Aylardır gizlenen vaka sayısını kamuoyunun baskısı üzerine açıklayan Sağlık Bakanı Koca’ya tepki çığ gibi. Prof. Dr. Pala, “İstifa etmek için neyi bekliyor” dedi. TTB Genel Sekreteri Bulut, “Verileri DSÖ’den gizlemek uluslararası sağlık skandalı” diye konuştu.

Yalan dalgası kırıldı

HABER MERKEZİ

COVID-19 salgınında aylardır süren sansür bitti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün 28 bin 351 kişide koronavirüs tespit edildiğini açıklamasının yankıları sürüyor. Bu açıklamayla Türkiye, bir anda dünyada en çok vaka görülen üçüncü ülke oldu.

Avrupa’da ise ilk sırada yer aldı. Ancak gizlenen sadece ‘vaka sayısı’ değil. Bakanlık, salgının başından bu yana 12 bin 840 kişinin yaşamını yitirdiğini iddia etse de İstanbul Tabip Odası’nca yapılan hesaplamalar, 35 bin yurttaşın hayatını kaybettiğine işaret ediyor. Başta sağlık meslek örgütleri olmak üzere kamuoyu Sağlık Bakanı Koca’yı istifaya çağırdı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut ve CHP’nin doktor vekillerinden Mustafa Adıgüzel konuyu BirGün’e değerlendirdi.


İSTİFA İÇİN NEYİ BEKLİYOR?

TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Sağlık Bakanı istifa etmek için neyi bekliyor?” diye sordu.

“Günde 50 bin civarında belki daha üzerinde hasta olduğunu varsayabiliriz” diyen Prof. Dr. Pala, şunları söyledi; “Bakan önce açıklanandan daha fazla doğrulanmış olgu olduğunu kabul etti, sonra da bir günlük bu sayıyı verdi. Bu, Sağlık Bakanı açısından çok sıkıntılı bir süreç. Yaklaşık 30 bin olgu sayısını -test yaptıranlar içerisinde pozitif oranının yüzde 60-70’lerde olduğunu düşünürsek- kabaca 40 bin diye ele almamız gerek. Test yaptıramamış, kamu hastanelerine gidememiş, bulgusu olan ya da temaslıları ele alırsak kabaca günde 50 bin civarında, belki daha üzerinde hasta olduğunu varsayabiliriz. 5’inci sıraya yükselmiş Türkiye’de salgının kontrol altında olmadığını görüyoruz. İvedi önlem şart. Kapanma zorunlu.”

ULUSLARarASI SAĞLIK SKANDALI

TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut ise verilerin Dünya Sağlık Örgütü’nden bile gizlendiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Mart nisan ayında açıklanan veriler ile sahadan aldığımız veriler arasında makas farkını gördük. Ölü sayısı ile vaka sayısı da açıklanın kat kat üstündeydi. Sonuçta TTB haklı çıktı. TTB’nin açıklamaları itiraflarıyla kanıtlanmış oldu. Bu, bildirimi zorunlu bir hastalık. Bu durumda Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) bile bu rakamların gizlendiği anlaşılıyor. Bu uluslararası sağlık skandalıdır. Türkiye’nin güvenilirliğini ve saygınlığını azaltır.”

3 MİLYON POZİTİF VAKA

CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, “Tam üç ay önce bugünkü durumu söylemiştik. Hem Bakan hem Cumhur İttifakı vekilleri hem Bahçeli bizi yerden yere vurmuştu” dedi ve ekledi: “Şimdi ne oldu? Fazlası var eksiği yok, hatta daha kötü durumdayız. Şimdilik sadece vaka sayılarını söylediler. 160 bin test yapılmış, 28 bin pozitif çıkmış. Hesap kolay: Bugüne kadar 17,5 milyon test yapıldı, bu 3 milyon pozitif vaka demektir.”

Adıgüzel, günlük ölü sayısının binin altında olmadığını aktardı: “Elimdeki daha sağlam verilerle ifade ediyorum ki, bugün Türkiye’de vefat sayısı yine binden az değil. Sadece üç ilin vefatı 300’ü geçiyor. Batman’da 20’den fazla, Kayseri’de 30-40’larda. Her ilden veri geliyor. Günlük vefat sayısında ABD’nin da önünde 1’inci sıradayız. Böyle devam ederse mart başına kadar 100 günde 100 bin can kaybetme riski ile karşı karşıyayız.”

20 GÜNLÜK KAPANMA ŞART

Adıgüzel, sözlerini şöyle noktaladı: “Alınmayan önlemlerden kaybedilen her canın sorumlusu bu işe ekonomik pencereden bakan hükümet ve Erdoğan’dır. Acil 20 günlük kapatma şarttır. Bu millet devletine yüz yıllardır bakıyor. Bu devlet de milletine 20 gün bakabilmeli. Tüm dünyada tam kapatma yapılan ülkelerde bunun neredeyse yarısı kadar vaka yok.”

***

Can kaybı sayısında yalan sürüyor

İSTANBUL Tabip Odası Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, ülkede Covid-19 kaynaklı ölümlerin de gizlendiği vurgulandı. Açıklamada, “Sağlık Bakanlığı’nın dün açıkladığı gibi can kaybının 12 bin 840 olmadığını da biliyoruz. Veri ve hesaplamalar Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 35 bin yurttaşımızın hayatını kaybettiğini gösteriyor” dendi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye, salgın yönetiminde dünyanın en kötü ülkeleri arasında yer alıyor. Aylardır anlatılan ‘başarı hikâyesi’ koca bir yalanmış. Peki niçin böyle oldu? Çünkü ülkeyi yöneten siyasi iktidar; salgının başından bu yana aklın ve bilimin ışığında bütünlüklü bir salgın politikası yürütemedi, eksik/yanlış/tutarsız uygulamalarla günü kurtarmaya çalıştı. Salgını değil, kontrolü altındaki medya aracılığı toplumsal algıyı yönetmeye girişti. Bunun bedelini hep birlikte canlarımızla ödedik, ödemeye devam ediyoruz.”