İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yargıda ‘Pelikan’ örgütlenmesi olduğunu söyleyen eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ hakkında soruşturma başlattı. Karadağ, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenmesini istedi

Yargıda 'Pelikan yapılanması' iddialarına ikinci soruşturma

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) Yargıç Ali Haydar Yücesoy’a yargıdaki İstanbul Grubu yapılanmasına ilişkin sözleri nedeniyle başlattığı soruşturmanın yankıları sürerken, benzer bir soruşturma daha açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yargıdaki “İstanbul Grubu/Pelikan” örgütlenmesine ilişkin açıklama yapan eski Yargıçlar Sendikası Başkanı, emekli yargıç Mustafa Karadağ hakkında “iftira ve hakaret” suçlarından soruşturma başlattı.

Gazeteci Yavuz Oğhan’ın youtube’da yayımlanan “BideBunuİzle” programına konuk olan Karadağ, şunları kaydetmişti: “Pelikan grubu temsilcisinin İstanbul Başsavcısı’nın odasının yanında odası var. Böyle dedikodular dolanıyor. Biz biliyoruz bunu. O kata bizim çıkmamız yasak ama. O kişi bir avukat, yargı çevrelerinin de yakından tanıdığı bir avukat. Pelikan grubunun avukatı gölge başsavcı olarak çalışıyor. Başsavcı ile istişare ediliyor ve onun oluru olmadan İstanbul Başsavcısı hiçbir şey yapamıyor. Bu şaibeyi Türk yargısı artık içinden atmak zorunda. Bunu atamadığı sürece hukuk işlemez.”

İstanbul Başsavcılığı ise iddiaları soruşturmak yerine Karadağ hakkında soruşturma açtı. Ankara Başsavcılığı’na 12 Aralık’ta talimat yazan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Sarıdere, Karadağ’ın söylemlerinin iftira ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçlarını oluşturabileceğini kaydetti. Ankara’ya yazılan talimat yazısında, Karadağ’ın ifadesi alınırken, şu soruların sorulması istendi:

yargida-pelikan-yapilanmasi-iddialarina-ikinci-sorusturma-663245-1.
Mustafa Karadağ

4 SORU

  • Beyanınızda bahsettiğiniz ‘pelikan grubu’ nedir ve temsilcisi olarak bahsettiğiniz kişi kimdir?
  • Temsilci olarak bahsettiğiniz kişinin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın odasının yanında tahsis edilmiş bir odası olduğunu belirtmektesiniz. Söz konusu odanın varlığına ve nerede olduğuna dair somut olarak bildiklerinizi açıklayınız?
  • Ne zaman ve kim tarafından o kata çıkmanızın yasaklandığını açıklayınız?
  • Pelikan grubunun avukatının gölge başsavcı olarak çalıştığı, İstanbul Başsavcısı ile istişare ettiği, onun oluru olmadan İstanbul Başsavcısı’nın hiçbir şey yapmadığı iddiasında bulunmaktasınız. Somut olarak istişare edilen bir konu, yer, zamanı gibi hususlarda bildikleriniz nelerdir?

ANKARA’DA İFADE VERDİ

İstanbul'dan yazılan talimat üzerine, emekli yargıç Mustafa Karadağ, dün Ankara'da avukatı İlhan Cihaner ile birlikte, Ankara Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Tezel'e ifade verdi.

Karadağ, ifadesinde Pelikan Grubu olarak adlandırılan grubun kimlerden oluştuğu konusunda bilgisinin olmadığını ancak Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu gruptan bahsetmiş olduğunu vurguladı.

Başsavcılık katına çıkma konusundaki iddiasına da değinen Karadağ, bu konunun İstanbul Adliyesi'nde çalışan herkes tarafından bilindiğini öne sürerek, kata özel izinle girildiğini söyledi.

İfadesinde Pelikan Grubu'nun en büyük şikayetçisinin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün kendisi olduğunu kaydeden Karadağ, Bakan Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, HSK Genel Sekreteri ve Teftiş Kurulu Başkanı'nın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Karadağ'ın bir diğer talebi de, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bulunduğu katta keşif yapılmasını ve 6 aylık kamera kayıtlarının tespiti ile Başsavcılık özel kaleminde bulunan ziyaretçi kayıtlarının araştırılmasını istedi.

AVUKATLIĞINI İLHAN CİHANER YAPIYOR

Karadağ'ın avukatı, eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı ve CHP Milletvekili İlhan Cihaner ise şunları söyledi:

Öncelikle müvekkilimizin söyledigi sözler Anayasa'nın 26. maddesi kapsamında güvence altına alınmış düşünceyi açıklama hürriyet kapsamında sözlerdir. Ayrıca talimatta belirtilen hakaret suçunda bir kimsenin hedef alınması gerekir. Matufiyet unsuru denilen bu koşul da hakaret suçu bakımından gerçekleşmemiştir. Iftira suçunun gerçekleşmesi için de bir kişinin işlemediğini bildiği halde bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi halinde gerçekleşebilir. Bu bakımdan iftira suçunun unsurları oluşmamıştır.

Talimattaki sorulara gelince; Pelikan Grubu nedir sorusunun muhatabı öncelikle müvekkilimiz değildir. Bu yapılanmayı soruşturmakla sorumlu olan Cumhuriyet Başsavcılıklarıdır. Nitekim Pelikan Grubu adı ile Google'da bir araştırma yapıldığında 7110000 sonuç listelenmektedir. Pelikan dosyası adı altında halen, pelikandosyasi.com adresinde halen yayınlanan belgeler vardır. Yargı eksenli tartışmalarnın bu grup ile alakalı olarak belki de aylardır sürdüğü bir gerçekliktir. Müvekkilimiz aylardır süren bir tartışmaya referans ile bu şüphenin ve iddiaların soruşturulması gerektiğini bir hukukçu olarak yargıya güvenin sarsılmaması için özellikle de iddia olarak gündeme getirmiştir.

İkinci soruda da benzer şeklide öteden beri iddia edilen ve yargıya inancı ve güveni sarsan bir söylentidir. Bu da bu şekilde suça konu olduğu iddia edilen konuşmada dile getirilmiştir.

Üçüncü sorudaki kata ya da odalara çıkmanın yasaklandığı öteden beri tüm adliyelerde var olan bir uygulama olup, Ankara Adliyesi'nde bile terör suçlarının ve başsavcı vekillerinin bulunduğu kata girmek için özel tanımlanmış manyetik kartlar gerekmektedir. Bahsedilen yasak bundan ibarettir. Bunun dışında konunun tamamı dikkate alındığında esasen öncelenenin yargıya olan güvenin bu tartışmalar çerçevesinde sarsıldığı bu iddiaların etkin bir şekilde soruşturulup ve yargı üzerinde ki bu gölgenin kaldırılması talep edilmiştir. Doğru işleyen bir hukuk sisteminde bu konunun suç duyurusu olarak kabul edilip o iddialann soruşturulması gerekirdi. Gene internette İstanbul Grubu ile ilgili bir sorgulama yapıldığında google 388 milyon sonuç vermektedir. Bu listelenen sonuçların çoğu da yargıdaki atamaların yönlendirildiğine ilişkindir. Bu konuda bizatihi Adalet Bakanı'nın da bir eleştirel açıklanması olmuştur. Günlerce tartışılmıştır. Tüm bunlara rağmen suç olduğu kabul edilir ve derhal kovuşturmaya yer olmadığını dair karar verilmezse Anayasa'nın 39. ve TCK 127. maddesindeki ispat hakkımızı kullanmak istediğimizi bildiriyoruz. Bu çerçevede müvekkilimin belirttiği soruşturma işlemlerinin yapılmasını, ayrıca TCK'nın 127. maddesine göre isnat edilen ve suç oluşturan fiilin isnat edilmesi halinde ceza verilemeyeceği göz önünde bulundurularak bu konuda daha önce yapılmış bir soruşturma olup olmadığı ve müştekinin de kimliğinin tarafımıza bildirilmesini talep ediyoruz.

Kaynak: Cumhuriyet,Independent Türkçe