Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetlerinin durdurulması ve S-400 Hava Savunma Sistemleri’ne ilişkin kriz büyüyor. Avrupa Birliği’nin (AB) önceki gün Brüksel’de Türkiye’ye yönelik bir dizi yaptırım kararının olası etkileri merak konusu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB yaptırımları için ‘ciddiye almaya gerek yok’ dedi. Öte yandan Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi konusunda Pentagon’dan yapılması beklenen […]

Yaptırım kararları mesaj niteliğinde: Ekonomik ve siyasi sarsıntılar kapıda

Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetlerinin durdurulması ve S-400 Hava Savunma Sistemleri’ne ilişkin kriz büyüyor. Avrupa Birliği’nin (AB) önceki gün Brüksel’de Türkiye’ye yönelik bir dizi yaptırım kararının olası etkileri merak konusu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB yaptırımları için ‘ciddiye almaya gerek yok’ dedi. Öte yandan Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi konusunda Pentagon’dan yapılması beklenen açıklamanın ikinci kez iptal edildiği belirtildi.

Yaptırımlara ilişkin BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berk Esen, AB’nin aldığı kararların uzun vadede Türkiye’ye mesaj niteliğinde olduğunu, ABD’nin yaptırım tehditlerinin ise ülkede siyasi ortamı gereceğini belirtti. Esen, her iki krizin de Türkiye ekonomisinde sarsıntılar yaratacağını ifade etti.

AB yaptırımları orta seviyede

AB’nin Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin yaptırım kararlarının, Türkiye’yi zor duruma düşüreceği ama şimdilik daha esnek bir yolun seçildiğini ifade ettiğini belirten Esen, “En azından şu noktada tamamen köprüleri atacak kadar sert bir pozisyon alınmadığını düşünüyorum. Bu büyük bir ihtimalle AB tarafından Türkiye’ye bir mesaj verme yolu olarak görülüyor. Türkiye, ABD’nin uzun süredir müttefiki ve AB ile yoğun ilişkileri var ve üstüne mülteci krizinde aslında iki taraf birbirinin belirli oranda partneridir” şeklinde konuştu.

Berk Esen

“AB’nin tutumu orta seviyede yaptırımlar içeriyor” diyen Esen, “Fakat bunun yaratacağı siyasi kriz sonucunda eğer Türkiye de sertleşmeye devam ederse büyük ihtimalle AB de ABD’ye benzer adımlar atmak zorunda kalacak. Dolayısıyla şu anki krizin ikinci kaygı veren boyutu da budur. Öncelikle Türkiye ekonomisi zarar görecek, ikinci olarak da Erdoğan yönetimi bu takip edilen politikalara karşı sert cevap verirse kriz daha da büyüyecektir” dedi.

AB’de Erdoğan’ın anlaşacağı lider yok

Erdoğan yönetiminin darbe teşebbüsünden bugüne dış politikada denge siyaseti izlediğini belirten Esen, “Başarılı bir politika değildi ve son zamanlarda bir çözüm üretmedi, son üç senedir de oyalama ve denge politikası olarak sürdü. Dolayısıyla Türkiye yakın zamanda artık ikisinden birini tercih edecektir. Benim tahminim Türkiye F-35 projesi içinde yer alamayacağını artık anlamaya başladı. Artık o kâr-zarar hanesinde F-35’ler zarar hanesine yazıldı. Kıbrıs’ta yaşanan olaylardan dolayı AB ile de yeni bir cephe açıldı. AB ile ilişkiler daha zor olacaktır çünkü AB yönetiminde Erdoğan’ın rahat anlaşabileceği bir lider gözükmüyor. Avrupa Parlamentosu Türkiye karşıtı bir çizgide duruyor” şeklinde konuştu.

Ekonomi aynı oranda bağımlı

Türkiye’nin ABD ve AB ile radikal bir kopuş içine gireceğini beklemediğini vurgulayan Esen, son olarak şunları aktardı: “Türkiye ekonomisi hala aynı oranda bağlı ve bağımlı. Hem çok entegre ekonomilere sahibiz hem de belirli oranda batıdan gelecek sıcak paraya, yatırıma hatta teknoloji transferine bağımlı durumdayız. Dolayısıyla Türk ekonomisini ve şu an Türkiye’nin aldığı pozisyona destek veren Katar, Rusya hatta Çin, dışardan finanse edemediği sürece ben çok radikal bir kopuş öngörmüyorum. Fakat artık son raddenin ucuna kadar geldik. İki-üç senedir devam eden aktif kriz ortamı iki-üç sene daha devam ederse sanırım farklı şeyleri konuşmaya başlayacağız.”

***

‘Kararlar kıytırık’

Kuzey Makedonya’da temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mevkidaşı Nikola Dimitrov ile yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Yaptırımlara ilişkin konuşan Çavuşoğlu, “Buna yaptırım demek bu işi çok ciddiye almak demektir. Çok da ciddiye almaya gerek yok. Saçma sapan dayanışma anlayışıyla Rum kesimi ve Yunanistan’ın baskısıyla böyle kıytırıktan kararlar aldılar” şeklinde konuştu.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko ise Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının, Ankara’ya karşı ‘sınırlayıcı tedbirler alma kararını desteklemediklerini’ söyledi.

Ortak komite önerisine ret

Kuzey Kıbrıs yönetimi de Türkiye’ye yönelik yaptırım kararına karşı açıklama yaptı. Açıklamada, “AB’nin bu tutumu, Doğu Akdeniz’deki gerginliği azaltmadığı gibi, Kıbrıs’taki çözüm çabalarına da hiçbir katkı sağlamamaktadır” ifadeleri kullanıldı. Öte yandan Kıbrıs Rum kesimi, Türk tarafının sondaj konusunda ortak komite kurulması önerisini reddetti.