Muğla'nın Datça ilçesinde, Akdeniz Üniversitesi'nden Doç. Dr. Özgür Arun'un katılımıyla 'Yaş Ayrımcılığı' ve 'Datça'da Yaş Almak' söyleşisi gerçekleştirildi. Arun, ırkçılık ve cinsiyetçiliğin yanı sıra yaş ayrımcılığının en fazla kabul gören ayrımcılıklardan olduğunu söyledi.

'Yaş Ayrımcılığı' ve 'Datça’da Yaş Almak' söyleşisine yoğun ilgi

Mehmet ERDAL

'Datça Yaşam İnisiyatifi' tarafından Özbel Kafe’de düzenlenen “Datça’da Yaş Almak” başlıklı söyleşiye Akdeniz Üniversitesinden Doç. Dr. Özgür Arun katıldı.

Söyleşinin kolaylaştırıcısı Kadriye Bakşi, 6-7 Eylül 1955’te yaşanan ve Müslüman olmayan vatandaşlara uygulanan kitlesel şiddet, yağma ve yıkımı hatırlatarak başlattı. Tüm ayrımcılık çeşitlerinin arkasındaki ortak zihniyete değinen Bakşi, dışlama ve değersizleştirme ile başlayan ayrımcılık sürecinin, hak ihlali, kötü muamele ve öldürmeye kadar vardığına dikkat çekti.

Doç. Dr. Arun ise yaş ayrımcılığının ırkçılık ve cinsiyetçilikle birlikte en önemli ve en fazla kabul gören ayrımcılık türü olduğunu söyleyerek, sözlerine başladı. Doç. Dr. Arun, SENEX Yaşlılık Çalışmaları Derneğinin, medya haberlerini tarayarak elde ettikleri verilerde Türkiye’nin hemen her köşesinde yaşlılara karşı çok sayıda kötü muamele, istismar, hak ihlali, yaralama ve öldürme olayları olduğunu söyledi.

Doç. Dr. Arun, “Yaş ayrımcılığı, dünyada üç tür ayrımcılıktan birisidir; ırkçılık, cinsiyetçilik ve yaş ayrımcılığından söz ediyoruz. Ancak, diğer ikisinden çok daha sinsi bir ayrımcılık türü, yaş ayrımcılığı. Çünkü yaş ayrımcılığı, kendi içine de dönebiliyor. Yani, yaşlı insanlar da yaş ayrımcılığı yapabiliyorlar. Yaşından dolayı bir başkasını suçlayabiliyorlar. Genç insanlar da ayrımcılığı yapabiliyorlar. Yaşından dolayı bir başkasını hor görebiliyorlar ya da damgalayabiliyorlar. Bir hekim arkadaşım, hastasını kabul ediyor, diyor ki, siz artık yaşlanmışsınız. Hastası odayı terk ediyor. Kızıyor doktora, kendisine yaşlı dediği için. Ya da bir müşteri bankaya gidiyor, bankadaki görevli ile konuşurken, yahu artık biz yaşlandık, bizden geçti, diyor, bankadaki görevli, estağfurullah efendim, diyor. Yani yaşlı belirlemesi bir aşağılama olarak algılanıyor. Bütün bunların tamamı gündelik yaşamımızda da çok sık karşılaştığımız yaş ayrımcılığıdır. Biz bunu en çok pandemi döneminde deneyimledik” dedi.