Her şeyi yasaklayabilirler.
Sokakta durmayı, anneleri babaları yasaklayabilirler, hırsıza ‘hırsız’ demeyi yasaklayabilirler, internet sitelerini, blogları yasaklayabilirler, haberleri, kitapları yasaklayabilir, Twitter Mwitter’ı kökünden kesip atabilirler…
••
Dandik Facebook’unuzu, arkadaşınızla paylaştığınız düşüncenizi, gülüşünüzü yasaklayabilirler, telefonunuzun çalışmasını yasaklayabilirler, çimlere basmak zaten yasak, filler sevişir, bizimkiler sevişmeyi de yasaklayabilirler...
Eşeysiz tek vücuttan türedikleri için, patates gibi çoğalırlar. Patates çok konuşursa onu da yasaklarlar.
••
Yerli tohum kullanmayı yasaklayabilirler, ücretsiz yurt dışına çıkma hakkınızı yasaklarlar, o kesmez, otoyolları yasaklarlar. Papa gelecek, baba gelecek, bi şeyler geliyor işte. Yasak arkadaş yol bugün!
••
Sokaklarını yasaklayabilirler, sokakta yürümeni yasaklarlar iç rahatlığıyla. Manşetleri yasaklayabilirler, haberleri yasaklayabilirler, gerçekleri yasaklayabilirler, sonuçta devlet sansürü seni gerçeklerden korusun diye var.
Doğayı korumayı yasaklayabilirler, nehirler boşa akmasın isterler, her metresine beton dökmek isterler…
••
Televizyondaki alt bantı bi telefonla yasaklayabilirler. Kendileri hakkında en güzel şeyleri retweet eden görgüsüzler gibi sadece “Ağam paşam, gomtenim” diyenleri duymak isterler, gün gelir onları da yasaklarlar.
••
Sınırları çok kesindir, akılcı düşünceyi yasaklarlar. Diyanet gibi ciddi olması gereken bir kuruma Star Wars filmindeki kurgu karakterler yüzünden “Jedi savaşçılarının dini olan Jediism günümüzde Hıristiyan toplumlarda taraftar bularak yayılmaktadır. Avustralya’da 70 bin kişi, İngiltere’de 390 bin kişi kendisini ‘Jedi’ olarak tanımlamıştır” diye açıklama yaptırabilirler. Fırsat bulunursa Jedi müessesesini de yasaklarlar. Sith’ler de fötöcü çıkar…

yasak-ustu-az-kuru-65489-1.
••
Bazı fikirleri yasaklayabilirler. Bazı kitapların bazı yerleri yasaklanabilir. Karikatürdeki el hareketinden nem kapıp, karikatüre dava açıp kazanırlar. Çünkü aklın ve mantığın kazanması zaten yasaktır.
••
Sokaklara çizdiğin resimleri yasaklarlar. Her gün üzerine gri boya atarlar. Medeniyetin ne olduğunu, şehir kültürünün nasıl bir şey olduğunu bilmeden tüm meydanları beton kaplarlar ama gün gelir meydan da yaya trafiğine kapatılır.
Yağmurda yürümeyi –dolaylı olarak- yasaklarlar. Ankara sokakları Atlantis’e, İstanbul’un kıyı semtleri Haplantis’e benzeyebilir. Denizle kıyı buluşur. Belediyeden iyi hizmet almanız zaten genelde yasaktır.
••
İtiraz etmeyi yasaklayabilirler, fakir çocukları arabasıyla öldüren insanların yakalanmasını, üçkağıtçı politikaların yargılanmasını, bir şeyleri sorgulamayı ve sistemdeki arızaları bulmanızı yasaklarlar. Yassak hemşerim, burası Türkiye, yok öyle.
••
Medyayı komple satın alıp kapatabilirler, az çok haber veren birileri varsa, onlarda da haberleri yasaklarlar. Haber vermek değil, haberi verilmesi yasaklanır, böylece mızrak çuvala sığar. Sit alanlarını kafaya göre yasaklarlar. Zaten orada inşaat vardı ya!
••
Yasadışı işlerin sorgulanmasını yasaklayabilirler, katillerin bulunmasını yasaklayabilirler, canları çekerse barışın gelmesini bile yasaklayabilirler, ama hiçbir zaman savaşmayı ve silahı yasaklamazlar.
Diledikleri her şeyi yasaklayabilirler ama bir nokta gelir artık insan içine çıkamaz olurlar.
••
Ha, bir tek dolar ve avro bir de sarıkız altının yükselişini yasaklayamazlar.
Ne kadar kafalarımızı kuma gömsek de aslında her şeyin altındaki ekonomik çatırdamayı yasaklayamazlar. Keşke öyle bir imkânları olsaydı. O zaman işte dünyanın en iyi ülkesi olabilirdik. Şimdilik ise yaşadığımıza şükrediyoruz.