Normalleşme süreci mart ayında, her ilin durumu ayrı ayrı değerlendirilerek kademeli olarak başlayacak; ancak hekimler uyarıyor: “Test sayısı azaldı. Yeni açılma döneminde gerekli tedbirler alınmaz, yaygın test yapılmazsa üçüncü piki yaşayabiliriz.”

Yaygın test yapılmazsa üçüncü piki görebiliriz

Yaren ÇOLAK

Türkiye mart ayında kademeli olarak ‘yeniden açılıyor.’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada, “İllerimizi Sağlık Bakanlığımızın kriterlerine göre 4 gruba ayırarak, mart ayı başı itibariyle normalleşme sürecini başlatıyoruz” dedi.

Buna göre, sokağa çıkma sınırlaması ve diğer kısıtlamalar illerin durumuna göre kaldırılacak. Bir ilde 100 binlik nüfusa oranlı vaka sayısı ne kadar azalırsa normalleşme takvimi o kadar hızlı ilerleyecek. Salgın tedbirleri nedeniyle kapatılan restoran, kafe, kıraathane ve benzeri işletmelerin akıbeti ise önümüzdeki günlerde belli olacak.

TEST SAYISI DÜŞÜNCE VAKA SAYISI DÜŞÜYOR

‘Yeniden açılma’ kararının dayanağı, vaka sayısında bir süredir görülen düşüş. Öte yandan hekimler, test sayısının da düşürüldüğünü belirtiyor. BirGün’e konuşan hekimler, açılma kararının ekonomik kaygılarla alındığına dikkat çekerek, “Yaygın test yapılmaz, gerekli önlemler alınmazsa bu yeni açılma ile üçüncü piki yaşayabiliriz” uyarısında bulunuyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) eski Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Test sayısı düşüyor, hasta sayısı da düşüyor” dedi. Testlerin yalnızca şikâyeti olan ve hastanelere başvuranlara yapıldığını söyleyen Adıyaman, “Oysa semptom göstermeyenleri bulmamız lazım. Filyasyonla hasta olduğunu bilmeyen insanları tespit edebilmemiz çok önemli” diye konuştu.

BİLİM KURULU KRİTER BELİRLEMELİ

Adıyaman, önümüzdeki aydan itibaren illerin durumuna göre kademeli olarak başlayacak normalleşme sürecini ise şu sözlerle değerlendirdi: “Artık 100 binde toplam çıkan pozitif vakaya bakılacak. TTB olarak biz bundan 10 ay önce ‘İl il, mahalle mahalle değerlendirme yapılmalı’ demiştik. Okulların açılması için Finlandiya, Norveç gibi ülkeler 100 bin üzerinden haftalık kaç pozitif vaka olduğuna bakıyor, buna göre okulları açıyor. Maalesef Türkiye’de bu hiç uygulanmamıştı. Bakanlık ancak şimdi bunu uygulama kararı aldı.”

Bilim Kurulu’nun bunun için kriterleri net biçimde belirlemesi gerektiğini vurgulayan Adıyaman, “Örneğin Avrupa ve ABD’de hastalık kontrol merkezleri tarafından belirlenen kritere göre, 100 binde vakalar 10’un altındaysa sönümlendi, 100’ün üstündeyse hızla yayılıyor deniyor. Trükiye’de de kriter belirlenmeli” ifadelerini kullandı.

Mutasyona uğramış yeni virüsün bulaşıcılığının daha yüksek olduğuna da dikkat çeken Adıyaman, “Bu bilimsel olarak açıklandı. Türkiye’de de 3 cins virüs olduğu belirtiliyor. Ekonomik kaygılarla girilen yeni açılma döneminde gerekli tedbirler alınmaz, yaygın test yapılmazsa üçüncü piki yaşayabiliriz” dedi.

BULGUSUZ VAKALAR GÖZDEN KAÇIYOR

İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu da test sayılarındaki azalmaya dikkat çekti: “Türkiye genelinde vakalarda azalma olduğunu söyleyebiliriz. Yoğun bakım doluluk oranlarında da azalmalar var. Ancak önceden filyasyon daha çok yapılıyordu. Filyasyon azalınca test sayıları da azaldı. Bu da bulgusuz bulaştırıcı vakaların gözden kaçmasına neden oluyor.”

Ömeroğlu, her ilin durumuna göre kısıtlamaların kaldırılacağı ‘yerinde karar’ uygulamasına ilişkin ise şunları söyledi: “Şehirler arası gidiş gelişleri kontrol altına almadan yanlış sonuçlara neden olabilir. Esnafın zor günler yaşadığı günlerde bu uygulama yapılabilir. Ancak toplumsal hareketlilik kontrol altına alınmalı. Giriş çıkışlar kontrollü olmalı.”

Prof. Dr. Ömeroğlu son olarak, “Açılımın etkisi konusunda test sayısı artmalı. Aşılama artmalı. Aşılama sayıları yetersiz. Şu an 120 bin doz aşıya ihtiyaç var. Gerekli önlemler alınmazsa üçüncü piki yaşama olasılığımız çok yüksek” ifadelerini kullandı.

***

AŞILARIN TAMAMI GELMDEN PARANIN TÜMÜ PEŞİN Mİ ÖDENDİ?

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Çinli firma Sinovac’la yapılan aşı sözleşmesini gündeme getirerek, “Aşıların tamamı gelmeden sözleşme bedelinin tamamı ödendi mi?” diye sordu.

Sağlık Bakanlığı’nın aşı sözleşmesinde süreci şeffaf yürütmediğini belirten Emir, sözleşmenin ayrıntılarını soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Önergede şu ifadeler kullanıldı: “Bakanlık Çin’le yapıldığı belirtilen 50 milyon dozluk aşı anlaşması ile ilgili birçok önemli soruyu halen yanıtlamadı. Sözleşme kapsamında aşılar Türkiye’ye bulk olarak geliyor, flakonlara doldurularak Bakanlığa teslim ediliyor. Söz konusu dolum işlemini Onko ve Mefar firmaları üstlenirken bugüne kadar ne dolum ihalesinin bedeli ne de aşının maliyeti açıklandı.

Devlet Malzeme Ofisi’nin (DMO) Keymen firması aracılığıyla Synovac’la yaptığı sözleşmenin ayrıntıları da kamuoyuna açıklanmadı. DMO’nun bugüne kadar kaç liralık ödeme yaptığı, aşıların tamamı gelmeden tüm ödemenin yapılıp yapılmadığı bilinmiyor.”

200 BİN DOZ AŞIYA NE OLDU?

CHP Milletvekili Emir, Bakanlığın ilk partide 3 milyon doz aşının geldiğini açıkladığına, ancak 11 Şubat itibariyle 2 milyon 800 bin doz aşının yapıldığına da dikkat çekti. Emir, Bakan Koca’ya “Aradan 27 gün geçmesine karşın 200 bin doz aşı neden yapılamamıştır? Bu aşılara ne olmuştur?” diye sordu.

***

Vaka sayısı en çok artan beş il

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına göre, iller vaka ve aşı oranları gibi kriterlere göre ‘düşük’, ‘orta’, ‘yüksek’, ‘çok yüksek riskli’ olarak sınıflandırılacak. Normalleşme takvimi bu sınıflandırmaya göre şekillenecek. Bu açıklama, gözleri illerdeki ortalama vaka sayıları artış oranlarına çevirdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Twitter’dan yaptığı açıklamada, geçen haftaya göre vaka sayılarının en çok arttığı ve azaldığı illeri duyurdu. Buna göre, bir haftada 100 bin nüfusta görülen vaka sayısının en çok arttığı beş il Bilecik, Erzincan, Kilis, Uşak ve Çanakkale. Nüfusa oranla vaka sayısı en çok azalan iller ise Bitlis, Mardin, Kastamonu, Yalova ve Bingöl.

***

Mutasyon geçiren virüsler yüzde 30 daha kolay bulaşıcı

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, son zamanlarda dünyada ve Türkiye’de görülen mutant virüslerin en az yüzde 30 oranında daha bulaşıcı olduğuna dikkat çekti. Gündüz, “Kişisel koruyucu tedbirlerimizi de en az bu oranda artırmalıyız.Toplumun önemli bir kısmı aşılana kadar tedbirlerimizi yarı yarıya artırmamız son derece önemli” dedi.