Batı ülkelerinin mesafeyle yaklaştığı Suudi Veliaht Prens Selman’ın uluslararası arenada marjinalleşmesi önümüzdeki aylarda da devam edecek gibi görünüyor.

Washington-Riyad hattında belirsizlik

MEDAVİ ER-RAŞİD

ABD Ortadoğu’dan geri çekilirken bölgedeki en kritik müttefiki Riyad’la gergin ilişkiler içerisinde. Suudi Arabistan bir süredir Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın iktidara gelmesinden önce uluslararası alanda alışık olduğu merkezi rolü geri almakta başarısız oluyor.

Riyad, Batılı müttefiklerinin Arap dünyasını kontrol etmek için yeteri denli ‘‘güvenilir’’ olmadığının farkına vardığı bir yıl geçirdi. Suudi Arabistan, bölgedeki Amerikan çıkarlarını kolaylaştıran bir devlet rolünü yerine getirmeye devam ederken aynı zamanda ‘‘marjinalleştirilme’’ ile karşı karşıya kaldı. Görünen o ki, Veliaht Prens Selman artık Washington’da veya ABD’nin öncülük ettiği herhangi bir uluslararası platformda hoş karşılanmıyor.

BIDEN ‘SEÇİCİ’ BİR İLİŞKİ TERCİH ETTİ

Suudi-ABD ilişkileri, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ocak 2021’de göreve başlamasından bu yana bazı biçim değişiklikleriyle karşı karşıya kaldı. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili gizli bir CIA raporunun yayımlanmasına izin verilmesinin ardından Riyad’la ‘‘seçici’’ bir ilişki tercih edildi. Selman, Biden veya diğer dünya liderleriyle bir ‘‘el sıkışma’’ veya ‘‘fotoğraf verme’’ fırsatı garanti edilmediğinden, son G20 ve COP26 toplantılarına katılamadı. Riyad, Afganistan’dan işgalci askeri güçler geri çekilirken ABD’ye yardım etme onuruna da layık görülmedi. Elbette bu gelişmeler, Veliaht Prens’in sonsuza kadar reddedileceği anlamına gelmiyor. ABD bu yıl da Suudi petrolünün bolca akmaya devam etmesini istiyor.

Suudi Arabistan’la ABD arasında bir diğer patlak veren kriz ise Yemen. Yemen’de Husi güçler tarafından gelen füze saldırılarına karşı Riyad’ın mühimmat eksikliği tartışma konusu. Wall Street Journal gazetesinin geçtiğimiz günlerde yayımladığı raporda, ABD tarafından sağlanan füze sistemlerinin arzının ‘‘tehlikeli derecede düşük’’ olduğu belirtildi. ABD Senatosu’nda geçen ay Suudi krallığına havadan havaya füze satışının yasaklanması gündeme gelse de Biden yönetiminin, ülkeyi koşulsuz olarak silahlandırmaya devam edeceği tartışmasız bir gerçek. Riyad’daki Veliaht Prens, kendisini uluslararası arenada etkili kılmak için Rusya ve Çin’le de ilişkileri güçlendiriyor. Ancak buna bir ABD-Suudi ittifakının alternatifi denilemez. Rusya’nın Riyad’a ilişkisi petrole ve silah ticaretine odaklanıyor. Aynı şekilde Çin de Suudi Arabistan’daaki daha büyük ekonomik fırsatları memnuniyetle karşılıyor, ancak siyasi ve kültürel olarak uzak duruyor. Veliaht Prens Selman’ın da birdenbire yüzünü doğuya dönmesi olanaksız. Riyad askeri cephaneliğini batı ülkelerinden sağlarken Beyaz Saray’la da eskisi gibi güçlü ilişkiler istiyor.

Veliaht Prens, 2024’te ‘‘dostane’’bir Cumhuriyetçi devlet başkanının iktidara gelmesi durumunda Washington’daki siyasi geleceğini güvence altına almak için kamu yatırım fonlarını kullanmaya da istekli görünüyor. İngiltere ise Riyad’la yakın bağlarını koruyor ve ülkedeki mevcut Muhafazakar hükümet, Suudilerin en büyük ikinci silah tedarikçisi olmaya devam ediyor.

MACRON VELİAHT PRENS’İ KUCAKLADI

Fransa’da ise tüccarlar ve silah satıcıları Veliaht Prens’le finansal ilişkileri güvence altına almak için uğraşıyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yakın zamanda Suudi Arabistan’a yaptığı bir ziyaret sırasında Selman’ı kucakladı ve 2018’de Kaşıkçı’nın öldürülmesinden bu yana Riyad’ı ziyaret eden ilk Avrupalı lider oldu. Macron başlıca temennilerinden birinin Suudi-Lübnan krizini, Lübnan ekonomisine mali yardımı garanti edecek şekilde çözmek olduğunu savundu. Ancak

Suudi Arabistan’ın baş düşmanı Hizbullah’ı destekleyen İran’la ilişkilerin akıbeti, Macron’un temennisiyle ilgili başarılı olup olmayacağını zaman içerisinde gösterecek.

Suudi Arabistan’ın uluslararası müttefikleri, kurulan tüm suç ilişkilerine rağmen yeni yılda Riyad’la yeni bir sayfa açmayı denese bile ülkelerinde muhalefetle karşı karşıya kalıyor.

Veliaht Prens’in ise müttefiklerinin Arap dünyasının sorunlarıyla ilgili başvurduğu ilk ülke olarak Suudi Arabistan’ı eski ihtişamına döndürmek için atacağı yeni adımlar merakla bekleniyor.

Middle East Eye’dan çeviren

BirGün Çeviri Kolektifi