Attila Aşut

yazievi@yahoo.com


Kimi sözcük ve deyimlerin basında yanlış kullanıldığını görüyoruz. Bunlara zaman zaman değinsek de yanlış kullanımların arkası kesilmiyor...


“Vesvese”, Arapça kökenli bir sözcük. “İşkil, kuruntu, kuşku” anlamlarına geliyor. Bakın Bedri Baykam, 8 Ağustos 2019 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki “Her Yaştan Ekoloji Gerillaları Nöbette!” başlıklı yazısında nasıl kullanmış bu sözcüğü:


-“Ortalığı vesveseye veren teyzelere, amcalara ve yazarlara kulak veriyorsanız buyurun okuyun ve okumakla kalmayın size düşen görevleri üstlenin.”

Görüldüğü gibi, Bedri Baykam, “vesvese” ile “velvele” sözcüklerini karıştırmış! “Velvele” de Arapçadan dilimize girmiş bir sözcüktür ve “gürültü, bağrışma” demektir. Bedri Baykam’ın “ortalığı vesveseye vermek” diye yazdığı deyimin doğrusu ise “gereksiz telaşa ve heyecana düşürmek” anlamına gelen “velveleye vermek”tir.

***

Yanlış kullanılan bir başka sözcüğü yine Cumhuriyet gazetesinden örneklemek zorundayım. Üstelik “Kültür” sayfasından!

Emrah Kolukısa, gazetenin 26 Ağustos 2019 tarihli sayısında, Semih Kaplanoğlu’nun Oscar adayı seçilen yeni filmi “Bağlılık / Aslı” üstüne eleştirel bir değerlendirme yazısı yazmış. “Kaplanoğlu’na 8 Oy” başlıklı yazıda, film seçiminin olağan kurallara, alışılagelmiş uygulamalara ters düştüğünü anlatmak için şöyle bir tümce kurmuş yazar:

-“Evet, hiç kimsenin izlemediği bir filmin Oscar adayı olarak belirlenmesi çok da temayüllere uygun değil…”

“Temayül”, eğilim demektir. Belli ki Kolukısa da “temayül” ile “teamül” sözcüklerini karıştırmış. Bu tümcede olması gereken sözcük “temayül” değil “teamül”dür!

Sevgili arkadaşlar, çok sık yineliyorum: Dilimizde Türkçe karşılığı olan yabancı sözcükleri kullanmayalım! Arapça bizim anadilimiz değildir. İnsan, egemen olmadığı bir dilde daha çok yanlış yapar. Dil yanlışlarımızın çoğunun kaynağında, yabancı sözcük kullanma özentisi yatıyor.

***

HAFTANIN NOTU

Ankara’nın katı atık sorunu

CHP’li belediyeler kuşkusuz önemli işler yapıyor. Özellikle kültür alanında gerçekleştirdikleri değerli çalışmalar yadsınamaz. Ama kimi temel sorunların çözümünde aynı başarıyı yakaladıklarını söyleyemeyiz.

Genelleme yapmak yanlış olabilir. O nedenle, yaşadığımız başkentten vermek isteriz örneği.

CHP yönetimindeki Çankaya Belediyesi, geçmişte AKP’li anakent yönetiminin engellemeleriyle karşılaştı. O yüzde kimi hizmetleri istediği gibi yapamadı.

31 Mart 2019’dan beri bu tablo değişmiştir. Artık iki belediyenin de ortak iş ve hizmet üretme konusunda fazla mazereti kalmamıştır.

Ankara’nın temel sorunlarından biri, temizlik işleriyle ilgilidir. Özellikle Çankaya Belediyesi, katı atıkları toplama, değerlendirme ve ekonomiye kazandırma konusunda başarılı olamamıştır. Bu alanda öncülük etmesi gerekirken birçok belediyenin gerisinde kalmıştır.

Sözgelimi Çayyolu semti Yenimahalle Belediyesi’ne bağlıyken, katı atıklar düzenli bir biçimde toplanıyordu. Ancak Çankaya Belediyesi’nin anlaştığı katı atık toplama şirketi bu işi ciddiye almıyor. Atıkların haftanın belli günlerinde toplanması gerekirken, şirket elemanları belirlenen gün ve saatlere uymuyor. Dahası, semtteki tüm konutların değil yalnızca taşıtların girebildiği sitelerin atıkları alınıyor…

Koru Mahallesi’ndeki sitelerin yöneticileri bu konuları Çankaya Belediyesi’nin ilgili birimlerine defalarca yazılı ve sözlü olarak ilettikleri halde bir arpa boyu yol alınabilmiş değil.

Ankara Anakent Belediyesi’nin yeni Başkanı Mansur Yavaş’ı, kent sorunlarının çözümü konusunda ciddi çabalar içinde görüyoruz. Umarız bu önemli konuyu da ivedi işler programına alır ve kısa sürede sonuçlandırır.