Yargıtay, yüz binlerce öğretmeni ilgilendiren emsal bir karara imza attı.

Yargıtaydan öğretmenler için emsal karar: Sözleşmesi yenilenmeyen öğretmen kıdem tazminatını alabilir

Özel bir okulda iki yıl çalışan ve tazminatsız işten çıkarılan öğretmenin davasında Yargıtay, yıllık sözleşme ile çalışan öğretmenlerin sözleşmelerinin işverenlerince yenilenmediği takdirde kıdem tazminatı verilmesi gerektiğine hükmetti.

Kararda “Önemli olan fesih iradesini kimin ortaya koyduğu ve kıdem tazminatı koşullarının oluşması” denildi. Sözleşmenin yenilenmemesi, feshin haklı nedene dayanmaması, bir yıllık kıdem koşulunun oluşması nedeniyle kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği belirtildi.

Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberine göre; Yargıtay, bir özel öğretim kurumunda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev alan yurttaşın davasında emsal bir karara imza attı.

Olay şöyle gelişti:

Karara konu dava, bir özel okulda fen ve teknoloji öğretmeni olarak iki yıl çalıştıktan sonra işten çıkartılan öğretmen tarafından açıldı. Öğretmen, dava dilekçesinde, kıdem tazminatının ödenmesini istedi. Okul sahibi, öğretmenin okulda Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği uyarınca "belirli süreli" iş sözleşmesine tabi olarak çalıştığını, sözleşme süresinin bitmesi nedeniyle iki taraf arasındaki iş ilişkisinin kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenle davacı öğretmenin kıdem tazminatı hakkı olmadığını savundu. Yerel mahkeme okul sahibini haklı bularak, öğretmenin kıdem tazminatı talebini reddetti.

Temyiz istemi üzerine dosya Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'ne geldi. Dairenin kararında, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu gereği belirli süreli sözleşme ile çalıştırma zorunluluğu bulunan özel okul öğretmenlerinin "iş güvencesinden" yararlanması konusunda Yargıtay daireleri arasındaki görüş farklılığının geçen yıl Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu Kararı ile giderildiği belirtildi. Öğretmenle yapılan sözleşme üst üste yenilenmiş olsa dahi sözleşmenin "belirli süreli" iş sözleşmesi niteliğini korumuş olacağı, belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışanların "iş güvencesi" hükümlerinden yararlanamayacağı kaydedildi.

.Yargıtay kararında, 1475 sayılı İş Kanunu'nun halen yürürlükte olan kıdem tazminatıyla ilgili maddesi uyarınca, iş sözleşmesinin belirli ya da belirsiz süreli olmasının kıdem tazminatına hak kazanma açısından önemli olmadığı belirtildi. Burada önemli olanın fesih iradesinin kim tarafından ortaya konulduğu ve kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği olduğu kaydedilen kararda, örneğin belirli süreli iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesi uyarınca haklı nedenle fesheden işçinin, en az bir yıl çalışmış olması kaydıyla kıdem tazminatına hak kazanacağı vurgulandı.

Kararda, şöyle denildi:

"Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesinden önce taraflardan biri yenilememe iradesini ortaya koymuşsa, yenilemeyen tarafın iradesine göre kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı araştırılmalıdır. İşveren yenilememe iradesini göstermiş ve haklı nedene dayanmıyor ise bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatı ödenmelidir."

İş Kanunu'na göre kıdem tazminatına hak kazanabilmek için aynı işverene bağlı işyerlerinde en az bir yıl çalışmak gerekiyor. Kıdem tazminatı emekli olunduğunda, işveren işten attığında, işçi haklı bir nedenle iş akdini feshettiğinde alınabiliyor. Ayrıca, yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getirenler de SGK'dan "kıdem tazminatı alabilir" yazısı aldıktan sonra işten ayrıldıklarında, tazminatlarını alabilirler.

"İŞÇİ LEHİNE YORUM" İLKESİNE ATIF YAPTI

Yargıtay kararında, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 158 sayılı sözleşmesi uyarınca, sözleşmenin koruyucu hükümlerden kaçınmak amacıyla belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasına karşı yeterli güvenceler alınması gerektiği de vurgulandı. Kararda, gerek 158 sayılı ILO sözleşmesi, gerekse iş hukukuna egemen olan "işçi lehine yorum" ilkesi gözetildiğinde, kanun gereği belirli süreli kabul edilen sözleşmeyi, haklı bir neden olmaksızın yenilememe iradesini gösteren işverenin kıdem tazminatından sorumlu olduğu kaydedildi.

Dava konusu uyuşmazlıkta da sözleşmenin süreli yapılmasının kanun gereği olduğu vurgulanan kararda, işverenin sözleşmeyi yenilememe yönündeki iradesinin haklı bir nedene dayanmadığı, bu nedenle davacı öğretmenin kıdem tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiği belirtildi.

ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİNE İŞ GÜVENCESİ HÜKÜMLERİ UYGULANMIYOR

Kanun gereği yıllık sözleşme yapılması gereken özel okullar öğretmenlerinin iş güvencesinden yararlanıp yararlanamayacağı konusunda Yargıtay daireleri arasında geçmiş yıllarda farklı kararlar alınması üzerine, geçen yıl Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu toplanarak karar aldı.

2018/2 sayılı kararda, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanların, 4857 sayılı İş Kanunu'ndaki iş güvenesi hükümlerinden yararlanamayacağı öngörüldü.

Kanundaki iş güvencesi hükümleri uyarınca, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde işveren iş akdini feshederken geçerli bir sebebe dayandırmak zorunda. Geçerli sebeple işten çıkartmada da kıdem tazminatı ödeme zorunluluğu bulunuyor.

Geçersiz sebeple işten çıkartmada ise işçiye işe iade davası açma hakkı doğuyor. Davayı kazanan işçiyi işe başlatmayan işveren, 4 aydan 8 aya kadar varan işe başlatmama tazminatı ödemek zorunda kalıyor.

Özel okul öğretmenleri, Yargıtay içtihadı birleştirme kararı dolayısıyla işe iade hakkından yararlanamıyor. Ancak, bu durum kıdem tazminatı almalarına engel teşkil etmiyor.