Yağmur suyu zaten az, depolamak önemli. Su, geliştirilen yöntemlerle çatılardan, otopark gibi açık alanlardan, yollardan, bina ve duvar çevresindeki drenaj borularından toplanabilir

Yağmur suyunun hasat zamanlarına gelindi

Konuk Yazar: Erol Kesici - Yrd. Doç. Dr., Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı

Bilim insanlarının yıllardır yaptığı uyarı ve önerileri dikkate almadan akan suların önüne setler oluşturarak, yanlış yere barajlar yaparak ve yeraltı sularını hesapsızca çekerek, akan suyun doğal çevrimine engel olunması, gelecekte yaşanacak susuzluğun nedeni. Bunlara ‘doğal felaket’ demek insanın takdiridir. Doğanın kendini yenileyebilmesini engelleyerek su düzenini bozmak suyu parayla satmanın yolunu açarken, dünyada yaşanan su ve besin kıtlığının da nedenini oluşturuyor.

Su politikan yoksa suyu yönetemezsin
Su politikası olmayan ülkeler, suyu hep kötü yöneterek su ve ürün kıtlığına neden olmuşlardır. Suyun korunması, öncelikle “su fakülteleri” eğitimleriyle verilmelidir. Ama bunları açmak yerine; ‘sudan daha çok nasıl para kazanırız’ düşüncesiyle sudan çok ürünü düşünen su ürünleri fakülteleri, su ürünleri enstitüleri açılıyor. Unutulan şey ise suyu korumadan ondan verim alınmayacağıdır. Sonuç olarak bir ülkenin su politikası olmalıdır.

yagmur-suyunun-hasat-zamanlarina-gelindi-426207-1.

Çatıdan akan suya sahip çıkmak
Günümüzde, cadde ve sokakların topraksızlaştırılması, yeraltı akiferlerinin (yeraltı suyunu tutan ve ileten kayaç ortamı) engellenmesi, doğal dere ve çaylarının akışlarının değiştirilmesi gibi sebeplerden dolayı kısa süreli yağışlarda seller meydana gelmekte ve yağan yağmurun ancak çok az kısmı yeraltı sularına karışmaktadır. Hal böyle olunca da söz konusu yağmur suyundan faydalanılmamaktadır. Sorun giderek çok ciddi boyutlardadır. Gelecek için bugün bile alınacak önlemler kesin çözüm olmayabilir. Tarımsal kuraklık beraberinde arazi bozulumunu ve göçü getiriyor. Bu çözümlerden en kolay olanı yağmurun hasat edilmesidir. Aslında en iyi yağış hasadı; suyun yer altında toplanmasıdır ama buna göre politikalar geliştirmiyorlar.
yagmur-suyunun-hasat-zamanlarina-gelindi-426208-1.
Yağmur hasadını özetlemek gerekirse; ilk çağlardan buyana bilinen ve hala suya ulaşımın çok zor olduğu bazı köylerdeki tarlalarda uygulanan, kolay ve önemli bir yöntemdir diyebiliriz. Bu bağlamda atılacak küçük adımlar, büyük sorunlara çözüm olabilecektir. Son yıllarda birçok ülkede ve ülkemizdeki birkaç şehirde yağmur suyunu tutma ve yeniden kullanma yöntemleri ve bunu uygulamaya geçirmede proje çalışmaları yapılmaktadır.

Su kıtlığı ve suyun meta olarak pazarlanması sonucunda da pahalı hale getirilen kullanma suları için; kentlerde de yağmur suyu hasadı, peyzaj mimarlarının planlamaları arasında yer almasının yanı sıra bazı evlerde uygulanmaya başlanmıştır. Asırlar öncesinden bilinen hasat; suyun korunması –kullanılmasının yanı sıra taşkınları, kuraklığı engellenerek havada ve toprakta nemin artmasını da doğal olarak sağlamış olacaktır. Bu sistemin; belediyelerce teşvik edilmesi gerekmektedir. Yağmur hasadı olası sel olayında telafisi olmayan can kayıplarına ve doğa tahribatına da çözüm olacaktır.

Yağmur suyu nasıl toplanır?
Yağmur suyu başta çatılar olmak üzere, otopark gibi açık alanlardan, yollardan, bina ve duvar çevresindeki drenaj borularından toplanabilir. Toplanan yağmur suyu, borular aracılığıyla yağmur suyu filtresine yönlendirilir ve filtrelenen su depoda toplanır. Toplanan su, çamaşır makinesi, tuvalet rezervuarı, temizlik işleri, araç yıkama, tarım-bahçe sulama gibi amaçlarla kullanılabilecektir.

Hem çevre hem ekonomi korunur
Su fiyatlarının da suyun önemi doğrultusunda artış gösterdiği düşünülecek olursa, yağmur suyunun toplanıp depolanması ve değerlendirilmesi hem çevre ve su kaynakları bakımından hem de ekonomik kazanım açısından fevkalade etkin yöntemdir. Ekoloji gelişmezse, ekonomi gelişmez. Havzamızda yağmur suyunun hasadı; hem yerel yönetimler hem de bireysel uygulayıcılar için başlangıç noktası olmadır. İklim değişikliği tüm bu tartışmaları zorunlu kılıyor. Şimdiye kadar doğaya hükmetmek sonucu su kirliliğine, su kıtlığına (kuraklık- küresel ısınma- karbon ayak izi) ve gıda güvensizliğine neden olan insanlık, mutlaka doğanın bir parçası olduğunu hatırlamalı ve doğayla ilişkilerini tekrar gözden geçirmelidir. Kendisinden başka canlıların da var olduğunu özümseyerek kendi hazin sonunu hazırlamamalıdır.

***

Tarımsal kuraklık riski var

yagmur-suyunun-hasat-zamanlarina-gelindi-426209-1.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, bu yıl yağışlarda ciddi şekilde azalmanın olduğunu ve yağış rejimindeki değişikliğin bu yıl tarımsal kuraklık riskine yol açabileceğini söyledi.

Önceki yıllara oranla bu yılki yağışların az olduğunu vurgulayan Demir, bu durumun kuraklığa neden olabileceğini dile getirdi. Olası kuraklık riskine karşılık şimdiden bazı önlemlerin alınması gerektiğini kaydeden Demir, suyun kullanımı noktasında özellikle vatandaşların daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Dünyadaki iklim değişikliklerindeki sıkıntıların Türkiye’de de yaşanmaya başlandığını belirten Demir, “Türkiye’deki yağışlarda son 3 yıldaki azalmalar, bu yıl biraz daha fazla yaşanmaya başladı. Bu yıl yağış rejiminde ciddi değişiklikler yaşanıyor. Yağış rejimindeki bu değişiklik sadece su kaynaklarımızı etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda kuraklık riskini de beraberinde getiriyor. Meteorolojik, hidrolojik kuraklığı zaman zaman yaşıyoruz. Ama bu sene yağış rejiminin böyle devam etmesi halinde beklentiler tarımsal kuraklık riskinin de olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki 2-3 ay içerisinde yağış rejiminde bir düzelme olursa bu risk biraz daha azalabilir. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde mevcut su kaynaklarında ve kuraklık riskiyle birlikte tarımsal üretimde de ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz. Bunun için bu günden almamız gereken tedbirler var” dedi.