Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Gazetelerdeki haberler hem yazım hem bilgi yanlışlarıyla dolu. Haber yazılırken çoğu zaman “5N 1K” kuralına uyulmuyor. Haberlerin en çok yanlış barındıran bölümleri ise genellikle başlıkları ve spotları oluyor. Haber başlıkları kısa, çarpıcı, kuşatıcı ama mutlaka anlamlı olmalıdır. 11 Temmuz 2019 tarihli BirGün’ün 11. sayfasında bir ölüm haberi var. Haberin başlığı şöyle: “TMMOB yöneticisi yaşamını yitirdi”. […]

Gazetelerdeki haberler hem yazım hem bilgi yanlışlarıyla dolu. Haber yazılırken çoğu zaman “5N 1K” kuralına uyulmuyor. Haberlerin en çok yanlış barındıran bölümleri ise genellikle başlıkları ve spotları oluyor. Haber başlıkları kısa, çarpıcı, kuşatıcı ama mutlaka anlamlı olmalıdır.

11 Temmuz 2019 tarihli BirGün’ün 11. sayfasında bir ölüm haberi var. Haberin başlığı şöyle: “TMMOB yöneticisi yaşamını yitirdi”. Başlıkta kişinin adı yerine kurum öne çıkarılmış. Oysa insan böyle acı bir haberle karşılaştığında, önce ölen kişinin kimliğini öğrenmek ister. Ama haberdeki tek sorun bu değil. Metinden bir tümce: “Yakalandığı hastalık sonucu tedavi gördüğü İstanbul’da yaşamını yitiren Gökdemir için yarın saat 16.00’da Kartal Cemevi’nde bir tören düzenlenecek.”

Haberin öznesi olan Gökdemir’in adını haber boyunca öğrenemiyoruz. Çünkü hep soyadıyla anılıyor. Ancak haberin sonunda yer verilen biyografi notundan, bu kişinin adının Murat olduğunu anlıyoruz. Bilmiyorum, şimdi iletişim fakültelerinde gazeteci adaylarına böyle mi öğretiyorlar haber yazmayı! Öznenin yalnızca soyadıyla anılabilmesi için, haberin ilk paragrafında o kişinin açık kimliğiyle yazılması gerekir. Sonra cenaze için “Cemevinde tören düzenlenecek” demek varken, sanki iki tören yapılabilirmiş gibi… “bir tören düzenlenecek” demenin anlamı nedir?

BİLGİ YANLIŞLARI

Şimdi de birkaç bilgi yanlışına değinelim:
“Ankara’da, kendisine ait hayvan hastanesinde çalışan veteriner Ç. B.’ye tecavüz ettiği suçlamasıyla tutuklanıp, savcılık kararıyla resen tahliye edilen Prof. Dr. Hasan Bilgili hakkında soruşturma tamamlandı.” (“Bilgili için 27 yıl hapis talebi”, Cumhuriyet, 17 Temmuz 2019, s. 3)

Savcıların “resen tahliye” yetkisi yoktur. Tutuklu bir insan ancak yargıç kararıyla salıverilebilir. Haberde bu yetki savcıya verilmiş görünüyor.

Bir başka örnek:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl temmuz ayında Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Celal Uzunkaya’yı sürpriz bir şekilde görevden alarak ‘bakanlık emrine’ atadı. (…) Uzunkaya, İzmir Emniyet Genel Müdürü olarak görev yaparken bizzat Erdoğan tarafından 25 Temmuz 2018’de Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandı.” (Alican Uludağ, “Uzunkaya görevden alındı”, Cumhuriyet, 19 Temmuz 2019, s. 5)

Haberin girişinde. Celal Uzunkaya’nın temmuz ayında hangi ilin emniyet müdürlüğüne atandığı belirtilmemiş. İkinci tümcede ise “İzmir Emniyet Genel Müdürü” deniyor. İlin Emniyet Müdürü olur, Genel Müdürü olmaz!

Cumhuriyet gazetesinde de karışık bir haber var:
“Artvin cumhuriyet başsavcılığı, dede hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen 4 karar ile ilgili de ihbarda bulundu.” (“ÖDP’li Sercan Dede’ye ceza”, Cumhuriyet, 2019, s. 5)

Habere göre, ÖDP Artvin İl Başkanı Sercan Dede’ye Artvin Ağır Ceza Mahkemesi, ‘Terör örgütünün propagandasını yapmak’ suçundan 10 ay hapis cezası vermiş ve cezanın ertelenmeden uygulanmasına hükmetmiş. Buraya kadar tamam. Ancak sonraki tümce anlaşılır gibi değil. “Dede hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen 4 karar” ifadesinden bir şey anlaşılmıyor. Ayrıca Savcılığın “ihbarda bulunması” ne demek? Bizim bildiğimiz, ihbar savcılığa yapılır? Savcılık kime ihbarda bulunmuş? Benim gerçekten aklım karıştı…

Böylesine özensiz yazılmış haberlerin denetlenip düzeltilmeden yayımlanması kimsede okuma keyfi bırakmıyor!

Haftanın notu

Haydar İlker
ÖDP’nin kurulduğu günlerde tanışmıştım onunla. Siyaseten farklı yerlerdeydik ama o güvene dayalı bir dostluğumuz vardı. BirGün’de yazmaya başladıktan sonra daha da yakınlaşmıştı ilişkimiz. Her karşılaşmamızda yazılarımı ilgiyle izlediğini söylerdi. Bazen de gecenin bir saatinde arar, sohbet ederdik. Hasta olduğunu bilmiyordum. O yüzden şaşkınlıkla karşıladım ölüm haberini. Haydar İlker’in ailesine ve yol arkadaşlarına başsağlığı diliyorum.