Günlerdir süren orman yangınları sadece Avustralya’da değil, batılı ülkelerde de küresel ısıtmaya karşı yeni bir dönüm noktası olabilir. Batılı kamuoyunun hükümetlerini iklim krizi konusunda daha etkin önlemler alması için zorlamalarını beraberinde getirebilir

Yanan bir kıta  değil, tüm dünya

Feriha Güney/Sydney

Yangından kaçmaya çalışırken tel çite takılmış, takıldığı yerde yanmış bir kanguru yavrusu… Can havliyle yoldan geçen bisikletlileri durdurup, su istediğini anlatan, tırmandığı bisiklette kana kana su içen bir koala

Kolunda, kargaşada kaybolursa korkusuyla, anne babasının cep telefonu yazılmış, yangından kurtarılıp, toplama alanına getirilmiş, etrafında olup bitenleri anlamayacak, yaşadığı dehşeti dillendiremeyecek kadar küçük olsa da, o yaştan hiç beklenmeyecek suskunluğu, bakışlarına yerleşmiş o dehşet ifadesiyle 3-4 yaşlarında bir çocuk…

Alevlerin içinde sıkışıp kalmış, yangın fırtınası içinde ölümüne mücadele veren, kızıl karanlık içinde itfaiye görevlileri…

Avustralya cehennemi yaşarken, ailesiyle yapmakta olduğu Havai tatilini tamamlayarak dönen, yangından zarar görenleri ziyaret eden Avustralya Başbakanı Scott Morrison’ın, el sıkmak için uzattığı elinin karşısında, bakışlarıyla “Şimdi mi aklın başına geldi, artık senden hiçbir şey beklemiyorum” diyen, yangında evini barkını kaybetmiş, oturduğu yerden bakan bir adam…


Neredeyse son bir aydır, Avustralya halkı bu ve buna benzer fotoğraflarla başlıyor güne. Avustralya yanıyor… Yangının faturası henüz tam olarak çıkmış değil. Şimdiye kadar 26 kişinin ölümünün yanı sıra 500 milyondan fazla hayvan yanarak can verdi. Sydney’in başkenti olduğu Güney Galler Eyaletinde koala nüfusunun üçte biri yok oldu. 1500 kişi, uzun bir bekleyişten sonra, deniz kuvvetlerine bağlı gemiler ve hava kuvvetlerine bağlı helikopterlerle kurtarılarak güvenli bölgelere taşındı. 350 kişi daha kurtarılmayı bekliyor. Yeni Güney Galler Eyaletinde yangınlar başkent Sydney’in, Viktorya eyaletinde ise başkent Melbourne’un kapısına dayanmış durumda. Güney Avustralya’daki Kangroo adasının üçte biri yandı. Bu üç eyalette toplam 200’e yakın yerde yangınlar sürüyor. Bu yangınların diğer eyaletlere de sıçramasından korkuluyor. Yangın fırtınasının içinden çıkan dev alev topları onlarca kilometreyi saniyeler içinde aşabiliyor. 2 saatlik uzaklıktaki yangın saniyeler içerisinde, kapınıza ulaşabiliyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan yapılan gözlemde, Avustralya’da 432 kilometre uzunluğunda bir alanda yangınların sürdüğüne gözlemleniyor.

YANGIN KASIRGASI TEHLİKESİ

Bu yangınların en ürkütücü yanı, nereye doğru ve hangi hızla yayılacağının bilinememesi. Yangınlar, pyro-cumulonimbus adı verilen bulutlar yaratmış durumda. Bu bulutlar, yağmursuz şimşekler çaktırıp, şiddetli rüzgârlar çıkarabilecek, yangın kasırgasına yol açacak kapasitede. Dolayısıyla, yangın kendi iklimini yaratıyor. Pyro bulutları, önceki gün Cabramurra kasabasında, saatteki hızı 128 kilometreyi bulan rüzgâr yaratarak, hava sıcaklığını 69.8 C’ye çıkardı. Yangınların kontrol altına alınabilmesi çok güç. Alevler hızla şehir merkezlerine doğru yol alıyor. Herkesin hazırlıklı olması isteniyor; ne yapmalıyız, nereye sığınmalıyız, bölgemizde toplanma alanları nerededir konusunda araştırma yapıp strateji belirlememiz öneriliyor.

Avustralya yangınlara alışık aslında ama böylesine değil. Eyaletlerin konumu gereği, birinde yangın mevsimi başlarken, diğerinde sona ermiş olabiliyordu. Bu kez durum farklı. Daha mevsimi gelmeden karşılaşılan durumun, ilerleyen süreçte yapabileceği yıkımı tahmin bile etmek güç. Aynı anda tüm eyaletleri tehdit etmesi, söndürülmesi için kaynakların ortaklaşa kullanımını da olumsuz etkiliyor.

BAŞBAKAN’A TEPKİ BÜYÜK

Bu süreçte şimşekler Avustralya Başbakanı Scott Morrison’a yönelmiş durumda. Felaket sırasında, ailesiyle gittiği Hawaii tatilini yarıda kesmeyip ancak bitiminde dönen Marrison, yangın bölgelerini ziyaretinde halkın tepkisiyle karşılaştı. Kimi yerlerde sıkmak için uzattığı eli havada kaldı, şiddetle eleştirildi. Elbette bu tepkinin tek nedeni tatilden hemen dönmemesi değil, yangına karşı tüm uyarıları kulak ardı etmesi, gerekli önlemlerin alınmamış olması. Bunan yanında, hemen başında kara ve deniz kuvvetlerini söndürme çalışmalarına dahil etmemesi, uluslararası toplumdan hemen yardım istememesi, yangın söndürme uçaklarının sayısının yetersiz oluşu. Ama asıl sorun, küresel ısıtma ile Avustralya’daki yangınlar arasında bir ilişki olduğunu reddetmesi.

Yangın fırtınasıyla küresel ısıtma arasında doğrudan ilinti ortadayken, iktidardaki Liberal-Ulusal koalisyon, küresel ısıtmaya yol açan fosil yakıt projelerini teşvik etmeyi sürdürüyor.

yanan-bir-kita-degil-tum-dunya-671573-1.

MERCAN RESİFİNE TEHDİT

Son derece güçlü olan kömür ve gaz kartelleri, devasa projeleri hayata geçirmek için lobi faaliyetlerine devam ediyor. Bunlardan biri, hükümetin desteğinde Adani şirketi tarafından, Quensland’de açılacak olan Carmichael kömür madeni. Avustralya’nın ve dünyanın en büyük kömür madeni olacak olan Adani projesi hayata geçtiği takdirde;

♦ Dünya miraslarından biri ve küresel ısıtma yüzünden zarar görmüş olan Büyük Mercan Adaları (Great Barrier Reef) yakınlarından kömür taşımak üzere önümüzdeki 60 yıl boyunca, her yıl 500’den fazla ek yük gemisi geçecek.

♦ Kömür madeni, kuraklık kıskacındaki Quensland eyaleti için son derece kıymetli olan su kaynaklarından önümüzdeki 60 yıl boyunca, her yıl 270 milyar litre suyu bedava kullanacak.

♦ Atmosfere, 4.5 milyon ton karbon salınacak.

♦ Kömür madeninin kirli atık suyu, Carmichael nehrine boşaltılacak.

♦ Geride 6 büyük kömür çukuru bırakılacak ki bu da, yeraltı sularını bir daha geri gelmemek üzere yok edecek.

UNESCO tarafından dünya mirası ilan edilen the Great Barrier Reef, 400’den fazla mercan, bin 500’den fazla balık ve 4 binden fazla yumuşakça türünü barındıran, dünyadaki en fazla biyolojik çeşitliliğe sahip bölge. Ama asıl özelliği, bunca biyolojik zenginliğe sahip olması değil. Atmosferdeki karbondioksiti kullanarak kendini yenileyen bölge tıpkı ağaçlar gibi dünyanın akciğeri olma özelliğini taşıyor. Dolayısıyla, küresel ısıtmayı yavaşlatan etkileri var.

Adani projesi, yeraltı sularını yok ederek kuraklığa, atıklarla nehir sularının kirlenmesine ve mercan resifinin yok olmasına da yol açacak bir proje. Özetle, Avustralya giderek daha da şiddetlenen kuraklık ve yangın fırtınaları ile karşılaşırken, küresel ısıtmaya katkısı yüzünden, dünyanın geri kalanı da bu projeden olumsuz etkilenecek.

2018 yılında iklim değişikliklerinin etkisiyle meydana gelen Yunanistan’daki orman yangınları, Kuzey Kore’deki sel felaketi, Pakistan’daki yüksek sıcak hava nedeniyle ölümler, Nijerya, Japonya ve Hindistan’da meydana gelen seller de dünya kamuoyunun, kendi hükümetleri konusunda acil ve doğru adımlar atması için baskı kurmalarına neden olamadı.

Hatta 2019 yılının en kötü afeti 900 kişinin ölümüne neden olan Afrika’daki İdai Tayfunu, Japonya’da 160 kişinin, Hindistan’da 90 kişinin ölümüne neden olan aşırı hava sıcaklığı, Japonya’da 86, Çin’de 172 kişinin ölümüne neden olan sırasıyla Hagibis ve Lekima Tayfunları da, dünya çapında sivil halkın kendi hükümetlerinin iklim krizi konusunda eylemsizliklerine karşı çıkmalarına yol açmadı.

2019 da başlayıp 2020 yılında tüm hızıyla devam eden Avustralya’daki orman yangınları sadece kıtanın değil, tüm batılı ülkelerde bu eylemsizliği değiştirecek bir dönüm noktası olabilir. Batılı kamuoyunun hükümetlerini iklim krizi konusunda daha etkin önlemler alması için zorlamalarını beraberinde getirebilir.

yanan-bir-kita-degil-tum-dunya-671574-1.

Çünkü artık son iki üç aydır sosyal medyayı, gazeteleri ve TV ekranlarını dolduran görüntüler, batılı beyaz Avustralyalıların, Sydney gibi bir şehirde, yangınların yarattığı normalin 10-20 kat üstüne çıkan hava kirliliğine karşı maskeleriyle dolaşmaları ya da çoluk, çocuk üçüncü dünyadan gelen sığınmacılar gibi gemilere bindirilerek kurtarılmak üzere plajlarda beklerken fotoğraf karelerine yansıyan görüntüleri, iklim felaketinin sadece üçüncü dünyanın değil tüm dünyanın sorunu olduğunu göstermiş gibi. Küresel ısıtmanın, beyaz batılı ile Hintli, Çinli, Afrikalıyı aynı şekilde vurduğunu gözler önüne seriyor.

Belki bu yüzden artık beyaz Avustralyalı, kendisine elini uzatan Başbakan Scott Morrison’un elini sıkmadığı gibi, arkasından iklim krizi konusundaki tavrı yüzünden “sen bir aptalsın” gibi hakaretlere varan sözcükleri harcamaktan çekinmemekte. Ya da Avustralyalı bir komedyen Celeste Barber’in kırsal kesimde ailesinin evinin güvenlik nedeniyle boşaltılması üzerine, NSW Kırsal Kesim İtfaiyeciler Kurumu için 20 bin dolar hedeflediği bağış kampanyasının ikinci 35 milyon dolara ulaşması, küresel ısınmaya karşı dünya çapında eylemlerin artacağına işaret ediyor olabilir.
Küresel ısınmanın önüne geçilemediği takdirde, bu ve buna benzer felaketler küresel çapta devam edecek. Asıl korkulması gereken de bu.

cukurda-defineci-avi-540867-1.