Yaşamın kendisine dair yeni bir roman

Nilgün Çelik

Alakarga Yayınları bu yıl yeni yazarları ve eserlerini art arda okurlarıyla buluşturuyor. Mesut Barış Övün de bu yazarlardan. ‘Salınımlar’ M. B. Övün’ün ilk romanı. Bu yılın haziran ayında çıktı.

Eser, ilk kitabın heyecanını üzerinden atıp gelmiş gibi. Okur olarak beni durduran kurguda ne bir aksaklık ne de bir sözcük oldu. Genellikle ilk öykü ya da roman çalışmalarında yazarın anlatma telaşı, aslında anlatamadım kaygısı, Övün’ün kaleminde yok. Dinlenmiş dinlenmiş gelmiş gibi. Bu yazarı okurlarının karşısında bir adım öne çıkarıyor, çıkarmalı bence.

‘Salınımlar’ ben anlatıcı dili ile yazılmış. Olaylar kahraman Murat’ın gözünden anlatılıyor. Yazlık bir mekânda kahraman da olaylar da durağan değil, devinimli. Okur, kahramanın gözünden ve anılarından olaylara hâkim oluyor. Bu anlamda yazar, ‘ben anlatıcının’ dar bakış açısına kapılıp okuru sıkmamış. Aksine, içe bakışı sürekli hareket halinde tuttuğu için okur bir geçmişte bir gelecekte romanın içine dahil edilmiş. Yazarın kurmaca seçimi ve öykülemedeki başarısı edebiyatımızda kalıcı olduğunu düşündürüyor bana. Sözcüklere gerektiği kadar anlam yükleyip eksik ya da fazla anlam katmayınca okur romanın içinde kahramanın peşi sıra gider oluyor. Bu bana süslemeden yalın dille yazılmış yazıları ne kadar özlediğimi düşündürdü. Yine de Mesut Barış Övün, romanında yalın sözcüklerle öyküleme yapmış olsa da yazlık bir uzamda geçen kurmacanın yaşamın kendisine dair olduğunun altını çiziyor. Kahramanın mezun olduğu okul ile yollarının mezun olduktan sonra ayrılıp yazlık bir mekânda bambaşka yere evirilen geleceği, yaşamın tam içindendir.

Yazar ilk eserinde tüm roman kurallarını yerine getirmiş. Bu kurallar olmasa olmaz mıydı? Elbette olurdu ama edebiyata giriş, kafa tutarak yani risk alarak değil usulüne göre olunca okur tarafından daha risksiz kabul görecektir, düşüncesindeyim. Eserin, olaya girişi, kahramanların zamanlı ve uygun yerde romana girişi, sonun beklendiğinin aksine bir çözümle bitişi risk almayan yazarın okurunun çok olacağını düşündürüyor bana. Bunu bekleyip göreceğiz

Yine de bir not düşmek isterim yolu uzun olacağını düşündüğüm yazarımıza: Cesaretle ne kadar ben dili kullanmış olsa da baş karakterlerden Sunay’ın da Begüm’ün de Hasan Ali’nin de duygularından haberdar olmaya hakkı yok muydu okurun? Okur olarak bu taptaze eserde eksik bulduğum tek yan buydu. Kitaba adını veren ‘Salınımlar’ı meraklı okurlara bırakacağım. İpucu dahi vermeden gitmenin haklılığıyla… ‘Salınımlar’ı herkesin okuması dileğiyle…