Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Okurlardan gelen yakınma mektupları son günlerde artmaya başladı. Hangisinden söz edeceğimizi biz de şaşırmış durumdayız.

Cezaevleri, her iktidar döneminde kanayan yaramız ve değişmeyen gündem maddemizdir. Yönetimler değişse de, zindancı bakış açımız değişmediği için, oralardan yükselen çığlıklar hiç eksilmez.

Şimdi bir de “OHAL mağdurları” eklendi buna. Gazeteciler, yazarlar, öğretmenler, öğretim üyeleri, hatta “FETÖ’cülükle mücadele”yi özgörev edinmiş YARSAV’lı yargıçlar bile hapiste! YARSAV’ın kapısı ise mühürlü!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrası işinden, aşından, özgürlüğünden olan binlerce insanın durumunu gündeme taşıyınca, Başbakan tarafından, “mağdur edebiyatı yapmak”la suçlandı.

Kılıçdaroğlu, aile üyeleriyle birlikte bir milyonluk bir mağdur kitlesinden söz ediyor ama KocaReis, “Yok!” diyor”, “mağdur falan yok!”

Tabii, her şeyin doğrusunu Reis bilir! O, “yok” diyorsa yoktur! Şimdi çıkıp “Galile halt etmiş! Dünya öküzün boynuzunda duruyor!” dese, yandaş basında köşe tutmuş bir sürü ebleh, hemen koro halinde çemkirmeye başlar:

“He valla, Reis doğru söylüyor. Dünyanın, güneşin çevresinde döndüğü tezi, Kemalist laikçilerin uydurmasıdır!”

•••

Adaletsiz ülkemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “HSYK’nin Gözlemci statüsünü kaldıracağını” açıklayan Avrupa YargıKurulları Ağı’“AB değerleri” üzerinden eleştirerek diyor ki, “HSYK’yi dinlemeden yargısız infaz yapıyorlar.”

Dinlemeden, savunma almadan karar vermek eğer “yargısız infaz” ise, siz FETÖ’cülükle suçladığınız on binlerce kamu görevlisini yargı kararı olmadan kapıya koyarken aynı şeyi yapmış olmuyor musunuz?

•••

Onlarca gazete, yayınevi, haber sitesi, radyo, televizyon; hiçbir kanıt gösterilmeden, KHK’lerle kapatıldı. Bunlar arasında “YÖN” gibi türkü radyoları, ZAROK TV gibi çizgi film yayımlayan çocuk kanalları da var. Hepsi de uygulamanın hukuksuzluğundan ve kendilerini dinleyecek yetkili bulamamaktan yakınıyor…

Hafta içinde ZAROK TV Yayın Kurulu imzasıyla bana ulaştırılan aşağıdaki mektubu, iletişim alanındaki haksız uygulamalara bir örnek olarak yayımlıyorum:

“Sayın Attila Aşut,

Kanalımız, Türkiye’de yayın yapan ilk Kürtçe çocuk kanalı olma özelliğinin yanı sıra, dünyada bir ilki gerçekleştirerek, unutulmaya yüz tutmuş Kürtçenin Kırmancki (Zazaki) lehçesinde hazırladığı programlar ve dünya çocukları tarafından ilgiyle izlenen çizgi filmlerin bu lehçede hazırladığımız dublajlarıyla, Kırmancki’nin yeniden canlanmasında ve gelişmesinde tarihi bir rol oynamıştır.

Yayına başladığımız günden itibaren temel hedefimiz, çocuklara kendi anadillerinde bilgi ile dolu bir dünya yaratmak ve çocukların felsefeden tarihe meraklarını uyandıracak yayınlarla bu konuları onlara sevdirmek, ilgilerini çekmektir. Programlarımızın, çocukların dünyayı keşfetmeleri ve öğrenmeleri için önemli bir başlangıç yarattığına inanıyoruz.

Televizyonumuzun yayın içeriğinden kısaca bahsedersek; uluslararası alanda büyük ilgi görmüş, sektörde önemli yerlere sahip Garfield, Cedric, Sünger Bob, Şirinler, Tom&Jerry gibi tüm dünya televizyonlarında izlenen ve Türkiye’deki ulusal televizyonlarda da uzun süre yayımlanmış çizgi filmleri, Kürtçe dublajlar yaparak yayımlamaktayız. Yayınımızın geri kalan kısmında ise Kürtçe çocuk şarkıları, animasyonlar ve ninniler mevcuttur. Bunların yanında özellikle Kürtçe masallara ve oyunlara ilişkin de programlara yayınlarımızda yer vermekteyiz.

En genel hatlarıyla da olsa içeriğiyle ilgili bilgi vermeye çalıştığımız kanalımız, yaklaşık 1,5 yıldır yayın yapmaktadır. Fakat 28.09.2016 tarihinde saat 20.00 civarında TÜRKSAT üzerindeki yayınımız kesilmiştir. TÜRKSAT şirketi ile iletişime geçtiğimizde, kararın RTÜK tarafından kendilerine gönderildiğini ve KHK kapsamında kapatıldığını sözlü olarak belirttiler. Talebimize rağmen yazılı olarak tarafımıza herhangi bilgi verilmedi. RTÜK ile iletişime geçmek istedik fakat tarafımıza resmi bir bilgi verilmedi. Sadece Başbakanlık’tan bilgi alabileceğimiz söylendi. Bu an itibari ile televizyonumuza herhangi bir tebligat yapılmış değildir.

Son olarak şunu da ifade etmek isteriz ki, çocuklara yönelik Kürtçe çizgi film yayını yapan ZAROK TV’nin kapatılması, toplumda Kürtçeye karşı bir tavır olduğuna dair algı oluşmasına neden olmaktadır.

Bu yanlışlığın düzeltilmesi için desteğinizin bizim için çok önemli olduğunu belirtmek isteriz.

Saygılarımızla,

Zarok TV Yayın Kurulu

•••

Şimdi Adalet Bakanı’na bir kez daha soruyoruz:

Kanıt göstermeden, savunma almadan ve de yargı kararı olmadan yayın organlarının kapısına kilit vurmak, “yargısız infaz” değil midir?