Yaylalarımızı talana kurban etmeyeceğiz
Ordu Mesudiye’de yapılmak istenen maden ocağı projesi tepki çekti. Şirket yetkililerinin çalışmaların yapılacağı alana geldiği bilgisini alan halk, bölgeye gitti. Halk ‘‘Yaylalarımızı vermeyeceğiz’’ diye konuştu.

Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.netOrdu Mesudiye Derebaşı ve Birebir Yaylası’nda maden ocağı çalışmalarının başlayacağı söylemleri üzerine halk harekete geçti. Şirket görevlileri bölgeye gelince halk da aynı noktaya gitti. Jandarma çalışmaların yapılacağı noktada güvenlik önlemleri alındı. Halk ve ekoloji örgütleri ‘‘Ellerinde doğru dürüst izin belgeleri bile yok yaylaları talan edecekler. Buna izin vermeyeceğiz’’ dedi.
YETER ARTIK
Yüzde 75’e yakını madenlerle işgal edilen Ordu’da neredeyse her gün bir başka alanda maden araması için şirketlerin başvurusu oluyor. Aybastı Perşembe Yaylası’nın ardından bu kez de Mesudiye’de benzer bir durum yaşandı. Tüprag Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş, bölgede 4. grup maden çaışmaları için sondaj çalışmalarına başlayacağı duyumları halkı harekete geçirdi. Şirket yetkililerinin bölgeye geldiğin duyumunu alan halk dün çalışmaların yapılacağı alana gitti. Jandarma geniş güvenlik önlemleri alırken yurttaşlar ‘‘Topraklarımızı şirketlere vermeyeceğiz. Biz topraklarımızı koruyoruz, bizi engellemeyin’’ dedi.
CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel ‘‘Yeter artık’’ diyerek tepki gösterdi. Adıgüzel, şirketin sadece Orman Genel Müdürlüğü'nden ve bölge müdürlerinden alınmış izinleri olduğunu belirterek ‘‘Derebaşı ve Birebir yaylasına gelmişler. Hem de ellerinde doğru dürüst izin dahi yok ÇED kararı, kültür müdürlüğü kararı, DSİ kararı, milli parklar doğa koruma kurulu kararı, mera kararı gerekli, Hiçbiri yok. Sadece Orman müdürlüğü izni almışlar. O kurum ile de hesaplaşacağız’’ dedi.
‘‘Siz kimin malımı kime peşkeş çekiyorsunuz?’’ diyen Adıgüzel, şöyle devam etti:
‘‘Eskiden devlet ormanı milletten korurdu. Şimdi millet ormanı devletten koruyor. Buradaki durum Perşembe yaylasındaki durumdan farklı değil. Oradaki mahkeme kararı ortada, evraklar eksik, geri dönüşümsüz zararların olmaması için ‘Derhal buradaki işlemlere son verin’ denmişti. Burada da aynı durum var. Hem de milletin evlatlarını halkın önüne şirketi korumak ve açıkça bir yasadışı işleme aracı olarak oraya koyuyorsunuz. Buna uygun olarak, tüm Ordu ve Mesudiye halkını bu doğa katili alçaklara, uluslararası maden kartellerinin işgaline karşı durmaya, bu haksız hukuksuz işleme karşı vatan savunması yapmaya, yaylaya çağırıyorum.’’
DİRENECEĞİZ
Mesudiye Derebaşı Derneği Başkanı Hasan Yılmaz ise şunları söyledi:
‘‘Tüprag maden şirketi daha önce de sondaja geldi, evrakları da eksikti. Tıpkı Perşembe Yaylası'nda olduğu gibi. Burada o zaman buna itiraz ettik, yaylamıza kontejnar koymuşlar bu da yasal değil. Sanırım altın madeni olacak. Yaylalarımız için direneceğiz. Bir ay kadar önce de direndik ve şirketi topraklarımızdan kovduk, yine direneceğiz. Ellerinde ÇED raporu yok. Çalışma izinleri yok. Bu maden projeleri ile yaylalarımız delik deşik edilecek, on metrede bir sondaj vurulacak, biz bir süre sonra yaylamıza dahi giremeyeceğiz. Yüklü miktarda siyanür kullanılacak, havamızı, suyumuzu, toprağımızı zehirleyecekler, buna izin vermeyeceğiz.’’
Ordu Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Özbucak da ‘‘Daha önce de gelmişlerdi. Biz de arkadaşlara dedik ki 'ÇED almaları gerekir, mahkeme kararı var ve izinleri yeterli değil.' Jandarma ile de görüşmüştük, sonra gitmişlerdi. Şimdi yine gelmişler, mahkeme kararları yok sayılıyor. Aynı Aybastı'daki gibi girmeye çalışıyorlar’’ diyerek yapılmak istenenlere tepki gösterdi.
∗∗∗
KALKER OCAĞINA KARŞI KAMPANYA
Antalya’da genişleme başvurusu yapan kalker ocağının sınırı, bölgede bulunan ve Bizans dönemine tarihlenen Karaindibi Mağarası’na dayandı. Genişleme çalışmasında her patlatmada 120 kilogram dinamitin kullanılacağı ocağın, aşı boyasıyla yapılan geyik, karaca figürleri ve yazıtın yer aldığı mağaraya zarar vereceğini belirten Geyikbayırı Yaşam Platformu üyeleri, başvurunun kabul edilmemesi için kampanya başlattı. Geyikbayırı Yaşam Platformu sözcüsü Özgür Atasayar, “Bu ocakların kapatılması ve bölgenin rehabilite edilmesi gerek’’ diye konuştu.