Günlerdir sosyal medyada “vergisi silinen şirketler” başlıkla bir liste dolaşıyordu. Bir “excel” dokümanının ekran görüntüsünden ibaret olan listeyi, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın programına çıkan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek doğruladı. Şimşek’e göre listede yapılan şey “sıfırlama” değil, uzlaşmaydı. Şimşek’e göre bu süreçte “siyasi müdahale söz konusu değil”di.

Doğrudur, vergi cezalarına itiraz eden şirketler, Maliye ile masaya oturup uzlaşmaya gidiyorlar. Böyle bir uygulama elbette var.

Ama listeye yakından baktığınızda, borçları tamamen sıfırlanan ilk sıradaki iki şirketin kimlere ait olduğu dikkatinizi çekti mi?
yap-yandasligi-sildir-milyonlari-360402-1.
Bu da mı tesadüf?
Bu şirketlerin sahiplerinin, aynı zamanda yandaş medya sahibi olmaları tesadüf olabilir mi? Sayın Şimşek, gerçekten bu tesadüfün “siyasi müdahale” olmaksızın gerçekleştiğini iddia edebilir mi?

Gelin o şirketleri yakından inceleyelim. İlk sırada, araç muayene istasyonları işleten TUVTÜRK var. Alman kökenli ama Türkiye’de Doğuş Holding’in iştiraki olan şirket. Devletimiz tamı tamına 767 milyon TL’yi almaktan tamamen vazgeçmiş. Doğuş Holding’in patronu Ferit Şahenk, NTV yayın grubunun da sahibi. Son yıllardaki sicilini hatırlatmaya gerek yok sanırım...

Maaşlarını biz ödüyoruz
Tamamen affedilen en büyük ikinci borçlu kim? Mehmet Cengiz’in başında olduğu Cengiz İnşaat. AKP döneminde aldığı ihalelerle şahlanan, Sabah’ın dahil olduğu medya grubunu “devralan” birkaç müteahhitlik şirketinden biri. Bu şirketin de 422 milyon TL’lik borcu tamamen sıfırlanmış.
yap-yandasligi-sildir-milyonlari-360403-1.
Yandaş patronlar, propaganda bültenlerinde çalışan kalemşorlarına maaşları bizim vergilerimizle ödüyormuş anlaşılan. En ufak bir eleştiride bulunanı hedef göstermeleri, kapıya koymaları sebepsiz değilmiş.

***

Gülmen: “Bombacı”
Gökbayrak: “Eroinci”

yap-yandasligi-sildir-milyonlari-360401-1.

Akşam Gazetesi’nin dünkü 1. sayfasında okuduk. KHK ile ekmeğinden edilen, mesleğini geri almak için ölüme yatan, kapısı kırılarak terörist diye tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen, meğer “bombacı”ymış. Gazetede yer alan (haber diyemeyeceğim) polis bültenine göre gözaltına alınan bir zanlı, Gülmen ile birlikte el yapımı bomba ürettiklerini iddia etmiş.
Günbegün eriyen, bu yüzden duruşmaya bile getirilmeyen Nuriye Gülmen için atılan “Eğitmen değil bomba uzmanı” başlığını okuyunca, insanın aklına ister istemez Oya Gökbayrak davası geliyor. 90’lı yılların sonunda Hak ve Özgürlükler Platformu’nun sözcülüğünü yapan Gökbayrak’ı mahkûm etmek için bir türlü bir gerekçe bulunamıyordu. Gökbayrak, nasıl ve hangi suçlamayla tutuklanıp susturuldu, hatırlar mısınız? Küçükarmutlu’daki evine yapılan baskında, tekerlekli sandalyesinin borularının içinde tesadüfen bulunan eroin sayesinde!

Şimdi neredeyse aynı tiyatro Nuriye Gülmen için oynanıyor. Gülmen’i Ankara sokaklarından uzakta, hapiste tutabilmek; adalet isyanını susturabilmek için yeni kulplar aranıyor. Bakalım Semih Özakça’yı mahkûm etmek için ne tür itiraflar okuyacağız yakında… Gözümüz yandaş medyada.

***

El sıkmama meselesine dair

yap-yandasligi-sildir-milyonlari-360399-1.

Meltem Cumbul meselesinde lafı eveleyip gevelemenin bir âlemi yok… Nezaketsizliğe siyasi anlamlar yüklemenin de. O sahneye çıkıp Semih Kaplanoğlu’nun elini sıkmamak sadece ve sadece ayıptır. Yönetmenin siyasi eğilimi ya da dönüşümünü bahane edenler de, az ötede dursun mümkünse.

***

Bir ihtimal daha mı var?

yap-yandasligi-sildir-milyonlari-360398-1.

Erdoğan’ın, İstanbul ve Düzce’nin ardından 6 ilin belediye başkanını daha istifa ettireceği iddiasını önceki akşam bütün Türkiye, Kanal D Haber’den öğrendi. Ahmet Hakan’ın sunduğu ana haber bültenine bağlanan Ankara muhabiri Seçil Özer, Ankara’nın parselci başkanı Melih Gökçek dahil 6 başkanın adlarını tek tek saydı.

Ahmet Hakan, ertesi günkü köşesinde de istifacı isimler meselesine girmiş ama şu notla bitirmiş yazısını: “Pek ihtimal vermiyorum ama Melih Gökçek de varmış.”

İnsanın aklına şu iki soru geliyor:

1- “İhtimal yoksa” kendi muhabirinin ağzından neden milyonlara bu iddia yayıldı? Yoksa muhabirine mi güvenmiyor?
2- “İhtimal varsa” birkaç hafta önce lunaparkta birlikte çocuklar gibi şen gezdiği Gökçek’e bir telefonla neden sormadı?

***

İddianamede, “Sonuca ulaşamadık” cümlesi

yap-yandasligi-sildir-milyonlari-360397-1.

Sözcü Gazetesi’ne yönelik soruşturmanın iddianamesi nihayet çıktı. Hani, gazetenin haberlerinin terör örgütüne destek delili olarak kullanılması garabetini bir kenara bırakıyorum. Bugüne kadar yüzlerce iddianame okudum, ilk kez bir iddianın “Sonuca ulaşamadık, araştırıyoruz” diye eklendiğine tanık oldum

Reklamdan çok yüksek satış geliriyle ayakta duran Sözcü’nün günlük nakit akışının yüksek olması kadar doğal bir şey yok. İddianameye göre gazetenin patronunun hesabına, 5 yıl içinde 123 milyon girmiş, 49 milyon çıkmış. Yüksek tirajlı bir gazetenin 5 yılı için epey normal görünen bir para trafiği.

Ancak buna rağmen savcılık, bu para hareketlerini iddianameye eklemeyi ihmal etmemiş. Hem de şu notla: “(Bu paraların) FETÖ kapsamında gelip gelmediği yönünde bir sonuca ulaşılamadığı, araştırmanın devam ettiği…”
Bu ifade, delilsiz ve davayla ilgisiz iddiaların “ek klasörler”e eklendiği o meşhur davaları hatırlatmıyor mu size de?