“Bu daha başlangıç mücadeleye devam” “Jin jiyan azadi” sloganları atılıyor Meclis’te! Oturma eylemleri, kürsüye puşiyle çıkma… Sokak, salonu dönüştürdü…

Hayatımıza OHAL’i kalıcı olarak sokacak nitelikteki İç Güvenlik Paketi bu hafta Meclis’te oylanıyor. Kendi güvenlikleri için bizi paket edip içeri atmayı yasallaştıran bu paket özgürlüğümüz, bedeni bütünlüğümüz ve yaşam hakkımız üzerinde büyük bir tehdit. İktidar vekilleri yasayı geçirmek için, demokrasiden çok yerçekimi yasasına güveniyor. ‘Taş yok mu taş’ refleksiyle Meclis içerisinde ellerindeki kısıtlı imkanları kullanarak; Meclis’te millet vekillerinin başlarına tokmak fırlatıldığını, vekillerin çiçek havuzuna atıldığını ve merdivenden aşağı itildiğini gördük: “Demokratik bir oylama!”

İktidar vekillerinin ‘hayda bre pehlivan’ ruhuyla dokunulmazlığı olan diğer vekillere uyguladıkları şiddet, yasa tedavüle girerse, elinde TOMA’sı, silahı, biber gazı, suyu, jopu olan polisin dokunulmazlığı olmayanlara yapacağının hayli folklorik bir göstergesi.  

Muhalefet vekilleri sayesinde oylama süreci uzuyor. Sabahlara kadar TBMM TV izler olduk. Kanun oylamasına ara verilince seyirci o havadan çıkmasın diye fon müziği olarak kanun taksimi çalıyor TBMM TV.

Muhalefetin bütün çabasına rağmen, maddeler geçmeye devam ediyor. (bu yazı yazılırken 20’si onaylanmıştı) Şiddet halkası gitgide genişliyor.

Bu hafta, İç Güvenlik Yasası adı altında, yaşama hakkının vur emriyle yer değiştirmesi oylanıyor.

Evler, işyerleri, insanların ifadelerinin alınabileceği bir karakola dönüştürülüyor.

48 saate kadar gözaltına alma kararı verilebilecek. Toplu olarak işlenen “suçlarda” ise bu süre 4 gün.

Çantada güvenlik için biber gazı taşımak yasaklanıyor. Yani artık Özgecan Aslan’ın kendini korumak için çantasında taşıdığı biber gazı ceza sebebi.

Paket kapsamında onaylanan maddelerden biri;

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dâhil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zincir, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeler taşıyarak veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek katılanlar iki yıl altı aydan dört yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bir kere o saydıkları öldürücü, alet, edevat, silahı; biz değil, polis getiriyor eylemlere. Suçsa, biz değil polis yargılansın.

Biliyoruz ki bu yasayı onaylayanların derdi ‘kesici aletler’ değil, Gezi’ci âdetler.

Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar… 6 aydan 3 yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılırlar.” ‘Andırır giysiler!’ Devlete her şey suçu hatırlatıyooor! Hayır, andırır giysi giymekten kaçınmak için çıplak çıksak sokağa, o zaman da Femen üyesi diyecekler!

Geçen maddelere göre; “eylemin veya durumun niteliğine göre; koruma altına alır, uzaklaştırır ya da yakalar ve gerekli kanuni işlemleri yapar.” Misal, polis gaz sıktığında yüzünüzü örtmeyin, ağzınızı açıp, ya Rabbi şükür deyin. Zira: “kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek katılanlar iki yıl altı aydan dört yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılır.

Sokağa çıkmak bir haktır o ayrı, ama eylemci olup olmadığınız da pek fark etmez aslında. O esnada sokakta polis saldırısı varsa, gazdan korunmak için yüzünüzü kapatırsanız, bu ceza sebebi sayılacak.

Bu kapsamda ceza alacaklar:

Polis gaz attığında, atkısı, puşisiyle yüzünü örtenler
Gaz maskesiyle korunmaya çalışanlar
Çarşafla tesettüre giren kadınlar
Yüzüne maske takan hastalar
Ninja Kaplumbalar
Kızıl Maske
Zorro
Batman
Yüzünde peçeyle dans eden Mezdeke grubu…

Ferah bir nefes almak artık 3 ila 5 yıl hapisten başlıyor.