Geçen yılın Türkiye nüfus verilerine göre en kalabalık il 15 milyon 519 bin kişi ile İstanbul. 81 ilin son sırasında, 84 bin 660 kişinin yaşadığı Dersim yer alıyor. Çorum, şehir sıralamasında tam ortada olsa da nüfusu Dersim’den hallice. Popülasyon bakımından 42’inci sıradaki kentte, 530 bin 854 kişi yaşıyor.

Sağlık Bakanlığı’nın verileri ile önceki 2 gün Türkiye’de koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin ortalaması 52 kişi. Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, il genelinde son 2 günde, 21 kişinin Covid-19 yüzünden hayatını kaybettiğini açıkladı.

Valinin hesabına göre ölenlerin yarısı Çorum’dan! Sağlık Bakanı’na göre diğer illerin toplamında salgın oranı çok düşük. Nüfus idaresine göre ise Çorum, İstanbul’dan sonra en kalabalık ikinci şehir. Devletin hesabı birbirini tutmuyor.

YOKSA VALİ OPERASYON MU ÇEKİYOR!

Hesapsız durumdan, yerli ve milli olmayan kumpasçı bir vali, sayı saymayı bilmeyen Sağlık Bakanı ya da Çorum’daki her şahsı resen 10 kişi kaydeden nüfus idaresi çıkarmak mümkün. Şüphesiz bunların hiçbiri değil. ‘Orantısız’ hesabın tek nedeni parti devleti! AKP tarafından düzenlenen ‘100 bin yeni üye etkinliği’ne ait fotoğraf kanıtı.

ÇİFTE STANDARTIN NEDENİ: PARTİ DEVLETİ

Konser yasak, ‘yine AKP’liler hariç’ düğün yasak, tiyatro yasak! Hukuk arayışı sakıncalı, hak mücadelesi sonucu ölen avukatın, müzisyenin sınırlı katılımla gerçekleşecek cenazesi bulaşıcı ama iktidar organizasyonları serbest!

Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, normal koşullarda yasak olması gereken İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda valiliğin kişiye ve kuruma özel ‘yasak erteleme’ kararı sayesinde konuştu: “Bugün geldiğimiz noktada AK Parti’nin kaderiyle, ülkemizi kaderi bütünleşmeştir!” Salgın nedeni ile toplantının sınırlı tutulduğunu da ilave etti.

BAKAN, AKP ETKİNLİKLERİNE KÖR!

Cumhurbaşkanı, bir hafta önce de Giresun’da miting düzenlemiş, pandemi günlerinde çay dağıtarak izdiham yaşanmasına neden olmuştu. Ayrıcalıklı etkinlikler düzenlenirken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önemle sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına dikkat çekiyor.

Artık yeşil tabloyu bile kamudan uzak tutuyor. Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda bakanlığa link veriyor. Salgın krizini bilumum şakalarla yönetmeyi daha uygun buluyor. Konu, “Bugün hangi maskeyi taksam?” gibi örnekler ile sabit.

En son bir ‘Gif’ paylaştı. Bir kuğu, onunla ilgilenen kadına hamle yapıyor, çenesindeki maskesini gagası ile suratına kaldırıyordu. Altına yazdı: “Bizden daha bilinçli olanlar da var!” Bakan, salgını doğru anlatan ve yalıtımı işaret eden bir fotoğraf ile Haliç Kongre Merkezi görüntülerini yan yana koyup, aynı cümleleri yazsa daha etkili olmaz mı?

“Bugün hangi mitinge gitmesem!” paylaşımı daha şık durmaz mı?

Durmasına şık durur da parti devletinde böyle şeyler olmaz! Üstelik Haliç’teki o fotoğrafı, sadece parti devleti, Saray rejimi ve tek adam sistemi ile açıklamak da mümkün değil. Çünkü aynı karede, AKP’nin hikâyesi var: Çağdan kopukluk, bilinçsizlik, sorumsuzluk, ikiyüzlülük, kamuya saygısızlık, kibir ve “ben yaptım oldu” zihniyeti.

Hepsini toplayınca, ortaya kısa bir ifade çıkıyor: Bu kadarı da ayıp! Pandeminin başından beri bilim insanları, maske, mesafe, hijyen dışında, veri güvenliği ve doğru bilgi, yalıtım, iki haftalık toplumsal izolasyonun önemine vurgu yaptı. Sağlık bakanı ise işi mesafe, maske ve temizlikle sınırlı tuttu.

SALGINI SARAY REJİMİ BESLİYOR

Önündeki bariyerin rejimin karakteri ya da ‘karakter yoksunluğunu’ olduğu aşikâr. Koca, tüm sorumluluğu halka yüklüyor. Oysa salgın, din ile oy satıcılığı, sermaye aşkı, sağlık sisteminin defosu ve ilaç krizinde olduğu gibi ‘yandaşlık’ bağlarından besleniyor!

Erdoğan faaliyetleri sonrası, güvenlik ve virüs fanusu içinde muhtelif bir sarayına geçiyor. Toplantılarda olanlar ise kâh sarmaş dolaş kâh kitle ulaşım araçlarında ‘yaya yaya’ kalabalığa karışıyor.

NE AKP NE SALGIN KADER

Türkiye’de salgının hesabını, resmi verilerden değil, Ayasofya’dan, AKP kongre ve mitinglerinden, hasta halde çalıştırılan işçiden, hastanede kalan yatak sayısından, okula içi boş halde konan hijyen malzemesinden tutmak daha doğru. Misal Giresun mitingi öncesi ve sonrası Covid-19 hastası sayılarını karşılaştırmalı.

Türkiye’de korona, biraz leblebi tozu, biraz minare gölgesi. Resmi rakamlar kısaca Çorum’dur! Erdoğan, “AKP kader” diyor! Her zamanki gibi referansı dinden alıyor. Akılla izahı yok. Bilim ise Erdoğan’ın kaderciliğini kötü seçimler olarak değerlendiriyor: Zaman değişimin ruhudur, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Yani mesele göklerden gelen emir değil dipten gelen dalga! Türkiye Erdoğan’dan büyük. Ne salgın ne AKP kader!