ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları, ülkede ilaçtan gıdaya pek çok temel ihtiyaca erişimi kısıtladı. İranlı Tahmasebi, yaptırımların ülkedeki insan hakları mücadelesine de zarar vereceğini söylüyor

Yaptırımlar halkı vuruyor

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF omursahin@birgun.net

ABD’nin İran’a karşı yeni yaptırımları hafta başında yürürlüğe girdi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun iddiası, İran’a yönelik yaptırımların “halkı değil rejimi hedef aldığı”. İranlı aktivist Sussan Tahmasebi aynı fikirde değil.

Yaptırımların İran hükümetinden çok halkına zarar verdiğini belirtiyor ve ABD’nin bölgedeki politikalarına koşulsuz şekilde karşı çıkıyor. İran’da bulunan Sivil Toplum Çalışma ve Araştırma Merkezi’nin kurucularından olan Tahmasebi ayrıca Kuzey Afrika ve Batı Asya’daki kadın örgütlerini destekleyen FEMENA’nın da direktörü.

Washington’da yaşayan Tahmasebi BirGün’ün sorularını yanıtladı.

>>ABD yönetimi, bugüne kadar uygulanan en sert yaptırımların yürürlüğe sokulduğunu açıkladı. Yeni yaptırımların daha öncekilerden farkı ne?
ABD, on yıllardır İran’a yaptırımlar uyguluyor. Fakat bu yaptırımlar özellikle çok sert. Ayrıca sıradan İranlılar için çok olumsuz etkileri olacak. Çünkü İran Merkez Bankası’nı hedef alıyor. Bunun anlamı şu, İran ve tüm İranlılar, diğer ülke ya da şirketlerle para alışverişi yapamazlar. Bu da gıda, ilaç ve sağlık teçhizatı satın almayı dahi imkansız hale getiriyor. ABD, İran halkını önemsediğini iddia ediyor; ancak yaptırımların tüm halkı kapsadığı düşünüldüğünde, ABD yönetiminin İranlıların refahını düşünmediği ortada.

>>Bu yaptırımlar İran hükümetinin, ülke içinde daha da sertleşmesine neden olabilir mi?
Yaptırımlar en çok sıradan İranlılara zarar verecek; özellikle de kadınlara, çocuklara, kronik hastalığı olanlara, yoksullara, engellilere ve toplumun kıyısında yaşayanlara… Bir toplum gıda ve temel sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçları için çaba sarf ederken, hak arayışı ve demokratikleşme gibi daha ileri ihtiyaçlara odaklanamaz. Aynı şekilde, İran’ın sivil toplumu içindeki aktivistler iki yakalarını bir araya getirmek için birkaç işte çalışırken haklar ve demokrasiyi teşvik edecek gönüllü faaliyetlerine katılmaya zaman bulamazlar. Dahası, uluslararası olarak bu düzeyde bir baskıyla karşılaşan hiçbir hükümet, ülke içindeki muhalefete çok az tolerans gösterecektir. ABD, İran’da insan haklarını desteklediğini iddia etse de hepimiz yaptırımların ve olumsuz etkilerinin doğrudan halkın haklarını hedef aldığını biliyoruz.

yaptirimlar-halki-vuruyor-528303-1.

>>Yaptırımların halkın gündelik yaşamı ve ekonomik durumuna etkileri ne olacak?
Zor zamanların yakın olduğu beklentisi içindeki iş yerleri iş güçlerini azalttılar, uluslararası firmalarla çalışan bazı şirketler tamamen kapanmak zorunda kadı. Ülkedeki uluslararası şirketlerin çoğu zaten ülkeyi terk etti. İranlılar, yaptırımlar nedeniyle daha yoksullaşacak ve ciddi sosyal problemlere de yol açacak. Örneğin, ekonomik zorluk yaşayan aileler çocuklarını okuldan alacak ya da kızlarını evlendirecek ve çocuk yaşta evlilik oranı artacak. Kalkınmayla ilgili göstergelerin düşüşü tüm ülkeyi tamiri zor şekilde geri götürecek. ABD’nin işgali öncesinde, yaptırımların Irak’ı nasıl yıkıma uğrattığını gördük. İran’da ekonomik savaşın parçası olan bu yaptırımlar, ekonomik yapıyı ve tüm ulusun dokusunu yok etmek için tasarlanmış.

***

Değişimi İranlılar getirir

“Bu yaptırımlar, bir bütün olarak İran toplumunu hedef alıyor, sıradan yurttaşlar, İran toplumu, İran’ın ekonomisi ve altyapısı üzerinde tahrip edici etkisi olacak. Bu politikalara bu sebeple karşıyım. İranlıların ülke içinde olumlu yönde değişim için çalıştığına inanıyorum. Önünde sonunda olumlu değişimi getirecek olanlar, ülkedeki kişilerdir. Olumlu yönde değişim askeri müdahale ya da İran ekonomisinin ve toplumunun yıkımıyla gelemez. ABD’nin 40 yıldır çeşitli şekillerde uyguladığı ambargolar ve 40 yıllık izolasyon İran sivil toplumuna faydalı olmadı. İranlılar hala en izole halklardan biri. Bence bu izolasyon ülkemde insan haklarını da zedeledi. Bölgede bir bütün olarak ABD politikalarını eleştiriyorum. Bu politikalar, sadece ABD’nin güvenlik çıkarlarına ve petrole erişimle silah satışı gibi ekonomik çıkarlara odaklanıyor. ABD’nin güvenlik politikaları genelde İsrail’deki bir radikal gruba ve Suudi Arabistan’ın iktidarı gibi başka bazı radikal gruplara odaklanıyor ve onlara karşılık veriyor.”