Sınıf farkları konusu,
Moda’da yaşayan bir
genç olarak,
inşaat işçileri ile
gündemime geldi.
Geçen ay bir dünyadaş
inşaat işçilerine değinmemi
istedi, sağ olsun:
“Sigortasız çalışmak
zorunda kaldığımız için
kazalarda
mağdur oluyoruz.”
1968 başında
14’ümde yazdığım
bir şiir böylece
yarım yüzyıl sonra
yayımlanıyor:
• • •

onikibuçukluk adam
adam
ter içinde
kazması elinde
apartman dibinde
kasları gerilmiş
sallıyor kazmayı
salla babam salla
mavi bir sabır
gözlerinde
adam ter içinde
yarım asrın yükü
eğmemiş omuzlarını
bükmemiş bileğini
adam
dinç
ve mağrur
posbıyıkları örtmüş ağzını
çatık kaşları
dört dilim ekmek
biraz da peynir
ve eğer varsa
bir bardak çay
günlük tayını
adam sallıyor kazmayı
salla babam
adam
köyünü özlüyor
köyünü yaşatıyor
içinde
tüm acısıyla köyünü
yüzünde
adam
ter içinde
sallıyor kazmayı
salla babam
adam
kaşları çatık
gözlerinde umut
ve sabır
bekliyor
bekle babam
bekleyen
onikibuçukluk adam
• • •
Armut pişmez,
ağıza düşmez.
• • •
TBMM konusunu
ilgilenmeye değmez
sanacak kadar
kendini “ötede” sayan
varsa, dilerim
gönüllü delilikten
ve suç ortaklığından
cayar.
Meclis’i savunmak ile
laikliği savunmak
yetişkin olmayı
öz/eleştirel akılı
savunmaktır.