Cevap ve Düzeltme Metnidir

T.C. İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nin 06.02.2017 tarihli 2017/352 Değişik İş No'lu kararına karşı itirazımız üzerine verilen T.C. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin 22.02.2017 tarihli 2017/645 Değişik İş No'lu kararı gereğince "Yakın Zamanın En Güzel İtirafı" başlıklı haberimizle ilgili yayınladığımız Cevap ve Düzeltme Metnidir.

"BirGün" gazetesinin 24.12.2016 tarihli nüshasının 2. sayfasında, Bülent Mumay tarafından yazılan "Yakın zamanın en güzel itirafı" başlıklı yazının içeriğinde somut verilerden uzak mesnetsiz ifadeler kullanılarak, müvekkillerimiz Sayın Ethem Sancak ve BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. ("BMC") hakkında gerçek dışı iddialara ver verilmiştir.

Yazıda gayr-i samimi bir üslupla müvekkillerimizin adı gerçeklikle bağdaşmayan konularla anılmış ve bu yolla toplum nezdindeki itibarları sarsılmaya çalışıldığından, cevap ve düzeltme hakkının kullanılması gerekmiştir. Yazı bütünü ele alındığında BMC'nin, Ethem Sancak'ın siyasi bağlantıları ile hukuka aykırı yollarla iktisap edilerek haksız kazanç sağladığı, ticaret hayatını bu şekilde sürdürdüğü yönünde gerçek dışı iddialarla müvekkillerimizden Sayın Ethem Sancak'ın kişilik haklarına saldırıda bulunularak, BMC üzerinden olumsuz algı yaratılmak istendiği aşikârdır. Gerçek dışı yazıda belirtildiğinin aksine, müvekkilimiz bütün ticari eylemlerini ilgili mevzuata uygun olarak gerçekleştirmektedir.

Sayın Ethem Sancak, ulusal ve uluslararası iş dünyasında tanınan, saygın bir işadamı, kamuya hizmet veren birçok vakıf, dernek ve benzeri organizasyonun yönetiminde aktif şekilde bulunan, ahlaki ve toplumsal değerlere önem veren, bu yönüyle de halk nezdinde ayrıca takdir edilen, önemli bir şahsiyettir. Bu nedenle 24.12.2016 tarihli BirGün gazetesinde yayınlanan, müvekkilimiz Sayın Ethem Sancak'ın kişilik haklarını ve toplum nezdindeki saygınlığını; BMC'nin de ticari itibarını zedelemeyi hedef alan gerçek dışı yazıya itibar edilmemesi önem arz etmekledir.

Hiçbir somut hükme dayanmaksızın yayınlanan gerçek dışı ve hukuka aykırı yazı; basın ahlakı ve çalışma ilkelerine aykırılık teşkil etmekte olup, sözde haberi yayımlayanlar hakkında, her türlü yasal başvuru yolları kullanılacaktır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Ethem Sancak
ve
BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili
Av. Gülin AKBABA

***

Her iktidar, kendi zenginlerini yaratır. Üstelik bu bize özgü bir durum da değil. ABD’de de, Avrupa’da da iş dünyası ile siyaset arasında benzer bir ilişki var.
Ama bizdeki kadar yapış yapış bir durum yok elbette. Çıkıp Trump ya da Merkel’e ayan beyan ilan-ı aşk eden bir “iş insanı” olmadı henüz. Yeterince yerli ve milli değillerse demek...

yakin-zamanin-en-guzel-itirafi-225645-1.Dün Havuz Haber Ajansı (HHA) tarafından servis edilen, tam da batıya inat yerli ve milli bir röportaj vardı. Tüm havuz medyasında noktasına kadar aynen yayınlanan röportajın öznesi Ethem Sancak’tı. Havuzdaki yatırımlarını devredeceği çokça konuşulunca, üst perdeden yalanlama gereği duymuş.

Tam sayfa yayınlanan röportajda 15 Temmuz’dan savunma sanayiine kadar her türlü meseleye de değinmiş. Ama medyasının“basın özgürlüğüne darbe” diye günlerce duyurduğu, kardeşi Murat Sancak’a yönelik “suikast girişimi”nin perde arkasından söz etmemiş. Belli ki “elini açmak istememiş.” Kendi bileceği şey elbette. Ama röportajda bundan çok daha önemli bir mesaj vardı. Medyadan çekilmediğinin altını çizen Sancak, elbette başkanlık sistemine selam çakıyordu: “Başkanlıkta önümüz otoban gibi açık olacak.”

“Önümüz” ifadesindeki özde Türkiye mi, kendisi mi tam emin olamıyor insan. Çok büyük ihtimalle kendisinden söz ediyor. “Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı”nda önünün yeterince açılmadığını düşünüyor belli ki. TMSF üzerinden teneşir vade ile aldığı havuz medyası ve BMC yetmemiş demek ki. Artık başkanlık otobanında memleketi üzerine yaparlar belki.

Durmak yok, aşka devam.

***

İşte Akit’in suç ortakları

yakin-zamanin-en-guzel-itirafi-225646-1.

Menemen’de Kubilay’ın şehit düşürülmesinin yıldönümünde Rize’den Atatürk heykelini sökenlere acıyorum. Sanıyorlar ki ülkenin kalbinden Atatürk’ü sökebilirler.
Düne kadar “putlaştırma” eleştirisi yapanlar, bugün tank maketlerinin önüne 5 yaşında bebeleri yatırıyorlar. Bu ülkenin heykellere değil, bir ideale bağlı olduğunu unutuyorlar.

Çirkin bir gazetecilik geçmişi olan Akit de boş durmadı elbette, Atatürk’ün heykelinin kaldırılmasını, twitter hesabından şöyle duyurdu: “Elhamdülillah, Rize özgürlüğüne kavuştu!”

Akit bu yaptığıyla bizi şaşırtmadı. Peki Akit’in bu ve buna benzer çirkinlerine destek olanlar, sırtını sıvazlayanlar? Çirkefliği kaleme alanları, devlet uçaklarında VIP sohbetlere ekleyenler? Genelkurmay Başkanlığı’nda özel söyleşi verenler? Siz de Atatürk’e bu hakaretin ortağısınız.

***

“Tünel”de kaybolan şehitler

Başkalarını vekâlet savaşları yürütmekle suçlayıp, kendi askerini cepheye sürenler yüzünden şehit vermeye devam ediyoruz. Medyanın büyük çoğunluğunda verilen kayıplar ya yok ya da devam sayfalarında...

Hele ana akımda, diri diri yakılan 2 gencimizin haberini veren bile yoktu dün akşam saatlerine kadar.

Havuz televizyonlarına bakarsanız sabah akşam Avrasya Tüneli...

Arkadaş, “tünel aşkı”nızı anlıyoruz... Yahu içinizden biri keşke 18 gencimiz oralarda can vermeseydi de aynı tünelden geçebilselerdi demiyor mu?

***

yakin-zamanin-en-guzel-itirafi-225649-1.yakin-zamanin-en-guzel-itirafi-225650-1.yakin-zamanin-en-guzel-itirafi-225651-1.

Asker yakanlar terörist değil mi?

Meclis grup toplantısını neredeyse cezaevinde yapacak olan HDP’de dün sabah da Meclis Başkanvekili Pervin Buldan gözaltına alındı. “Terör örgütü propagandası, suç ve suçluyu övme” fiillerine karıştığı iddiasıyla ifade veren Buldan, birkaç saat sonra serbest kaldı.

Madem terör örgütüne destek, övgü gibi meseleler konusunda hassasız. 2 askerimizi diri diri yakan IŞİD’e aynı fiillerle destek çıkan siyasilere de bir şey yapılacak mı?

Hani “Öfkeden bir araya gelmiş insan topluluğu” diyen eski Başbakan Davutoğlu...

“IŞİD öldürüyor ama işkence etmiyor” diyen eski yardımcısı Emrullah İşler... “İŞİD terörist bir örgüt değildir” diyen AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu da ifade verir mi?

Ayıptır, nezaketsizlik olmasın, kapılarına dayanmasın polis. Davet yoluyla ifadeleri alınır mı acep?

***

Havuza özel şerit mi açıldı?

Avrasya Tüneli, ülkenin yüzde 100’ünün vergileriyle inşa edildi. Ama memleketin en az yüzde 50’sine karşı propaganda malzemesi olarak kullanılıyor. İşin kötüsü vergilerimizle yapılan “hizmet”e servet ödemeye devam edeceğiz. Normalde köprülerde Anadolu’dan Avrupa’ya geniş ücretsizdir. Avrasya’da her yön paralı. Üstelik 15 TL, o da şimdilik. Döviz ile “güncellenecek.” Hafta sonu çalışmayan birine günde 30, ayda ise 660 TL’ye mal olacak.

yakin-zamanin-en-guzel-itirafi-225647-1.yakin-zamanin-en-guzel-itirafi-225648-1.

Her neyse, biz başlığımızdaki detaya dönelim. Tünelin açılması sonrası iki gazete iyi bir refleks göstermiş. Muhabirlerini tünelden geçirmiş, deneyimi ve yarattığı farkı yazdırmış. Hürriyet, Bostancı’dan gazetesinin merkezi olan Bağcılar arasını test etmiş. Köprüyü kullanan muhabir 67 dakikada, tüneli kullanan ise 38 dakikada gazeteye varmış.

Aynı şekilde tüneli test eden Sabah’ın başlığı ise “Avrasya’dan 6,5 dakikada geçtik.” Hürriyet’ten 31 dakika 30 saniye hızla nasıl geçtiler diye düşünüyor insan. İstanbul trafiğinde havuza özel ek şerit mi açılmıştı? Sabah’ın devam sayfasına bakınca meselenin özü anlaşıldı. Tünelin kent trafiğini nasıl rahatlattığını, sadece tünelin kendisini test ederek yapmışlar. Hani keşke Sabah’ın merkezi Balmumcu’ya kadar bir tünel ile bir de köprü ile gitselerdi.

Bakalım yine ışınlanacaklar mıydı?

***

Akar, akar, akar...

Önceki akşam sosyal medya üzerinden yayılan o video, izleyenlerin de izlemeyenlerin de nefretini kabarttı. IŞİD’in şehit ettiği 16 askerin acısı daha tazeyken, esir alınan 2 askerin diri diri yakılması haberi, zihinlere katran gibi yapıştı. IŞİD’in bu vahşeti ve Ankara’ya meydan okuması karşısında ne beklerdiniz? Birilerinin kamuoyunu aydınlatması, yüreğine su serpen bir açıklama yapmasını, değil mi? Yine ihale trollere kaldı, vahşete isyan edenler “teröre hizmet etmek”le suçlandı. Genelkurmay, 16 şehit sayısını 18 olarak güncelleme gereği bile duymadı. www.tsk.mil.tr de öldürülen IŞİD’lilerin sayılarını artırmakla meşguldü. Genelkurmay’ın bu sessizliği, sosyal medyada epey tepki konusu oldu. Ama günün en çarpıcı mesajı, twitter kullanıcısı @realsanto14’ten geldi:

Ordun darbe denedi, esir alındın0
Helikopterin düştü, nikah şahidi oldun
Tankın kaçırıldı, askerin yakıldı
Tebrikler, sen bir Hulusi Akar’sın.

***

Durursak Sevr’e döneriz, peki durmazsak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, can kayıpları verdiğimiz Fırat Kalkanı Operasyonu “Durursak Sevr’e döneriz” diye savundu.

Bu argümanın kendisini kenara koyalım bir anlığına. Sevr’i paramparça eden Lozan için daha birkaç ay önce “Bize zafer olarak yutturmaya çalıştılar” diyerek, Musul’u işaret eden kendisi değil miydi?

“Durursak Sevr’e döneriz” ama başladığımız yer zaten bu teslimiyet anlaşmasını tarihe gömen Lozan değil miydi?

Son bir soru, durursak Sevr. Tamam. Peki ya durmazsak? Bu sorunun yanıtını bilen tek bir kişi var mı Ankara’da?