Değerli mücadele arkadaşlarım,

Sevgili müteşebbis dostlarım,

Basındaki emir erlerim,

Televizyonlardaki kuklalarım,

Ve bizi ekranları başında izleyen canımızdan çok sevdiğimiz milletimizin muhterem fertleri,

Hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum.

Çok önemli bir döneme giriyoruz. Her şeyin açıklıkla ifade edilmesi noktasında hem fikir olmamızın zarureti ortadadır.

Büyük hedeflerimize ulaşabilmemiz için milletimizden “küçük” bir beklentilerimiz var:

-Bize oy verin!

Eğer bu basit fedakârlığı yaparsanız hiçbir sıkıntıyla karşılaşmazsınız. Kimse sizin kılınıza dokunamaz.

Tabii oy vermeyenler de olabilir. Bunu normal karşılarız. Onlar için de bir B planımız var:

-Sizi Allah korusun!

Biz herkesin fikrine saygılıyız. Hayat tarzlarına da öyle… Ancak ülkemizin birlik ve beraberliği söz konusu olduğunda -kimse kusurumuza bakmasın noktasında- evvel Allah dimdik durur ve hesap sorarız:

-Hey ahbap nereye böyle?

Atasözlerimiz var biliyorsunuz: Sürüden ayrılanı kurt kapar!

Eski bir devlet büyüğümüz bir zamanlar aynen şöyle demişti:

-Fırat’ın kenarında kaybolan kuzunun hesabını benden sorun!

Biz kuzularımızın, koyunlarımızın tehlikeli nehir kenarlarına gitmelerine müsaade etmeyeceğiz. Zaten bütün nehirlerin üzerine barajlar inşa edeceğimiz için iş makinelerinin arasında, şantiyelerde, koyunların kuzuların dolaşmasını doğru bulmayız.

Nehirlere barajlar kurup şehirlere elektrik vereceğiz. Biliyorsunuz bizden önce memlekette elektrik yoktu. Ama biz ne yaptık? Elektriği icat ettik! Hamdolsun böylesine büyük işlerin altından kalkabilecek teknolojik altyapımızı da iktidara gelmeden yıllar önce hazırlamıştık. Yeri gelmişken şunu da açıklamaktan geri durmayayım:

-Thomas Edison stajını bizim yanımızda yapmıştır. İtiraz edenlere de hemen söyleyeyim onun adı Thomas bize k’omaz! Nasıl espri ama?..

Enerji yatırımı ve üretimini çok önemsiyoruz. Dünya beşten büyüktür ama enerjisi olmayanlara çok küçüktür.

Biz enerji yatırımlarıyla büyüyeceğiz. Dağları taşları hallaç pamuğu gibi atarak madenlerimizin yeryüzüne çıkmasını sağlayacağız.

Madenlerde deniz seviyesinin altında çalışan çok değerli, kahraman işçi kardeşlerimizin “kaderleri” karşısında elimizden bir şey gelmediğini açıklıkla ifade etmeliyim. Kalkınma programımızı “kadere inanan” biçimde hazırladık:

-Kazalar olacaktır, işçi kardeşlerimiz de ölecektir!

Memleketimizin üç yanı denizlerle çevrilidir. Bu sahil kesimlerinde dağlar kıyıya paralel ve denize dik olarak uzanmaktadır. Yeri gelmişken söylemeden geçmemeyim. İlkokulda coğrafya derslerinden her vakit “pekiyi” alırdım, zikrettiğim bu bilgilerle…

Denizlerimizin altı motorin, benzin, gaz, tuz, bez yataklarıyla doludur. Bunların çıkartılması ancak bizim iktidarımızla mümkün olabilir. Vizyon işidir. Yani bizim işimiz. Onun için diyorum ki:

-Vizyonlardan vizyon beğenin!

***

-Hey bana bakın kim çıkarttı bunu buraya?

-Bilmiyoruz abi, ben başdanışmanım mikrofon, prompter, ses kontrolü yapacağım dedi çıktı. Güzel de konuşuyordu, bıraktık konuştu, çok alkışlanınca da bir şey diyemedik.

-Çabuk indirin onu oradan. Danışman falan değil. Beyefendi beş altı dakika içinde burada olacak!..