CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay’ın Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi için 2019’da hazırladığı raporda patlamanın olacağı yerin tam koordinatının verildiğini söyledi. Yavuzyılmaz, “Sayıştay ölçmüş, eksiği, tehlikeyi görmüş ve uyarısını yapmış” dedi.

Yavuzyılmaz: Sayıştay aslında patlamanın olacağı yerin tam koordinatını vermiş

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Amasra'daki TTK maden ocağında meydana gelen facianın ardından gündeme gelen Sayıştay raporu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Sözcü'den Saygı Öztürk'e konuşan CHP'li vekil Yavuzyılmaz, 41 işçinin hayatını kaybettiği katliamla ilgili, Sayıştay'ın 2019 yılında hazırladığı raporda patlamanın olacağı yerin tam koordinatının verildiğini söyledi.

"ÖNÜNE NE ÇIKARSA YOK EDİYOR"

Yavuzyılmaz, “TTK de riskin olduğunu kabul ediyor, basında yer alan bazı haberlerde yer alan ‘gaz içeriklerinden metan gazının yüksek olduğu'na dair ifadelere itiraz ediyor. ‘Orada kast edilen metan gazı değildir' diyor. Yine bir yanlışı düzeltelim. Amasra'da yaşanan faciada konu sadece metan gazının patlamasıyla olan bir hadise değil. Konu şudur: Metan gazı oksijenden daha hafif bir gaz. Bir galeride çalışıyoruz. Metan gazı yükselir ve kubbenin hemen altına toplanır. Oksijen aşağıda kalır. Aslında metan gazının patlaması, grizu faciası olması o kadar kolay değil. Onun da bazı şartlarının oluşması gerekli. Sonuçta metan gazı, kömür tozlarıyla birlikte alev topu şeklinde tüneli takip ediyor ve önüne ne çıkarsa yok eden patlamaya dönüşüyor" dedi.

"TEK EKSİK, TARİH YOK"

Yavuzyılmaz, konunun ayrıntılarına değinerek, “Benim ilk paylaştığım eksi 300 kotu ifadesini de kullanarak Sayıştay'ın yaptığı uyarı. Aslında patlamanın olacağı yerin tam haritasını çizmiş, tam koordinatını vermiş. Tek bir şeyi eksik yapmış o da patlama tarihini yazmamış. Tek eksik o. Sayıştay durduk yere bu uyarıları yapmaz. Sayıştay ölçmüş, eksiği, tehlikeyi görmüş ve uyarısını yapmış” ifadelerine yer verdi.

Ocaklarda çok ciddi işçi açığı olduğuna dikkat çeken Yavuzyılmaz, her işçinin kömür üretimimde aynı işi yapmadığını, çok kritik görevleri olanlar bulunduğunun altını çizdi.

Yavuzyılmaz, Amasra ile ilgili bilgileri, belgelere dayanarak şöyle açıkladı:

“Amasra'da olayın meydana geldiği işletmede yer altı ve yer üstü toplam işçi sayısı bin 145 olması gerekirken, 2022 yılı Mart ayı sonu itibarıyla bu sayı sadece 590'dır. Sayıştay'ın 2002 yılı raporuna göre norm kadroda 476 olması gereken pano ayak üretim işçi sayısı 276, 107 olması gereken hazırlık işçi sayısı 30, 39 olması gereken barutçu sayısı 1, 53 olması gereken tarama söküm-bakım işçi sayısı ise 10. Bu sayılar Sayıştay raporunda yer alıyor. Yerüstü ve yer altı sanatlarında belirgin işçi açığı bulunuyor. Üç vardiya tertibi yapılamadığı için kritik arızalara da zamanında müdahale edilemiyor. Bu durum da iş güvenliğini etkiliyor. Gündüz vardiyası dışındaki vardiyalarda arızalara anında müdahale edilemediği uyarısı da raporda yer alıyor.

Hayati önem arz eden havalandırmanın devamlılığı, merkezi gaz izleme servisi tarafından 24 saat takip edilmesi gereken tehlikeli gazların ölçülmesi için sürekli değişen şartlara göre gerekli sistemlerin kurulması ve denetiminin eksiksiz yapılabilmesi için işçi açığının giderilmesi yönünde de kritik bir uyarı bulunuyor.”

"VAHİM BİR DURUM YAŞANIYOR"

Yavuzyılmaz, Sayıştay raporunda yer alan vahim bir duruma da şöyle dikkat çekti:

“Yeterli sayıda işçiyle çalışılmadığı için galeriler açık kalıyor, kömür havayla temas ediyor. Oksidasyon oluyor ve kömür içten içe yanma yapıyor. Bu 10 yıldır bütün raporlarda belirtiliyor. Patlama için bütün şartları hazır hale getiriyorlar. Felaketin taşları böyle örülüyor. KİT Komisyonu'nda milletvekillerinin sorularına TTK'nın verdiği yanıtta, 2022'de yaklaşık bin işçinin sanatının geçici olarak değiştirilerek başka sanatlarda çalıştırıldığı belirtiliyor. Yani maden ocağında iki işçinin yapacağı işi bir işçi yapıyor. O da kendi işini yapmıyor başka uzmanlık alanındaki işleri yapıyor. Burada bir kazanın yaşanmaması sürpriz olur. Acı, sıkıntılı bir durum.”

Yavuzyılmaz “Madenlerin yönetilmesi siyasi bir irade. İşin bir bilimsel bir de siyasi tarafı var. Bilimsel tarafına baktığımız zaman Sayıştay raporlarına gidiyoruz” diyor.