Küresel ısıtma ve vahşi sulama göllerin kurumasına neden oluyor. Dr. Erol Kesici, “Göller yağmur suyuna muhtaç ediliyor. Acilen gölleri besleyen yeraltı ve yerüstü sularını rahat bırakmalıyız” dedi.

Yaşam kuruyor!

Kardelen TATAR

Van, Tuz, Eğirdir, Marmara ve birçok göl kuruma tehlikesi yaşıyor. Küresel ısıtma, vahşi sulama, kirlilik, yeraltı ve yer üstü sularının engellenmesi gibi birçok neden göllerde büyük çekilmelere neden oldu.


Ülkede birçok gölün kuruduğunu ve birçoğunun da kuruma tehlikesi yaşadığına dikkat çeken Göl Uzmanı Dr. Erol Kesici, “Göllerin en önemli kaynağı olan yer altı suları istila ediliyor. Göllerin hidrolojik bütçeleri ne yazık ki korunmuyor. Popülist yaklaşımlarla, siyasi nedenlerle gölleri besleyen çaylara setler, göletler yaparak suyun akışını engelliyorlar. Yani gölün suyunu çalıyorlar ve sadece yağmur suyuna muhtaç bırakılıyor” dedi.

ACİLEN HAREKETE GEÇİLMESİ GEREKİYOR

Yapılması gerekenleri sıralayan Dr. Kesici şu ifadeleri kullandı:

♦ Göllerin doğal dengesini, biyolojik çeşitliliğini korumamız gerekiyor. Göller çevresiyle doğasıyla bir bütün.

♦ Göldeki kirliliği ortadan kaldırmamız gerekiyor. Gölün temizliğin sağlayan, gölün dip kaynaklarının kapanmamasını sağlayan hayvanlar var. Bitki ve hayvan dengesini korumamız gerekiyor.

♦ Doğal akarsuların önündeki set ve göletleri kaldırmamız gerekiyor. Acilen gölleri besleyen yeraltı ve yerüstü sularını rahat bırakmalıyız . Göller 4-5 milyon yılda oluşmuş durumda.

♦ Bütün doğal göllerimizi havza bazında ele almamız gerekiyor. Etrafındaki kıyı işgallerine son vermemiz gerekiyor. Kıyı işgalleri nedeniyle göllerin beslenmesi engelleniyor. Su her şeyi şekillendiren, olmazsa olmazımızdır. Yönetimi popülist, siyasi bakışla değil bilimsel yöntemlerle yapılmalıdır. Suyu bilim insanları yönetmelidir.

♦ Tarımsal, sanayi evsel atıkların ne yazık ki hâlâ birçoğu göllere arıtılmadan veya ilkel arıtma sistemleriyle arıtıldıktan sonra veriliyor. Modern günün teknolojisine uygun arıtma sistemleri hayata geçirilmelidir.

♦ Göllerin diplerinin temizlenmesi gerekiyor. Dip çamurlarının, ağır metaller siyonabakteri (mavi yeşil alg) bulunuyor. Bu suların tarımda dahi kullanılmaması gerekiyor. Ne yazık ki bütün doğal göllerimizde bu var.

Dünyanın en büyük sodalı gölü, Türkiye'nin ise en büyük gölü olan Van Gölü'nde, yağışların azalmasıyla gözle görülür çekilme meydana geldi, bazı sahillerde kurak alanlar oluştu. Van Gölü'nde bulunan ve daha önce dalgıçların su altında görebildiği mikrobiyalitler de suların çekilmesiyle gün yüzüne çıktı. Özellikle Van Gölü'nün diğer sahillerine göre, su derinliği daha az olan Erciş ilçesinin Gölağzı bölgesinde geçen yıl sular altında sadece bir kısmı görünen mikrobiyalitler, bu sene gölden yaklaşık 100 metre uzaklıkta karada kaldı. Yıllardır Van Gölü'nde dalışlar yapan, belgesel çeken su altı görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, binlerce yılda oluşan mikrobiyalitler için uyarıda bulundu. Ceylan, "Binlerce yıl sürede oluşan mikrobiyalitler, yağışların azalması ve yüksek buharlaşma nedeniyle artık yüzeyden görülebiliyorlar. Bu haliyle de yok olma süreçlerini yaşıyorlar" diye konuştu.

Ülkenin en büyük ikinci gölü olan Tuz Gölü de kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muazzez Çelik Karakaya, önlem alınmadığı takdirde 30 yıla kadar gölün kaybedileceğini belirterek, ''Tuz Gölü'nde 1930’dan bu yana, yüzde 30’a yakın bir küçülme var. Bu durumu durdurmamız zor, fakat azaltabiliriz. Eğer önlem alınmazsa 30 yıla kadar Tuz Gölü'nü aşama aşama kaybedebiliriz” dedi.

BİNLERCE KUŞA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR

Konya, Ankara ve Aksaray sınırları içinde yer alan ve kapalı göl olma özelliği taşıyan Tuz Gölü, başta flamingolar olmak üzere yüzlerce kuşa ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin tuz ihtiyacının da yarıdan fazlasını karşılayan göl, turizm açısında da önemli yerli tutuyor.