Yalçın, sert viraja 2'de 2 ile giriyor

Bülent KALAFAT

Ligin en iyi uzun pas atan stoperi Djilobodji, maçı ağırlıklı olarak rakip yarı sahada oynayacak Beşiktaş’a karşı Sumudica’nın en ihtiyaç duyduğu parçalardan biriydi. Onun yokluğuna rağmen, Gökhan ve Atiba’nın kötü başlangıçlarının da etkisiyle, Beşiktaş Kana-Bıyık ve Morais’in 3. bölgeye gönderdiği topları savunmakta çok zorlandı. Hücumdaki plan ilk dakikalarda Burak’ı hemen savunma arkasına kaçırmak, ardından da Caner’in kalabalık içine sert toplarıyla pozisyon kovalamak gibi gözüküyordu. Alışılmış bu girişimleri savuşturmak kırmızı-siyahlılar için yalnızca rutindi.

Ruiz’in de dahil olduğu savunma dörtlüsünün %70’lere kadar inen pas isabetiyle oynadığı ilk yarım saatin golsüz tamamlanması daha çok Gaziantep’in kaybıydı. Bu süreçte set hücumları da dahil olmak üzere Gaziantep’e net pozisyonlar veren Beşiktaş, Rizespor karşılaşmasındaki gibi Caner-Ruiz üzerinden epey zorlandı. Artık siyah-beyazlılara karşı oynayan ekiplerin bu bölgeye olabildiğince top göndermeyi amaç edindiğini gözlemlemek standart haline geldi. Oğuz Ceylan biraz daha zorlasa ilk 45 itibariyle kariyer maçlarından birini oynayabilirdi mesela.

Sumudica’nın tercih ettiği 5’li savunmayı etkisiz hale getirmenin en efektif yolu olan hızlı yön değiştirmeyi ev sahibi ilk denediğinde dakika 44’tü ve bu hücumdan Gökhan’ın arka direğe kestiği ama kimsenin dokunamadığı tehlike doğdu. Ljajic- Boateng değişikliği ile başlanan ikinci devreye VAR’ın uyarısıyla Alper Ulusoy’un verdiği enteresan penaltı ile önde giren Beşiktaş, 1-0’dan sonra daha organize idi ve hücum geçişlerini daha iştahlı savundu. İkinci gol, kötü gününde dahi Beşiktaş’ın verim ve doğru karar merkezi olan Gökhan’ın asistiyle geldi.

Burak ve Caner’in takım arkadaşlarından kopuk önderlik girişimleri, Vida’nın tehlikeli miktarlarda dikine top oynamak zorunda kalması, sol kanadın maçların büyük bölümlerinde savunmasız bırakılması, set-geçiş-duran top üçlüsünün hepsinden pozisyon verilmesi ve sonuçlandırılmayan çok fazla hücum yapılıyor olması gibi temel arızalar hala sürüyor. Bireysel performanslarda kayda değer bir ivme olmadığı, ve bugünkü gibi başlangıç planının ideal olmadığı günlerde Beşiktaş’ın öne geçmekte çok zorlanmaya devam edeceği bir gerçek. Boateng’in, bugüne dek Atiba’ya yüklenen, Diaby’nin ise bir türlü beceremediği ikinci forvet koşularını üstlenebilir olması ise net bir artı olarak duruyor.

Sergen Yalçın’a kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Beşiktaşlılar, bu birlikteliğin bir romantizmin ötesine geçebilmesi için yaz aylarını beklemek durumundalar. Sıradaki üç rakip Başakşehir, Trabzonspor ve Alanyaspor. İlkine dördüncü sarısını gören Gökhan olmadan çıkılacak bu üç maç, Yalçın’ın Beşiktaş’ını tanımamız adına Gaziantep ve Rize müsabakalarından çok daha gerçekçi doneler barındıracaktır.