Yaşıyorum, görüyor musunuz? Bir hayalin peşine kapılmış gidiyorum.

Yaşıyorum, görüyor musunuz? Bir hayalin peşine kapılmış gidiyorum. Hatalarımdan hiç ders almıyorum. Elimin altında aynı bilgilerle dolaşıyorum yıllardır. Yakın tarihi daha işlemediğimizden ve fazla değinmeden ikinci dünya savaşına kurtuluş savaşına geçtiğimizden aralarda suskunluklarım oluyor. Politikayla ilgilenmem tehlikeli görüldüğünden başkaları tarafından belirleniyor ilgi alanlarım. Parası olmayanın hobisi olamıyor bu ülkede ya neyse, boş verin, bu da politikaya giriyor.
Yaşıyorum görüyor musunuz? Sabahları erkenden çıkıyorum evden, bütün gün temizlik yapıyorum, ellerim deterjan kokuyor, bütün gün başkalarının evlerini temizlemekten öyle yoruluyorum ki kendi evimi temizlemeye gücüm kalmıyor. Kazandığım bütün paramı kocama veriyorum. Yazları köye tatile gidince rahat bir nefes alıyorum. Köy dediysem küçümsemeyin ha, sizin organik diye normal fiyatının kaç katına aldığınız şeyleri biz orda her öğün para vermeden tüketiyoruz.
Yaşıyorum, görüyor musunuz? Ben, bana baktığınızda ardından ya gözlerinizi kaçırdığınız ya da nefretle baktığınız biriyim. Eşcinselim. Hep komik ve kadınsı yansıtılan, karikatürize edilen eşcinsellere hiç benzemiyorum. Ay şekerim diye başlamıyorum cümlelerime. Medyada size gösterilen gayler gibi sevimli de değilim. Daha çok somurtkan biriyim. Ve çevremdekilerin de somurtkanlığına bakılırsa komik biri de değilim. Annemle yakın, babamla hastalıklı bir ilişkim olmadı. Önyargılarınızı yıktıysam özür dilerim.
Yaşıyorum, görüyor musunuz? Sizin acıdığınız kadar acımıyorum kendime inanın. Küçümsediğiniz kadar da küçük değilim. Sadece engelliyim. “Ben bu kalabalığa gelmeden iki kere düşündüm de öyle çıktım evden, bu sakatlığına bakmadan çıkmış baksana,bir bu eksik yani” gibi cümlelerinize rağmen kendimi eve hapsetmiyorum.Yolum yeterince taşlıyken siz üzerime çığ düşürmeyin yeter, başka bir şey istemiyorum.
Yaşıyorum görüyor musunuz? Sokaklarda dövülen, işkence gören, tecavüze uğrayan bir hayvanım. Sizler kadar değerli değil canım. Koşmuyorum ben de artık her ıslık çalanın arkasından. Gece çökünce ayrı, gün ağarınca ayrı korkuyorum.Bu dünya sizin değil, bunun üzerine biraz düşünün, bizleri sizlerden ayıran bu özelliğinizi biraz kullanın istiyorum.
Yaşıyorum görüyor musunuz? Günde 15 saat çalışıyorum. Eve döndüğümde uyumaktan başka yapacak bir şeye vaktim olmuyor. Sigortam yok. Güvencem yok. Çalışmaktan başka bir şey yapmaya, bırakın aileme zaman ayırmayı, kendime ayıracak zamanım yok. Bayramım, tatilim, doğum günüm, yılbaşım yok. Şimdiye kadar hep bana emir verildi. Ben birinden bir şey istemeyi düşünmedim, bir şeyi isteyecek zamanım olmadı. Sizden de isteyeceğim bir şey yok.
Yaşıyorum görüyor musunuz ? Ben sizi görüyorum.Her akşam geçiyorsunuz önümden. Korkuyorsunuz benden. Benim dünya umurumda değil halbuki. Birkaç şişe şarap yetiyor, gece gündüz bir geliyor bana. O zaman işte sen,ben bir oluyoruz. Dertmiş,tasaymış hiçbir şey kalmıyor.Ne işim var, ne iş kaygım. Mis gibi yaşıyorum. Kafamı toparlasam edecek birkaç güzel lafım var size ama bu akşam beni bağışlayın, içkiyi biraz fazla kaçırdım.Yaşıyorum, görmüyorsunuz elbet, görecek olsanız yolunuzu değiştiriyorsunuz. Ben sizi çift görüyorum oysa ki. Bazı gerçekleri görmemek için ya benim kadar sarhoş ya sizin kadar kör olmak lazım.