“Yaz Gezgini ile Hapşu Teyze” romanıyla okuyucuyla buluşan Ömer Açık, çocukların doğanın parçası olma hissiyatıyla adalet duygularının da gelişeceğine vurgu yapıyor.

Yazar Ömer Açık: Adalet duygusu doğayla gelişir

Yaren ÇOLAK

Menekşe İstasyonu , Benim Babam Ömür Adam, Montsuzlar, Taşkafa romanları ile ilgiyle karşılanan Ömer Açık, Günışığı Kitaplığı’ndan çıkardığı son kitabı “Yaz Gezgini ile Hapşu Teyze” romanıyla okuyucu karşısında. Gezgin bir teyze ve meraklı bir çocuğun yepyeni düşünceler ve keşiflerle dolu yaz tatilini anlatan kitabı yazarla konuştuk.

“Yaz Gezgini ile Hapşu Teyze”yi dört yaşındaki kızına ithaf eden Açık, “Yaz gezgini Roza’nın, doğayla ilişkisi ve kâşif ruhunun kızımla epey ortaklık taşıdığını söyleyebilirim. Kitabın ona adanması benim açımdan hikâyeyi tamamlayan bir işleve sahip” diyor. Çocukların yetişkinlerle arkadaşlığını önemsediğini söyleyen yazar bunu iki taraf açısından da “geliştirici bir ilişki biçimi” olarak adlandırıyor.

Roza’nın yaz tatillerinde ziyarete gittiği gezgin yazar teyzesi ile olan ilişkisini ise şöyle anlatıyor Açık: “Doğa diye bir ev, bir okul var aslında. Hiç değilse yılın bazı zamanlarında daha yakın olunması gereken. Hapşu Teyze, yaşamını bir yere bağlanmadan sürdürme üzerine kurmuş. Roza’nın da canına minnet tabii. Keşiflerle dolu doğa okulu ve sürprizlerle dolu Hapşu Teyze ona çok iyi geliyor” Çocukların doğa ile kurdukları ilişkiye dair konuşan yazar, “Beton ormanının içine doğan, ekran karşısında her gün saatler geçiren çocuğun ağacı, dereyi, kuşları ya da yıldızları tanıması mümkün değil zaten” diyor ve ekliyor: “Topluca terk mi etmeliyiz şehirleri? Telefonları, bilgisayarları çöpe mi atmalıyız? Kuşkusuz öyle değil. Ancak daha dengeli bir yaşam kurmak zorundayız. Çocuğun toprakla bağını keserek, sağlıklı büyüme hakkını elinden almış oluyorsunuz. Çocuğu doğaya yakınlaştırırsanız, o ilişkilenmenin bir yolunu bulacak, doğanın parçası olma hissiyatıyla adalet duygusu gelişmiş bir bireye dönüşecektir.”

HİKÂYE YAVAN KALABİLİYOR

Günümüz çocuklarının teknolojiyle olan ilişkisinin, kitap alışkanlığını nasıl etkilediğini sorduğumuzda ise, “Teknoloji çocuklara her şeyi görme olanağı tanıyor. NASA’nın sitesinde milyonlarca ışık yılı uzaktaki gökadaların fotoğraflarını görebiliyorsunuz. Çeyrek asır önce bunu ve daha pek çok şeyi hayal etmek durumundaydık. Teknoloji bu yanıyla hayal kurma ihtiyacını sınırlıyor sanırım. Ama belki de o gökadanın fotoğrafını görmek farklı hayallere sürüklüyordur bazılarını. Bu görsel bombardımana maruz kalan çocuğun gözüne kitap, en azından hikâyeye dalmadan önce, biraz yavan görünüyor sanırım” cevabını veriyor.

Edebiyatın insanı tanımanın bir yolu olduğunu anlatan yazar, “İyi edebiyat çocuğa doğayı ve doğanın bir parçası olarak kendini anlatır. Okuma alışkanlığı bu temel üzerinde şekillenir” diyerek sözlerini noktalandırıyor.