Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 21 Şubat 2011 tarihli kararıyla Ankara 15. İş Mahkemesi'nin kararını onayarak  Yargıç ve Savcılar Sendikası, Yargı-Sen’i kapattı. Böylece yüksek yargı tarafından kapatılan sendikalara bir yenisi eklenmiş oldu. Yargıtay daha önce de Tüm Emeliler Sendikası, Emekli-Sen’i kapatmıştı.  Aralarında Öğrenci Sendikası Genç-Sen’in de olduğu başka sendikalar hakkındaki kapatma davaları ise devam ediyor. Genç-Sen hakkında yerel mahkeme tarafından verilen kapatma kararı Yargıtay aşamasında. 

Kapatma davaları genellikle yıllar alırken, Yargı-Sen jet hızıyla kapatılan sendika oldu. 20 Ocak 2011’de kurulan sendika 28 Temmuz 2011 tarihinde Ankara 15. İş Mahkemesi tarafından kapatılmıştı. Böylece yargının iyice hızlandığını görmüş olduk. Yargıtay’ın yerel mahkemenin kapatma kararını onaması vahim. Çünkü bu Türkiye’de yüksek yargının sendika ve örgütlenme özgürlüğü konusunda sahip olduğu anlayışı yansıtıyor. 

Yargıtay’ın Yargı-Sen’i kapatma kararı bir sendikanın kapatılmasının ötesinde anlamlar ifade ediyor. Yüksek yargı, Anayasanın 90. maddesinin açık hükmüne rağmen Türkiye’nin onaylamış olduğu uluslararası sözleşmeleri görmezden gelerek iç hukukta yer alan ve uluslararası sözleşmelere açıkça aykırılık gösteren hükümlerde ısrar ediyor.  

Oysa Anayasanın 90. maddesi son derece açık: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Anayasa hükümleri yüksek yargı dahil herkesi bağlar.  

Yargıçlar böyle bir davada ne 2821 sayılı Sendikalar Yasasını ne de 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları yasasını esas alabilir. Bu iki yasada yer alan yargıç ve savcıların sendika kurmasını engelleyici nitelikteki hükümler Anayasanın 90. maddesi nedeniyle uygulanamaz. Anayasal hüküm açıktır.  Bırakın Yüksek yargıçları bu hükmün ne anlama geldiğini hukuk fakülteleri birinci sınıf öğrencileri bile bilir. 

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri, Avrupa Sosyal Şartı ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), ILO denetim organları ve Avrupa Konseyi kararları yargıç ve savcıların sendika kurma hakkını güvence altına almaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bu kapatma kararı ile tüm bunları elinin tersiyle itmiştir. Uluslararası hukuka direnen bir yüksek yargı zihniyeti ile yüz yüzeyiz.  

Ancak bu kapatma kararlarını yargının durduk yerde almadığının, hükümetin ısrarlı çabaları ve girişimi ile bu davaların açıldığının altını çizelim. Emekli-Sen kapatma kararında olduğu gibi Yargı-Sen kapatma kararında da kapatma talebi Ankara Valiliği’nden geldi. Nitekim Valilik bu ısrarını Yargıtay aşamasında da sürdürmüş ve Yargı-Sen’in kapatılmasını talep etmiştir.

Yürütme ve Yargı erkleri sendikaların kapatılması konusunda büyük bir uyum göstermektedir. 

 

 

Hatırlıyor musunuz? 12 Eylül 2010 referandumu sırasında sendikal haklar genişleyecek diyorlardı... 

 

Hiç kuşkunuz olmasın, Yargıtay’ın pek çok başka kararı gibi, bu karar da İHAM’dan dönecek. Ama korkarım, şimdiye kadar olduğu gibi İHAM kararları ne hükümetin ne yargının umurunda olacak.