Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Şahin'in, HDP'nin kapatılması istemiyle açtığı davanın iddianamesinde, 600'ün üzerinde HDP'li hakkında siyasi yasak istendi. Yargıtay Genel Kurulu'nda yapılan seçimde Bekir Şahin 5 aday arasında 4. olmasına rağmen Erdoğan tarafından başsavcılığa atanmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP'nin kapatılması istemiyle AYM'de dava açtı

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. İddianame, Yüksek Mahkeme'ye gönderildi.

HDP'nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianame, Yüksek Mahkeme'ye gönderildi. İddianameye ilişkin yazılı açıklama yapan Şahin, "Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir" dedi.

Şahin'in yaptığı yazılı açıklamanın tamamı şöyle:

"Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partiler toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sunmayı amaçlayan kurumlardır. Bu amaçlarını evrensel ve demokratik hukuk kuralları çerçevesinde barışçıl yollarla gerçekleştirmeleri esastır.

Bununla birlikte Anayasa’nın 68/3. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası’nın 90. maddesinde, siyasi partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde sürdürmeleri gerektiği, yine Anayasa’nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağı düzenlenmiştir.

Anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası’nın 103. maddesinde, bir siyasi partinin Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak bu nitelikteki fiillerin işlendiğinin ve odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verileceği belirtilmiş, fıkranın devamında da bir siyasî parti; bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin tüm organlarınca zımnen veya açıkça benimsendiği, yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılacağına işaret edilmiştir.

AİHM VURGUSU

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu hakların kullanılmasına, ulusal ve kamusal güvenliğin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kanunla kısıtlama getirilebileceği ilkesi kabul edilmiştir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir.

Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır.

Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir."

600'DEN FAZKA HDP'Lİ HAKKINDA SİYASET YASAĞI İSTENİYOR

AA'nın aktardığına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in, HDP'nin kapatılması istemiyle açtığı davanın iddianamesinde, 600'ün üzerinde HDP'li hakkında siyasi yasak istendi.

Anayasa Mahkemesi'nin, siyasi yasak istenen kurucuları dahil partililerin, beyan ve eylemleriyle partinin temelli kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde, bu kişiler Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak, 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamıyor.

MUHALEFETTEN İLK TEPKİLER

BABACAN: SİYASETİN YOLUNU KAPATMAK ÜLKEYİ ÇÖZÜMSÜZLÜĞE HAPSETMEKTİR

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, HDP hakkında kapatma davası açılmasına şu tepkiyi verdi: Siyasi meşruiyet toplum desteği ile sağlanır. 6 milyon oy alan bir partiyi yargı yoluyla engellemeye çalışmak oy veren milletimize saygısızlıktır. Demokrasimiz, farklı fikirlerin konuşulduğu bir ortamda gelişebilir. Siyasetin yolunu kapatmak ülkeyi çözümsüzlüğe hapsetmektir.

DAVUTOĞLU: TOPLUMSAL BARIŞI BOZAR

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da “Siyasi partileri kapatmak, seçilmiş milletvekillerinin haklarını ellerinden almak Türkiye’nin önünü açmaz; toplumsal barışı bozar” dedi ve ekledi: 2053 hedefi koyanlar, yeni Anayasadan bahsedenler Türkiye’yi 1990’ların girdabına sokmak istiyor. Sonuna kadar demokrasiyi ve siyaseti savunacağız.

SOL PARTİ'DEN DAYANIŞMA MESAJI

SOL Parti, kapatma girişimi karşısında HDP’nin yanında olacağını vurguladığı yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Bu kararlar hukuki değil siyasidir, altında Saray’ın mührü, Erdoğan ve Bahçeli’nin imzası bulunmaktadır. Bu kapatma girişimi karşısında, HDP’nin yanında olacağız, demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku savunmaya devam edeceğiz" denildi.

CHP'Lİ TANRIKULU: KARARLAR TESADÜF DEĞİL

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Mezopotamya Ajansı’na verdiği demeçte, hem kapatma davasının hem de Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi kararının aynı günde verilmesinin tesadüf olmadığını söyledi.Tanrıkulu, şunları söyledi:

"Darbeler sadece askeri yöntemlerle yapılmaz. Seçilmiş parlamenterlere karşı seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırılması, demokratik rejimin vazgeçilmez unsuru olan ve demokratik temsilin simgesi olan siyasi partilerin kapatılma girişimleri veya kapatılmaları, demokrasilerde kabul edilmezdir. Türkiye bu pratikleri geçmişte çok yaşamıştır. Ve sürekli bundan zarar görmüştür. Daha önce tekrarlanan ve Türkiye’nin barışına, hizmet etmeyen bu uygulamaların AKP tarafından yeniden gündeme ve buna sarılmak istenmesi bulundukları çaresizliğinde aynı zamanda işaretidir.6 milyon oy almış HDP’ye karşı, yerel yönetimlerdeki temsilin kayyumlarla engellenmesinden sonra milletvekilliklerin düşürülmesi ve siyasi partinin kapatılma girişimi sonuçta bir halkın demokratik temsilinin önünün kesilmesinin anlamını taşır. Bunun Türkiye’yi getireceği sonuçları doğru olmadığını düşünüyorum. Biz demokrasi için, barış için, adalet için birlikte mücadele etmeye ve dayanışmaya devam edeceğiz."

BEKİR ŞAHİN KİMDİR?

Çorum'un Mecitözü ilçesinde 1960 yılında doğan Şahin, Çorum İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1986'da mezun oldu.

İzmir ve Çorum hakim adayı olarak mesleğe başlayan Şahin, sırasıyla Batman Gercüş, Kastamonu Küre, Aydın Çine hakimliği, Ağrı Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, Adana hakimliği ve Adana Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevlerinde bulundu. Şahin, 16 Aralık 2013'te Yargıtay üyeliğine seçildi.

Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 30 Mayıs 2019'da Yargıtay 14. Ceza Dairesi Başkanlığına getirilen Şahin, 4 Haziran 2020'de Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen adaylar arasından AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına seçildi.

Yargıtay üyelerinin yaptığı seçimde ilk 5’e Veli Dalgalı (88 oy), Eyüp Yeşil (77 oy), Alper Yükselen Bikirli (53 oy), Bekir Şahin (51 oy), Ali İhsan Öztekin (30 oy) girmişti.