Google Play Store
App Store

Yükselen maliyetler ve düşen alım gücü, gıda krizini derinleştiriyor. Yurttaş pazardan eli boş dönerken, çiftçinin ürünü ya depoda çürüyor ya da maliyetin altında satılıyor.

Ya depoda çürüyor ya pazar tezgâhında: Kriz derinleşiyor
Fotoğraf: AA

Ekonomi Servisi

Düşük ücretler ve eriyen alım gücü, yurttaşın gıdaya erişimini imkansız hale getirirken tarım kesiminin de sorunları katlandı. Gıda enflasyonunda lider konumunu kimseye kaptırmayan ülkede, dar gelirli semt pazarına dahi gidemez hale geldi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gıda enflasyonunu düşürmek için 'arz yönünde' adımlar atılacağını duyurdu. Ancak üreticiye göre yüksek arz da çözüm değil. Tarlalardan toplanan ürünler ya depolarda ya da pazar tezgâhlarında satılamayarak çürüyor. Yurttaş, pazardan boş poşetle dönmek zorunda kalırken çiftçi de üretim maliyetini karşılayamaz durumda.

PAZARDA POŞETLER BOŞ KALDI

Niğde'de yurttaşlar, semt pazarından boş poşetlerle eve döndü. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kentte kimi ilçelerdeki pazaryerlerini ziyaret ederek esnaf ve yurttaşın şikayetlerini dinledi. Altunhisar, Çiftlik ve Ulukışla ilçelerindeki pazarlarda yurttaş alım gücünün kalmadığından yakınırken, pazarcılar ise satış yapamamaktan dert yandı. Gürer, "Marul 50 liraya satılıyor. Adana’dan yerinde alış fiyatı 35 lira, üzerine mazot, işçilik ve fire maliyetleri biniyor. Bu şartlarda esnaf düşük kar ile ürününü satıyor, yurttaş ise marulu bile 50 liraya almak zorunda kalıyor" dedi. Bir emekli, "31 sene çalışmışlığım var. Verdikleri para 10 bin lira. 9 bin 100 gün işgünüm var benim. Verdikleri para ne? Pazara girdin mi 3 kişinin karnı doymaz" derken bir başka yurttaş, "Ateş pahası her şey. Pazardan en ucuzlarını alıyoruz, seçiyoruz. Eskiden 100 lira ile pazara geldiğin zaman götüremiyorduk. Şimdi 5 bin lira ile gel, 2 poşet oluyor. Paranın alım gücü düştü, yokluk çoğaldı" ifadelerini kullandı.

SATILAMAYAN ÜRÜN ÇÖPE GİTTİ

Çorum'da ise çiftçiler, 6 aylık emeğin ardından hasat ettikleri mor soğanın depolarda çürüdüğünü anlattı. ANKA'nın haberine göre üretici, hasat döneminde maliyetin altında bile satamadığı ürününün bir kısmını depolara istifledi. Yaklaşık maliyeti 15 lirayı bulan mor soğan, marketlerde 40 liradan, 5 liranın üzerinde maliyeti bulunan sarı soğan 10-12 liradan işlem görmesine karşılık, çiftçinin depoladığı ürünü çürümeye başladı.

Depolardaki tonlarca soğan içerisinden seçilen çürük soğanlar, Alaca ilçesinde dere yatağı kenarına dökülmeye başlandı. Üretici Şenol Şahin, çiftçinin derdini şöyle özetledi: "350 dönüm soğan ektim soğan, bire 4-5-6 alacağımız mor soğan bu, sarı soğan değil, şu anda altı alacaktık, bire bir oldu. Ürün vermedi, ondan sonra da fiyatlar da tutmadı. İhracat da kapandı. Ne yapayım ben bu soğanı? Söyleyin Allah için. Mazotu aldım 30-35 liraya mazot aldım, mazot 50 liraya çıktı. Gübre iki katına çıktı. Motor taksitlerini yatıramıyoruz. Ekipmanların kredisi dünya para tuttu, banka faizleri yüksek. Ben bu ekmek için mücadele ediyorum. Köylüyüm, arazim var. Bin 500 dönüm arazi ekiyorum. Adam Ankara'da duruyor, tarlaya geliyor buradaki köylüden mazot parası alıyor. Ürüne destek verin, ben de bunun desteğini kendim alayım. Ben bunun yüzünden desteğini de almıyorum. Ankaralı memur tutuyor tarlayı kiraya veriyor, mazot desteğini onlar alıyor. Biz üretemeyecek duruma geldik."

∗∗

ZEYTİNYAĞI ÜRETİCİSİ MALİYETİ KARŞILAYAMIYOR

Zeytinde de bu yıl üreticinin yüzü, iklim krizi ve yanlış tarım politikaları nedeniyle bir türlü gülmedi. Somalı zeytinyağı üreticisi Şerif Ali Uysal, geçen sene kilosu 300 lira olan zeytinyağının bu sezon yağışların azlığı ve verimin düşmesi ile 140 liraya kadar düştüğünü ancak maliyetlerin yükselmeye devam ettiğini belirtti.

Uysal, şunları söyledi: "Sezon başında 240 lira olan zeytinyağı, sezon ilerledikçe 220-235 gibi her geçen gün düştü ve 150 lira seviyesine kadar indi. En son geldiği nokta şu anda 140 lira. Bu yıldan büyük beklentilerimiz vardı. Bu sene çok zeytin olacağını söylemiştik ve gerçekten de çok zeytin oldu. Havalar iyi gitti, zeytinler iyileşmeye başlamıştı. Yağmur yağmayınca zeytinler strese girdi. Böyle olunca zeytinler ufak kaldı ve çekirdek halinde kaldı. İşçi maliyetleri çok yüksek. Bu masraflar çiftçinin cebinden çıktı. Çiftçi şu anda çok zor durumda. Bu ağaçların yorulması yağmurlarla ne kadar iyileşir bilemiyoruz."