Yazı Dizisi: Karadeniz’in isyanı
Semra KARDEŞOĞLU
Başlarken...
Aylardır hemen her sabah gazetedeki gündem toplantısına Ege’den, Marmara’dan, Karadeniz’den ve özellikle Doğu Karadeniz’den bir çevre direnişi haberi düşüyor. İstanbul’dan yüzlerce kilometre ötede küçük bir ilçede bir avuç insan jandarmaya, polise ismi A.Ş. diyerek uzayan şirkete, holdinge isimlerine karşı.
Öyle büyük büyük akın akın değil. Kimi zaman 50, 100 kimi zaman 10 kişi. Ama ille de kadınlar. Deresine taş doldurmak isteyene, elinde baltasıyla ormanına girene, şehirleri silme boz renge, çok katlı ölüm üslerine dönüştürmeleri yetmezmiş gibi şimdi gözünü güzelim Karadeniz toprağına dikenlere karşı toprağın altını üstüne getirenlere karşı duruyor. Kimi zaman elinde sadece bir çubukla iş makinasının önüne çıkıyor. Yıllar önce “Derelerin kardeşliği” için yollara düşenler, Cerattepe’de bir ağacı kurtarmak için günlerce nöbet tutanlar aklımızda. Yıllarca çevre savaşını bilinçli biçimde “şehirli kaymak tabaka”nın, “üç beş çapulcunun” can sıkıntısı diye sunularak küçültülmesine karşın çevre mücadelesinin öyle olmadığını herkes biliyor artık. Bu meseleyi yakından görmek, ne olup bittiğini bir parça anlayabilmek için Karadeniz’e özellikle Doğu Karadeniz’e gelme planları yaparken Artvin’in Borçka ile Hopa ilçeleri arasında Cankurtaran mevkiinde bir ağacın kesilmesine karşı çıkan Reşit Kibar’ın öldürüldüğü haberi ulaştı.
13 yıl önce Artvin’in 27 bin nüfusa sahip Hopa ilçesinde herkesin Metin Hoca dediği Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin davanın karar duruşmasıyla aynı haftada geldi üstelik haber. Biliyorsunuz, “Karadeniz’in dereleri özgür aksın” diyen öğretmen Lokumcu bir protesto sırasında polisin biber gazlı müdahalesi sonrası kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Önce Trabzon’da 13 yıldır süren davanın karar duruşmasına katıldım. Ardından Karadeniz’in en ucuna doğru yola çıktım. Gördüklerimi size anlatayım istedim. Ama önce bölgenin en yeni acısından başlayarak… Reşit Kibar’ın ailesini ziyaret ettik onları dinledik, oradan başlayalım…
***
DERELER METİN HOCA, AĞAÇLAR REŞİT KİBAR
Artvin Hopa’da bungalov projesi için ağaç kesenlere engel olmak isterken öldürülen Reşit Kibar’ın ailesi tetiğin ardındakilerin de yargılanmasını istiyor. Eşi Rukiye Kibar, “Bir ağacı ben ölürsem keserler’ diyordu. O gün sadece bir ağaç kesmişlerdi. Reşit gözümün önünde vuruldu” dedi.
***
ONLARCA AĞACIN BOYNUNA ÖLÜM FERMANINI ASMIŞLAR
Artvin’de Reşit Kibar’ın vurulduğu yerdeyiz. Bungalov tesis yapmak için onlarca ağacın üzerine kırmızı boyayla numara yazmışlar. O ağaçlardan biri Cankurtaran sırtlarında boylu boyunca yatıyor. Başka ağaç kesilemedi. Kuş uçmaz tepeye turizm merkezi yapılacağına inanmak güç.
***
BİR 'HAYDİ' DEYİNCE TOPRAĞINI SEVEN ARHAVİLİ KOŞAR
Artvin’de şirketlerin hedefindeki son ilçe Arhavi. Cengiz Holding, ilçede 10 köyü yok edecek maden projesinin ihalesini aldı. Halkın tavrı net: Maden istemiyoruz. Yukarı Şahinler’in muhtarı Kocaman ise “Biz köyümüzü asla vermeyiz” diyor.