AKP döneminde baskıya, hakarete, şiddete maruz kalan kadınlar karanlıktan kurtulmak için yarın sandık başında. “Oy vermek demokrasi mücadelesidir” diyen kadın sanatçılar, sandıklara sahip çıkma çağrısı yaptı.

Yarınlarımız için haydi sandığa

Haluk SAĞKAL

Cumhurbaşkanlığı seçimi için sadece bir gün kaldı. Yarın sandıklarda oylarımızı kullanırken, bir yandan da sandıklara sahip çıkacağız. Yıllardır AKP iktidarının yarattığı baskıcı, yasaklayıcı, ötekileştirici uygulamalarına karşı tüm özgürlüklerden yana olanlar gibi Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi’ne bağlı tiyatrocu kadınlar da yarın oylarını özgürlüklerden yana kullanacak. Peki yarınki seçimle ilgili tiyatrocu kadınlar neler düşünüyor? Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi “Bu seçim sizce kadınlar için neden önemli?” sorusunu yöneltti. İşte tiyatrocu kadınların yanıtları:

Gülay Yıldız (Tiyatro Kılçık Genel Koordinatörü): Kadının derleyen, toplayan, bütüne ulaşırken detaylı bakabilen, fark edebilen, görebilen, üretken, destekleyen, elinin değdiğini başkalaştırabilen temiz aklının bu ülkenin en büyük ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ülkenin tüm dengesini sağlayan denklemden kadını çıkaracak bir sonucu hayal bile etmek istemiyorum. Bu ülkenin geleceği kadın ve erkek bütünlüğünde, eşit ve tam bir sosyal alan yaratarak çok daha nezih olacak. Bu yüzden sandığa gidip oy vermek, oy verirken de pırıl pırıl gençlerimizi düşünmek gerekiyor.

Kamer Yıldız Ok (Yazar-yönetmen): Yargıya, hukuka, adalete yazgı diyerek, kadercilik saplantısıyla “kadın dediğin…” ile başlayan beylik sözlerle konuşanlar türedi ya… Biz kadınları ‘sahiplendirebileceğini’ söyleyebilme haddini kendinde gören güruhun dimdik karşısında durarak; maharetleri kirli hesaplarından öte olmayan erk düşkünü yaverlere inat; yaşadığımız zamanın ilkelleşmesine inat; siyasetçilerin erdemsiz hallerine inat; ırk, ırz, çocuk, hayvan topumuza düşmanlara inat; gururla “Kadınız” “Erkeğiz” “LGBTQ+’yız” “İnsanız” diyerek oy vermeliyiz. Oy vermek şu an herhangi bir parti, kişi tutmanın çok ötesinde, anlamının bütünüyle bir ‘demokrasi’ mücadelesidir. Ve biz kadınlar bu mücadelenin kaybedeni olmamalıyız.

Dilek Türker (Oyuncu): Cumhuriyet değerleri ile birlikte çağdaş ve uygar bir toplumda hak ettiği yaşama kavuşan kadınlarımız için bu seçim çok önemli. Çünkü günümüz siyasetinde bir kesim Cumhuriyet değerlerini ters yüz etmeye yönelik, kadını yok sayan ve kadınların edinilmiş haklarını elinden almaya ilişkin endişe verici bir tutum geliştirdi. Bu siyasi gücün karşısında durmak ve layık olduğumuz yaşamı oluşturmak için Cumhuriyet değerlerini ilke edinen bir anlayış için oy vermemiz çok önemli.

İlknur Güneş (Oyuncu-yönetmen-yazar-eğitmen): Bu seçim kadınlar için neden önemli? Kadınların özgürlük alanını sınırlayan politikalara dur denebilmesi için… Kadınların ekonomik özgürlüklerinin, kariyer alanlarının sınırlandırılmaması için… Kadınların kendi ülkesinde rahat, huzurlu ve güvende hissetmesi için… Kadın cinayetlerinin durdurulması ve hukuk çerçevesinde hak ettiği cezaları alabilmesi için… Kadınların yönetenler açısından hak ettiği saygıyı görmesi ve desteklenmesi için, bu seçimler çok önemlidir.

Şebnem Gürsoy (Oyuncu): Giderek karanlığa gömüldüğümüz bir gerçektir! Kadın hakları kuşatma altındadır. Sanatın her dalına karşı bir karanlık anlayış hâkim. Bu karanlık bitsin istiyorum. Halk hem ekonomik hem kültürel erozyonla çok hırpalandı. Kadınların, çocukların hak ve özgürlüğü güvence altında değil. Bu seçim Cumhuriyet ve laik sistemin devamı için, aydınlık günler için çok önemli.

Suna Keskin (Oyuncu): Bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızın daha çağdaş, daha verimli, ruh ve akıl sağlığı mükemmel olan gençlerimizin bu ülkeyi yönetenleri olmaları için, yaşlılarımızın son zamanlarını daha kaygısız daha huzurlu geçirmeleri için, daha birçok güzel şey için ve biz kadınlar için çok önemli. Bu seçim çok önemli.

Bahar Süer (Oyuncu): Bir tarafta kimlik ve statü ayrımı gözetmeksizin kadın özgürlüğünü tanıyan, kadına önem atfeden, önünü açan, gerek cephede, gerek iş hayatında, siyasette, sanatta kadının varlığını kabul etmiş, takdir göstermiş bir ekolün Atatürk’ün düşüncelerini ve eylemlerini devam ettirecek bir lider görüyorum. Öte tarafta ise, süregelen yıllar içinde eğitim sistemine sızılarak, tek taraflı bilinç oluşturma gayesiyle, objektif düşünme yetisinden yoksun bırakılan kesim üzerinde kurulan hegemonyanın, kadını vasıfsızlaştırmaya çabalayan, çok sesli, çıkarcı bir o kadar niteliği tartışılır insanı Meclis’te topladığını görüyorum. Eril ayrıcalık fikrinin tohumları ta seneler öncesinden işte böyle böyle atıldı. Dinin yönetim aracı olarak kullanıldığı hiçbir toplumda kadın özgürlüğünden söz edilemez.

Ayçe Abana (Oyuncu): Kadın olarak insan kimliğimizden çok ödünler verdiğimiz sistemin sona ermesini istediğimiz için, kadın olduğumuz için, vicdan azabı çektirilmekten, utandırılmaktan, baştan suçlu muamelesi görmekten, eksikli sayılmaktan bıktığımız için, emeğimizin değerini bildirebilmek için, çocuklarımızın geleceği için, sırtımızdan sopayı, karnımızdan sıpayı, boğazımızdan bıçağı çekip atabilmek için, mavi bir denizde sırtüstü yatıp gökyüzünü keyifle seyredebilmek için, bedenimizden utanmamak için yapacaklarımıza zemin hazırlayacak olan bu seçim, çok önemli...

Betül Arım (Oyuncu): Bütün planlarımı iptal edip neden oy vereceğim. Hak, hukuk, adalet, laiklik, özgürlük, liyakat, sevgi, saygı, değerler, yaşam hakkı, yaşam sevincimizi yeşertmek için oy vereceğim. Ötekileştirme, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, yoksulluk, sosyal devlet, yalan, talan, din sömürüsü, şiddet, doğayı korumak, insan hakları, İstanbul Sözleşmesi, LGBT + ların, kadınların, işçilerin, sanatçıların, emekçilerin, memurların, çocukların, gençlerin, haksız yere hapislerde yatanların, hayvanların kısaca hepimizin hakları ve içinde bulunduğumuz karanlığı aydınlığa çevirerek vicdanım rahat gece derin uyuyabilmek için oyumu kullanacağım. Bir de tabii ülkemde her karşı olana terörist, kadınlara sürtük, bize sanatçı bozuntusu ve daha pek çok şey diyen biri tarafından yönetilmemek için pazar günü +5 kişiyi de alıp oyumu vereceğim. Hep birlikte derin nefes alabileceğimiz AH yerine OH diyebileceğimiz bir ülke istiyorsak oy verelim. Bir oyun ne kadar değerli olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayalım.

Şeyla Halis (Oyuncu): Kadınlara dünyada en erken seçme - seçilme hakkı vermiş olan parlamentonun daha da güçlü hale gelip sesini duyurmak için çok önemli.

Gülden Güney (Oyuncu): Bu seçim önemli çünkü kadının zaten adı yok uzun bir süredir bu ülkede. Tamamen silinmesin diye oy vermeliyiz. Seçim önemli çünkü siyasal İslamcı bir parti kadın milletvekilini seçim kampanyasında karartabiliyor, milyonlar görecek diye bunu yapıyor, hiç bir yasal işlem uygulanmadan, yüksek tepki sesleri gelmeden, kadının karartıldığını izlemek zorunda kalıyoruz. Laik ve tam bağımsız Türkiye de kadın ancak nefes alabilir. Bunun için sandığa gidip oylarımızla, bu ülkenin kadınlarını içinde bulunduğu sıkışmışlıktan kurtarmalıyız.

Ayşegül Yalçıner (Oyuncu): Nefes almakta zorlandığımız zamanlar... Korkunç bir karanlığa karşı mücadele ediyoruz. Bir taraftan kadını aşağılayan gerici eril dil, bir taraftan ekonomik çöküş, bir taraftan özgürlüğe müdahale, bir taraftan mülteci akını, bir taraftan güvensizlik ortamı... Türkiye'de tiyatro yaparak yaşayan bir kadın oyuncu olarak bu gidişattan çok korkuyorum. Eskiden kadınların sahneye çıkması yasakmış, erkekler oynarmış kadın rollerini de. Böyle devam ederse bırakın sahneye çıkmamızı, kadın kadına dışarıda dolaşmamızı bile yasaklayabilirler. Biz Kadıköy Halk Tiyatrosu olarak turne yapıyoruz sürekli, Türkiye'yi dolaşıyoruz. Ve görüyorum ki gittiğimiz her yerde, halk yalnız, çaresiz, umutsuz, öfkeli hissediyor. Artık bir şeylerin değişmesi gerekmez mi? 28 Mayıs'ta karanlıktan aydınlığa çıkarmalıyız ülkemizi. Kendimiz için, çocuklarımız için, gelecek için, Türkiye için...