Kadınların kazanılmış hakkı, ‘yargı reformu’ adı altında yok edilmeye çalışılıyor.

Yapay tartışmalar kıskacında ‘nafaka hakkı’

HAVVA GÜMÜŞKAYA

Gerici yazarların ve siyasilerin diline dolayarak başlattığı ‘yoksulluk nafakası’ tartışmaları ‘ boşanmış mağdur babalar’ın birden ortaya çıkmasıyla son zamanlarda yapay bir şekilde gündemde. Kadınlar ise hemen her gün boşanmak istediği erkek tarafından şiddete maruz bırakılan veya öldürülen kadın haberi gelirken bu konunun gündemde tutulmasına tepkili.

Kadınların kazanılmış hakları üzerine yapılan bir saldırı olarak nitelendirilen tartışma, geçtiğimiz günlerde AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tarafından yeniden harlandı. Erdoğan, yaptığı bir konuşmada ikinci yargı paketi içerisinde yoksulluk nafakasının da olduğunu söyleyerek “Yoksulluk nafakasıyla ilgili tartışmaları sona erdirmeye yönelik düzenleme, ikinci pakette yer alacak başlıklardan biri” açıklamasında bulundu.
Nafaka Hakkı Platformu’ndan Avukat Selin Nakıpoğlu ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsü Avukat Özlem Özkan ile ‘yoksulluk nafakası’ tartışmaları üzerine konuştuk.

MADDE 176 AÇIK

Selin Nakıpoğlu, nafakayla ilgili asıl mağdurların kadınlar olduğuna dikkat çekerek “Kadına 100 lira, 200 lira nafaka vermemek için baskı yapan, şiddet uygulayan erkekler var. Kadınlar boşanmak için Nafaka hakkından feragat etmek zorunda bile kalıyor” şeklinde ifade etti.

‘Süresiz nafaka kaldırılsın’ şiarıyla yapılan tartışmaların anlamsız olduğunu belirten Nakıpoğlu, “Türk Medeni Kanunu’nun 176’ncı maddesinde nafakanın kaldırılmasına ilişkin şartlar düzenlenmiş. Nafakayı veremeyecek duruma gelen kişinin daha sonra dava ile bu yükümlülükten kurtulabileceği, evlilik ve ölüm durumunda otomatik olarak nafakanın yükümlülüğünün kalktığı, nafaka alanın yoksulluktan kurtulması ve şartlarının iyileşmesi halinde dava ile bu yükümlülüğün ortadan kalktığı açık. Madde 176 yokmuş gibi davranmayı bırakmak gerek” şeklinde konuştu.

Devletin kadın istihdamı ve kreş hakkı konularındaki yetersizliğine dikkat çeken Nakıpoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Kadınların istihdama katılımında büyük sorunlar devam ediyor; yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2017'de sadece yüzde 16,7. Çalışmak isteyen kadın çocuğunu nereye bırakacak? Bakım emeğini kim üzerinden alacak? Neden ülkede ücretsiz kreşler yok?”

YÜZDE 99'UN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ

Özlem Özkan ise verilen nafaka meblağlarına değinerek “Türkiye’de yüksek nafaka oranı yüzde 1, biz geriye kalan yüzde 99’un 150 liralık nafakayı dahi eski eşten alamadığını görüyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz” dedi.

Özkan, söz konusu yargı paketiyle birlikte gelecek düzenlemenin kime ve neye hizmet edeceğini şu sözlerle anlattı: “Bu yasanın nasıl bir yerdeki tartışmayı sona erdireceğini, neye yarar sağlayacağını anlamak zor değil. Erkekleri nafaka sorumluluğunda da kurtarıp hayatlarında ‘iyi geçinmelerini’ sağlamak için yapılmış bir yasa olacaktır. Her seferinde aynı tarzda tartışma yaratılıp kazanılmış hakların yok edilmeye çalışılıyor”

Kadınların kazanımlarının ‘yargı reformu’ adı altında yok edilmeye çalışıldığını ve tartışma konusunun manipüle edildiğini belirten Özkan, “Yıllarca evlilik içerisinde çocuklara bakmış ve bütün emeğini sunmuş kadınlara boşandıktan sonra gitsin çalışsın. Nafakayı ‘evlilik süresi ile sınırlandırma’ üzerine konuşuluyor. Peki, 45 yaşına gelmiş 3-4 çocuk bakmış bir kadın iş bulabilir mi? Evliyken iyi, boşandıktan sonra gitsin çalışsın” diyerek tepki gösterdi.