Suriyeli gencin ırkçı bir grup tarafından saldırıya uğramasının ardından göçmenlere yönelik nefret suçlarına dair tepkiler artıyor. Demokratik kitle örgütü temsilcilerine göre saldırıların artmasının sebeplerinden biri ekonomik krizle gelen işsizlik

Yabancı düşmanlığını ekonomik kriz artırıyor

Dilan Esen

Göçmenlere yönelik ırkçı saldırılar dur durak bilmeden devam ediyor. Özellikle son dönemde artış gösteren saldırılara tepkiler çığ gibi büyürken göçmenlerin tek sorunu ise hedef alınmaları değil. Ülkedeki ekonomik kriz ve politik iklimden önemli ölçüde etkilenen göçmenler bayramda çocuklarına şeker bile alamadı.

26 Temmuz’da İstanbul Küçükçekmece’de inşaat ve dekorasyon işçisi 19 yaşındaki Suriyeli mülteci Muhammed Saeed, 20 kişilik grubun ırkçı saldırısına uğradı. Geçen ay da Antakya’da sınavdan dönen 5 Suriyeli öğrenci ırkçı bir grubun saldırısına maruz kalmasıyla birlikte göçmenlere yönelik ırkçı saldırılar tekrar gündeme geldi.

Nefret saldırılarının sonucunda faillere ceza verilmediğini aktaran HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, şöyle sordu: “İçişleri Bakanı olarak, Suriyeli mültecilere yönelik, artan nefret saldırılarını neden durduramıyorsunuz?”

SALDIRGANLAR CEZASIZ BIRAKILIYOR

Suriyelilere yönelik saldırıların yeni olmadığına dikkat çeken İnsan Hakları Derneği (İHD) Mülteci Komisyonu Sözcüsü Gülseren Yoleri, söz konusu saldırıların ekonomik, siyasi ve kültürel nedenleri olduğuna değindi. İktidarın sorunlara yaklaşımının şiddet içerdiğini vurgulayan Yoleri, “Bu saldırıların cezasız bırakılması gibi nedenler de saldırılara zemin hazırlıyor” dedi.

yabanci-dusmanligini-ekonomik-kriz-artiriyor-763818-1.

Ekonomik kriz, büyüyen işsizlik ve mültecilerin kayıt dışı ekonominin motoru haline geldiğini söyleyen Yoleri, “Belli iş kollarında yerli nüfusun karşısına ucuz emek gücü olarak çıkarılmalarının sorumlusu mülteciler değil. Ama toplum devletle ve sermaye güçleriyle çatışmak yerine karşısına mültecileri alıyor” diye konuştu.

İktidarın, Suriyelileri pazarlık masasına sürmesinin tabloyu giderek ağırlaştırdığını belirten Yoleri, bu durumun tüm göçmenleri tehdit ettiğini aktardı. Yoleri, “Umut yolculukları sırasında denizlerde, nehirlerde yaşanan can kayıplarının yanında dağlar, ovalar aşılarak yapılan yolculuklarda da çok sayıda mültecinin yaşamını yitirdiğini biliyoruz” ifadelerini dile getirdi.

***

Çocuklarımıza elbise bile alamadık

yabanci-dusmanligini-ekonomik-kriz-artiriyor-763817-1.

Yaşanan saldırılara tepki gösteren Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Mohammad Saleh Ali de “Kavga her zaman fakirlikten çıkıyor” dedi. Suriyelilerin, ülkeye geldiğinden bu yana devamlı gerginliklerin olduğunu söyleyen Ali, “Toplumda ayrımcılık ve nefret söylemleri var. Halk ‘Artık gitmiyorlar, bize rakip oldular’ diye düşünüyor. İnsanlar işsiz kaldıkları için böyle saldırılar gerçekleşiyor” diye konuştu. Koronavirüs salgının yoğun yaşandığı dönemin ardından bayramda da büyük ekonomik sıkıntıların içine girdiklerine dikkat çeken Ali, şunları söyledi: “Özelikle göçmenlerin ihtiyaçları çok yükseldi. İşler durdu. Suriyelilerin geliri de yok. Bu bayramda çocuklarımıza elbise, ayakkabı şeker ve çikolata alamadık. İş insanlarından gelen etleri bu sene yaklaşık 250-300 aileye dağıttık.

***

Aileler yakınlarını arıyor

27 Haziran’da Van Gölü’nde göçmenleri taşıyan ve şu ana kadar 61 göçmenin cansız bedenine ulaşılan tekne faciasında arama çalışmaları sürerken Afganistan ve Pakistan’da yaşayan 17 aile, yakınlarını arıyor. Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu’ndan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mahmut Kaçan’a sosyal medya üzerinden ulaşarak yardım istedi. Avukat Kaçan, gönderilen fotoğraflardan 4 Pakistanlı’nın kimliklerini tespit ettiklerini açıkladı.