Yangın riskini artıracak meteorolojik koşulların henüz oluşmadığını belirten Prof. Dr. Tolunay, “Sıcaklıkların artmasıyla tehlike büyüyecek” dedi. Yangın öncesi hazırlığa dikkat çeken Orman Mühendisi Tutmaz ise kara araçlarının eksikliğine personellerin eğitimsizliğine dikkat çekti.

Yangın çıkma riski daha da artacak
İzmir Çeşme’de önceki gün çıkan ve 3 saatte söndürülen yangında 2 hektarlık alan kül oldu. (Fotoğraf: DHA)

Gökay BAŞCAN

Alevler ülkenin dört bir tarafından yükselirken İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, önümüzdeki günlere dikkat çekerek “Henüz orman yangını riskini artıracak ekstrem meteorolojik koşullar oluşmadı ve Avrupa'daki sıcak hava dalgası ülkemizi etkilemedi. Önümüzdeki günlerden itibaren sıcaklıkların 40 derece ve üzerine çıkması bekleniyor” dedi. Emekli Şube Müdürü ve Orman Mühendisi Vehbi Tutmaz ise, kara araçlarının eksikliğine ve personellerin eğitimsizliğine dikkat çekti.

GEÇEN YILA DİKKAT ÇEKTİ

Geçen yıl ülkenin en büyük orman yangınları yaşanırken bu yıl da havaların ısınmasıyla birlikte gözler yeniden ormanlara çevrildi. Her geçen gün ülkenin dört bir tarafında irili ufaklı alevler yükseliyor. Geçen yıl büyük orman yangınlarının yaşandığı zamandaki meteorolojik koşulların oluşmadığını belirten Prof. Dr. Tolunay, benzer koşulların önümüzdeki günlerde oluşabileceğini belirtti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Tolunay, “Geçen yılki yangınların yıldönümü yaklaşırken, 28 Temmuz 2021'de sıcaklıkların 40 derecenin üzerinde, bağıl nemin %10 civarında olduğunu hatırlatalım. Hatta Ağustos ayı başında Antalya ve Muğla'da sıcaklıklar 45 dereceyi bulmuştu. Benzer koşullar önümüzdeki günlerde de oluşabilir” dedi.

Bu yıl yazın geç geldiğini ve orman yangınlarına ilişkin eylül ayı sonuna kadar dikkatli olunması gerektiğini belirten Tolunay yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

•Yetkililer orman yangını için kırmızı alarm vermeli.
•Orman Genel Müdürlüğü odun üretimine ara vermeli.
•Ormanda ateş görüldüğünde 112 ya da 177 aranmalı.
•Ormanlara giriş yasaklanmalı.
•Mangal yasaklanmalı.
•Anız yakılmaması için uyarılar yapılmalı.
•Denetimler arttırılmalı.
•Ormana izmarit ve cam şişe atılmamalı.
•Ormana yakın yerlerde havai fişek kullanılmamalı/dilek feneri bırakılmamalı.
•Elektrik nakil hatları kontrol edilmeli. Trafoların yakınında söndürme ekipmanı bulundurulmalı.
•Maden ocaklarında patlatma yapılmamalı.
•Çöplüklerde ateşe karşı önlem alınmalı.
•Araçlar kuru otların olduğu alanlarda park edilmemeli.
•Ormanla iç içe yaşayanlar araçlarının bakımlarını yaptırmalı.
•Arıcılar bal alırken ateş yakmamalı.
•Ormana yakın yerlerde su borusu tamiratı için ateş yakılmamalı. Kaynak makinesi vb. aletler riskli havalarda kullanılmamalı.
•Balya makinelerinin bakımları yapılmalı ve söndürücü bulundurulmalı.
•Riskli bölgelerde cami/belediye hoparlörlerinden ve cep telefonu mesajlarıyla ormanda ateş yakılmaması uyarıları yapılmalı.

YANGIN SAYISI AZALTILMALI

Orman Mühendisi Vehbi Tutmaz ise yangın sayılarını azaltmak için çaba sarf etmek gerektiğini belirtti. Tutmaz, “Türkiye’deki yangın çıkış sebeplerinin tamamına yakını insan kaynaklıdır. Orman içi ve civarında yaşayan, faaliyet gösteren her kesim buna neden oluyor. Öncelikle yangın sayılarını en aza indirmek gereklidir. Yangın çıkmamasına yönelik çalışmalar hem çok ekonomik hem de tehlikesizdir. Geçen sene 10 bin, bu sene 100 bin gönüllü eğitildi. Ama 1 günlük eğitimle gönüllüleri büyük yangınlarda doğrudan kullanmak son derece yanlış ve tehlikelidir. Yangın çıkma sıklığı fazla ve tehlikeli alanlarda yaşayanların organize olmaları, yangın öncesi önlemlerin alınması ile müdahale, organizasyon, ilk yardım ve tahliye konularında eğitimli olmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.

OGM YETERİNCE EĞİTMİYOR

“OGM kendi personelini yeterince eğitemiyor” diyen Tutmaz, “2018 Yılında İzmir Buca Tınaztepede yangın işçi eğitim merkezi faaliyete geçmeden üniversiteye devredildi. Bunun neticesinde yangın işçilerimiz gerekli ve yeterli eğitimi alamıyorlar. Bu yüzden organizasyonlarda büyük eksiklikler ve hatalar oluyor. Hatta can kayıplarında bunun etkili olduğu da ifade edilmektedir. Yangınla mücadelenin vazgeçilmez bir prensibi de gerekli, yeterli, sürdürülebilir eğitim olmalıdır" dedi.

Ülkenin tüm kesimlerinin hava araçlarına endekslendiğini ancak tek başına yangını söndürmelerinin mümkün olmadığını belirten Tutmaz, “Hava araçları harcamaları yangınla ilgili bütçenin büyük bir kısmını kapsamaktadır. Türkiye’de geçen yıl 39 helikopter ile tarihinin en fazla sayıdaki hava aracına sahipken en büyük yangınları yaşadı. 2022’de ise sadece tek sorun hava aracı eksiği gibi 20 uçak 55 helikopter kullanılıyor. Bu kadar hava aracından çok, yer araçlarının ve özellikle bu araçtaki personel eksikliğinin tamamlanması ve ilgililerin eğitimlerinin yapılabilmesi hedeflenmelidir. Hava araçları yer ekiplerine yardımcı olurlar ve ilk müdahale için çok önemlidir. Asıl sorun yangına yerden müdahale eden araçların ve özellikle bu araçların personel eksikliğidir. Bir arazözde 2-3 kişi ile günlerce yangına mücadele edilmesi mümkün değildir. Eksik olan yerlere yeteri kadar ilk müdahale aracı ve arazöz takviye edilmesi ama özellikle personelinin yeterli ve eğitimli olması çok daha önemlidir" diye konuştu.

BAKANLAR İŞİ ZORLAŞTIRIYOR

Orman Mühendisi Vehbi Tutmaz yangın çıkan bölgeye Ankara’dan ‘çıkartma’ yapılmasına dikkat çekti: "Büyüyen yangınlara üst düzey yetkililer, bakanlar, vekiller gidiyor. Yangını yönetenler asıl görevlerinde önce gelenler ile ilgilenmek zorunda kalıyorlar. Bilinmelidir ki büyük bir yangına, yangın yönetimi ile ilgisi olmayan ve mevcut şartları bilmeyen ne kadar üst düzey yönetici (bakan, milletvekili vs) giderse yangın o kadar büyüyecektir. Ankara’dan gelip de yangın anında hiçbir kişinin müdahale etmemesi gerekir. Yangınların kontrol alınamamasının nedenlerinden biri de budur. Atadığınız bürokratlara güveniyorsanız bırakın çalışsınlar."