İstanbul Emniyeti, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) 28 Ekim’de İstanbul merkezli 12 şehirde operasyon başlattı. Havuz medyası bunun, DHKP-C’ye yönelik olduğunu ve gözaltına alınanlar içinde örgütün üst düzeyinin de bulunduğunu duyurdu. Bilginin yandaş basına nasıl ulaştığı yine merak konusu. Çünkü dosyada ‘gizlilik’ var.

2017 OPERASYONLARINA BENZİYOR!

160 kişilik liste ile başlayan aramalar, 2017’de Çağdaş Hukukçular (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarının da aralarında olduğu ve sadece bir itirafçının ifadelerine dayandırılan operasyonlara benziyor. 160 kişiden 93’ü, muhtelif şehir ve yerlerde gözaltına alındı. Avukatlar ise 75 kişi tespit edebildiklerini belirtti.

15 yaşından 70 yaşına kadar pek çok kişi gözaltına alındı. İstanbul’un yanı sıra başta Adana, Antalya, İskenderun, Hatay ve Denizli’deki gözaltılar öğlen başlayıp akşam saatlerinde ev baskınlarına dönüştü. Avukat Berrak Çağlar gözaltı ve gözaltı işlemleri konusunda şu bilgileri verdi:

‘70 YAŞINDA, KURAN OKURKEN SİLAH DOĞRULTTULAR’

“Arama kararı usulsüz. Çünkü yerel ekipler değil, İstanbul TEM polisleri tarafından uygulandı. 70 yaşındaki Ferdaniye Artığ, İstanbul’daki evi basıldığında Kuran okuyordu, kendisine silah doğrultuldu. 2006’da, 122 kişinin hayatını kaybettiği F Tipi’ne karşı ölüm oruçlarında, tecrit uygulamasına tepki gösteren şair ve aktivist Ruhan Mavruk ise nedensiz gözaltına alınanlar arasında.”

ÇHD üyesi Avukat Seda Şaraldı’nın da tatil için gittiği Denzili’ye bağlı köydeki aile evini jandarma bastı. Mesleği gereği her gün adliyede olan bir avukatın neden evi basılır?” sorusu gündemde. Avukat Şaraldı, gözaltına alınmadan bir gün önce Şakran Cezaevi’nde müvekkil ziyaretinde, ondan önce de Aydın Adliyesi’nde duruşmadaydı.

UYAP DELİL SAYILDI

Öte yandan, Avukat Şaraldı’nın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) girmesi için baronun tüm avukatlara verdiği flash diske el konuldu. Kardeşlerinin Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA) girdiği bilgisayarlarına da el konuldu. İşin yargı boyutu gibi halk sağlığı açısından da değerlendirilmesi gereken taraflar var!

HALK SAĞLIĞI YİNE TEHLİKEDE

Koronavirüs salgını nedeni ile baro seçimlerinin iptal edildiği bir ortamda 12 ilden toplanan kişilerin uzun yolculuklarla ve toplu olarak İstanbul’a getirilmeleri, salgının yeterince ciddiye alınmadığını gösteriyor. Olayın perde arkası ise halk sağlığı açısından riskin ne denli büyük olduğunu gösteriyor.

Hatay’dan, İstanbul’a götürülen 16 kişiden birinin, koronavirüs testinin pozitif olduğu hemen yolun başında Sağlık Bakanlığı’ndan gelen mesaj ile öğrenildi. Şahıs İskenderun’da otobanda indirildi. İstanbul’da, Erhan Arslan isimli şahısta da virüs olduğu öğrenildi.

HASTANE ÖNÜNE BIRAKIP GİTTİLER

TEM polisi avukatlara, Arslan için aynen şu talepte bulundu: “Bize bir adres verin, oraya götürelim.” Emniyete, bu talebin akla uygun olmadığı izah edilince, Erhan Arslan, polisler tarafından, İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi önüne götürülüp bırakıldı.

HASTANE: HASTA KİMLİKSİZ, SEMPTOMLAR HAFİF, YER YOK!

Ancak Arslan’ın kimliği, üzerindeki para ve mobil telefonuna el konulmuştu. Hastane, “Kimliksiz bir hastayı alamayız, zaten semptomlar hafif, üstelik hastanemizde yer yok” dedi. Çaresiz kalan Arslan, toplutaşıma araçlarını kullandı, ailesinin çabası ile bulunan boş bir evde kalması için yönlendirildi.

İstanbul TEM’e getirilen Özgür Karakoç da “Testi pozitif” bilgisi ulaştığı için serbest bırakıldı. Ancak emniyette hala Covid-19 belirtisi bulunanlar gözaltında tutuluyor. Bir kişide mide bulantısı, kusma ve ishal belirtileri var. Virüs şüphesi taşıyanlar ile aynı yerde, Aytaç Özçelik gibi böbrek nakli olmuş hastalar bulunuyor.

“ARTIK HERKES VİRÜS TAŞIYOR”

Avukat Berrak Çağlar; “Operasyon bu denli acil miydi, öyle olsa bile neden yeterince önlem alınmadı?” diye sordu: “Gerekli gördüklerinde, istedikleri şahısları mahkemeye bile SEGBİS ile bağlıyorlar. Bu kişileri ifadeye çağırsalar gelirlerdi.” Çağlar; İstanbul Vatan Emniyet’teki kamu görevlileri ve gözaltındakiler için de büyük bir tehlikeye dikkat çekti: “Şimdi oradaki herkes korona hastası!”