılsız iddiaların da, iklim değişikliği inkârının da siyasi bir bedeli olmadı. İnkârcılığın yarattığı olumsuz sonuçlar, seçmenin fark etmeyeceği kadar yavaş şekilleniyordu.

YIKICI SONUÇLAR

Virüs özelinde ise durum çok farklı. İnkârcılığın yıkıcı sonuçlarını aylar içinde görebiliriz.

Bazı uzmanlar sonuçların şimdiden görülmeye başladığını söylüyor. ‘Ortak düşmana karşı mücadele’ etkisiyle, Covid-19 krizinin ciddiyeti dünyada birçok liderin görev onayına olumlu yansıdı. Salgını haftalar boyunca inkar eden Trump’ın görev onayındaki artış kısıtlı oldu ve şimdi tekrar düşüşe geçti. ABD’de salgını ciddiye alan ve sıkı önlemler alan valilerin görev onayı tavan yaptı. Tehlikeyi hafife alıp ekonomiyi bir an önce açma hedefiyle hareket edenler ise olumsuz bir tabloyla karşılaştı.

Ekonomiyi tekrar canlandırma çabaları ters teperse ortaya çıkacak siyasi tabloyu bir düşünün. O halde Trump ve ekibi neden bu yönde hareket ediyor?

Bir bakıma, Dow endeksi için binlerce Amerikalının ölmek üzere olduğunu söyleyebiliriz. Trump’ın borsa endeksleriyle kafayı bozduğunu biliyoruz. Covid-19 salgınını ciddiye almamaktaki ısrarının, hisse senedi fiyatlarıyla ilgili olduğunu da biliyoruz. Kriz bitmiş gibi davranmanın hisse fiyatların olumlu yansıyacağını düşünüyor ve gerisinin pek bir önemi yok.

Diğer yandan Cumhuriyetçiler ellerinde silahlar, kafalarında kırmızı şapkalarla sokağa dökülen ‘sosyal mesafe karşıtı’ eylemcilerin gerçek Amerika’yı temsil ettiğine ikna olmuş da olabilirler. Toplumsal çıkarlarımızı gözeterek bireysel anlamda bazı güçlüklere katlanma fikrine öfke duyan Amerikalar olduğu doğru, fakat anketlere göre bunlar yalnızca küçük bir azınlık. Tabii Cumhuriyetçiler bu gibi anketleri ‘yalan haber’ sayıyor olabilirler.

Ekonomiyi yeniden açmaktaki tehlikeli ısrarın başka bir gerekçesi daha olabilir… Cumhuriyetçiler ve Trump kendilerini son derece yetersiz hissediyor olabilir.

BEKLENMEDİK KRİZ

Yetkililer beklenmedik bir krizle karşılaştıklarında kolları sıvayıp işe koyulmalılar. Yanlarına uzmanları da alarak etkili çözümler geliştirmeliler. Obama yönetimi 2014 yılındaki Ebola salgını sırasında bu şekilde hareket etmişti.

Fakat Cumhuriyetçiler ile uzmanların yıldızı barışmıyor ve politika araçları anlamında ‘vergi kesintileri’ ve ‘denetim serbestisi’ dışında bildikleri bir şey yok. Trump’ın tek bildiği ise tiyatro oynamak. Jared Kushner’ı bir yerlere yollayıp, çözüme dair birkaç laf etmesini sağlayabilir. Ancak gerçek çözümler nasıl uygulanır hiçbir fikri yok.

Bana kalırsa kendi de bunun farkında.

Bu yetersizlik bilinci de hesaba katıldığında, Trump ve müttefiklerinin krizi ciddiye alır gibi yaptıktan sonra tekrar ‘her şey yolunda’ noktasına dönmesi sürpriz değil. Belki bir süreliğine seçmeni ikna etmeyi bile başarabilirler. Fakat virüsün siyasi algılarla işi yok. Son sözü virüs söyleyecek.

Kaynak: The New York Times