Yandaş Star gazetesi yazarı Halime Kökçe, Türkiye’deki Katar yatırımlarını savunarak, Katar sermayesinin kendisini bekleyen onlarca ülke varken Türkiye’ye yatırım yaptığını ileri sürdü. Kökçe, "Katar’ın Türkiye’yi seven bir aile tarafından yönetilmesinin" önemli bir avantaj olduğunu savunarak, “Katar, Türkiye’ye herhangi bir şart koşmadan yatırım yapan bir ülke” dedi.

Yandaş yazar: Katar, Türkiye’yi seven bir aile tarafından yönetiliyor

MEDYA SERVİSİ

Katar’ın AKP iktidarıyla geliştirdiği ilişkiler nedeniyle Türkiye’ye olan yatırımları son dönemde iyiden iyiye arttı.

BMC ortaklığıyla Tank-Palet fabrikasını 25 yıllığına kiralayan Körfez ülkesinin, Türkiye’ye olan ilgisi son olarak hükümetle yaptığı 10 ayrı anlaşmayla yeniden tartışma konusu haline geldi.

Muhalefet, AKP iktidarını “ülkeyi Katar’a peşkeş çekmekle” eleştirirken, hükümete yakın çevrelerde ise Katar’a yönelik övgülerin sayısı gözle görülür şekilde artmaya başladı. Özellikle yandaş medyanın bu konuda hayli çaba sarf etmesi dikkat çekiyor.

Hükümetin kontrolündeki Star gazetesinin yazarı Halime Kökçe de bugünkü köşe yazısında bu konuyu ele alarak, Katar sermayenin Türkiye’deki faaliyetlerini eleştiren muhalefete yüklendi. Kökçe, yazısına Katar’ın Osmanlı’ya olan ‘sevgisinden’ başladı ve ülkenin başka yerlere yatırım yapma fırsatı varken Türkiye’yi tercih ettiğini öne sürdü.

Katar’ın “Türkiye’ye yakınlık duyan bir aile tarafından yönetiliyor olmasının” önemli bir avantaj olduğunu öne süren Kökçe, Katar, “Türkiye’ye herhangi bir şart koşmadan yatırım yapan bir ülke” iddiasında bulundu. Yandaş yazar, CHP’nin Katar yerine Almanya, ABD ve Fransa’yı istediğini savundu.

Halime Kökçe’nin “CHP'nin Katar'la sorunu ne?” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

‘KATAR İLE İLİŞKİLERİN TARİHSEL DERİNLİĞİ’ VARMIŞ

“Katar ile ilişkilerin tarihsel derinliği, Körfez ülkeleri arasında özellikle Suud ve BAE ile kıyaslandığında, o gün de bugün de, Türkiye’ye yakınlık duyan bir aile tarafından yönetiliyor olması önemli bir avantaj. Türkiye’nin bunu dikkate alarak ilişki geliştirmesi gayet yerinde ve anlaşılır bir tutum.

(…)

Katar 2,5 milyon nüfunu olan ve bizim Kütahya ilimiz büyüklüğünde bir ülke. Az nüfusu ve küçük yüzölçümüne rağmen tarihte de bugün de konumu itibariyle hep önemli olmuş. Üstelik artık petrol ve doğal gaz kaynakları itibariyle dünyanın en zengin, kişi bayına düşen gelir itibariyle de en müreffeh ülkelerinden.

Adamların kendi ülkelerinde yatırım yapmaya ihtiyaçları yok. Başta İngiltere ve ABD olmak üzere dünyanın en zengin ülkelerinde de çok ciddi yatırımları var. Bunu, ekonomideki doğal gaz ve petrole bağımlılığı azaltmak adına bir strateji olarak benimsemişler.

Türkiye ise gerek uzunca bir süredir uğradığı ekonomik baskılardan, gerekse Kovit’ 19 salgınının yol açtığı ekonomik küçülmeden muzdarip şekilde, yabancı yatırımcıya ihtiyaç duyuyor.

Zaten muhalefet dahil herkesin ağzındaki sakız şu değil miydi? -Ekonomi kötü yönetiliyor! -Nerden belli? -Ülkenize yabancı yatırımcı gelmiyor, olan da kaçmaya bakıyor.

Şimdi ise kapılarını açmış bekleyen onlarca ülke varken bize gelen Katar sermayesini aynı muhalefet, kürekle kovmaya çalışıyor. Yalan dolan ve manipülasyonla, “Ülkeyi katar katar sattınız”, gibi en ucuz en pespaye laflarla...

(…)

Katar, Türkiye’ye herhangi bir şart koşmadan yatırım yapan bir ülke. CHP’nin isteği ise iktidarın devrilerek ülkenin onlara teslim edilmesi. ABD’ye, Fransa’ya yahut Almanya’ya bunun için yalvarıyorlar. ABD’nin yeni başkanından medet umuyorlar. “Aradığınız kullanışlı iktidar biziz” diyorlar.”