Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ekim 2015’te, 103 kişinin yaşamını yitirip, bine yakın kişinin yaralandığı IŞİD’in Ankara Gar Katliamı dosyasına ilişkin mütalaasını, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tebliğ etti. Davanın önemli sanıklarından biri için “Çok ceza verildi” dedi. Bir başka sanığa ise tahliye istedi.

Ayrıca, o gün meydanda yararlananların ve yaşamını yitirenlerin yakınlarının zarar görmediğine hükmetti. Bu nedenle, davaya katılma hakları olmadığını belirtti. Bu noktada önemli bir detay detay gözden kaçtı.

Katliamın, 9 Haziran 2021’e ertelenen son duruşmasında, ‘IŞİD’cilerden birinin avukatı’, mahkemeden, ‘saldırıda üyelerini kaybeden siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin davaya katılma taleplerinin reddedilmesini’ istemişti!

O AVUKATIN TALEBİ KARŞILANDI!

Böylece Yargıtay, ‘bir IŞİD’ci avukatının’ talebine uygun bir hükümde bulunmuş oldu! Üstelik söz konusu talebin sahibi, ‘katliama ilişkin çok kritik bağı bulunup, örgüt yöneticisi olduğu halde’, “Cezası çok fazla, indirilsin” denilen Erman Ekici’nin avukatı Heyyam Fidan’dı.

TEPKİ ÇEKTİ!

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı geçen hafta, Ankara Katliamı davası müştekileri ve avukat komisyonu tarafından büyük bir tepki ile karşılanan tuhaf bir karara imza attı. 3 talep tartışma yarattı. 7 yıl 6 ay hapis cezası olan tutuklu sanık Yakup Yıldırım hakkında beraat istedi.

ÖRGÜT ÜYESİ KAYIRILDI!

Oysa Yıldırım, örgüt üyesi olarak değerlendirilmiş, Ankara’ya bombacıları taşıyan araca eskortluk yapan Yakup Şahin ile bağı olduğu tespit edilmişti. Katliam günü de dahil olmak üzere yüzlerce kez, Antep Hücresi’ne bağlı şahıslarla telefon ile görüştüğü ortaya çıkmıştı.

CEZA İNDİRİMİ İSTENEN SANIK KİM?

Yargıtay’ın cezasını fazla bulup, indirim istediği diğer tutuklu sanık Erman Ekici ise örgüt yöneticisi. Türkiye’de hakkında ‘insanlığa karşı işlenen suç’ kapsamında ceza verilen ilk kişi. Ekici’nin, 103 kişinin öldüğü katliama ilişkin çok kritik bir de görevi vardı. Saldırıyı planlayan Antep Hücresi Emiri Yunus Durmaz’a katliam emrini götürmek!

IŞİD’İ SAVUNANA VAR, MAĞDURU SAVUNANA YOK!

Hepsi skandal sayılabilecek 3 talebe imza atan Yargıtay konusunda gözden kaçan bir başka nokta ise, ‘katiller ve mağdurlar’ açısından, ‘mağdurlar’ aleyhine işlettiği çifte standart. IŞİD yöneticisi Erman Ekici’nin avukatının talebini dikkate aldığı ortaya çıkan Yargıtay, 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’nun ise her talebini reddetti.

İLK DEĞİL!

Yargıtay daha önce de ‘katliam dosyasına’ ilişkin kritik bir karara imza atmış, yakınlarını kaybedenler ve yaralananların kurduğu 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin kapatılmasını onamıştı. Bunlarla birlikte Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan mütalaa, 'jet bir inceleme’ olarak değerlendirildi. 200 klasörün incelemesinin çok kısa zamanda bitmesi, soru işaretlerini ortaya çıkardı.

JET İNCELEMEDEN ÇIKAN

10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, yazılı açıklamasında ‘neden?’ sorusuna dikkat çekti: “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 200’e yakın klasörden oluşan dava dosyası üzerinde yaptığı incelemede sonuç olarak yalnızca iki konuya odaklanmıştır; birincisi mağdurlar bu davayı takip etmesin, ikincisi ise IŞİD’lilere fazla ceza verilmesin.”

Tebliğname bu haliyle, yargı organlarının katliama olan bakış açısını ‘ya da tarafını’ net bir biçimde gösteriyor. Bir Türkiye klasiği gibi: Taşlar bağlanıp, köpekler salınıyor.

AYM KAFA KARIŞTIRDI

Öte yandan önceki gün Anayasa Mahkemesi’nden de (AYM), IŞİD’in Ankara Katliamı ile ilgili bir talep geldi. AYM, Gar Saldırısı’na ilişkin olarak Mülkiye Müfettişleri’nin hazırladığı raporları baz aldı. “İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğu yok” dedi. Ama kamu görevlilerinin sorumluluğunun araştırılmasını istedi!

KOPUKLUK MU, OYUN MU, SORUMLUK YÜKLEME VE KARIŞ MI?

Bir hafta içinde, iki devlet kurumunun verdiği, özden farklı kararlar, 3 şeye işaret edebilir. Birincisi, devlet kurumları arasındaki kopukluğa, ikincisi iyi polis-kötü polis oyununa! Üçüncü seçenek, ‘Bakanlığın korunup, kamu görevlilerinin ayrıştırılması’ çerçevesinde değerlendirilebilir. Bu ‘sorumluluk yükleyip’, ‘sıyrılma’ çabası olabilir mi? Eğer öyleyse, emniyete yönelik olası ve yeni operasyonlar da gündemde demektir!