Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Türkçeye başka dillerden giren birçok sözcüğün eski yazımları günümüzde değişmiştir. Türkçeyi doğru kullanmak için yazım bilgimizi de zaman zaman güncellemek gerekiyor. Özgün yazımları değişen sözcüklerden bazıları (eski ve yeni biçimleriyle) şöyle:

Eski: Yeni:

-abdest -aptes

-anbar -ambar

-azad -azat

-canbaz -cambaz

-cübbe -cüppe

-cüzzam -cüzam

-hemşehri -hemşeri

-kanbur -kambur

-klüp -kulüp

-makina -makine

-menü -mönü

-rastgele -rasgele

-sağnak -sağanak

-tanbur -tambur

-zatürree -zatürre

-züccaciye -zücaciye

* * *

“Miat” ve “milat”

Okurumuz Ali Suner, sıkça karşılaştığımız bir yanlışa değiniyor ve örneği de gazetemizden veriyor:

“Sayın Aşut,

30 Kasım 2019 tarihli Cumartesi günkü BirGün gazetesi'nde, İstanbul Tabip Odası'nın miting çağrısı aktarılırken yapılan küçük çaplı, tersine bir düzeltme dikkatimi çekti. Oda’nın resmi internet sitesinden kopyaladığım açıklamadaki ‘miyadını’ sözcüğü gazetede ‘miladını’ oluvermiş. Ayrıca doğru yazılışı ‘miad’‘miyad’ mı pek ortak görüş yok sanki. ‘Miad’ daha doğru görünüyor bana. Türkçe dilbilgisine uygun olarak ‘miat’ da denebilir belki. Değerli yazar Feyza Hepçilingirler, Arapça sözcüklerin Türkçe kurallara göre yazılması gerektiğini savunur hep. ‘Camii’ değil ‘camisi’; ‘tesbit’ değil ‘tespit’ gibi. Bu yönde de düşünülebilir sanıyorum. Saygılarımla.”

Arapça kökenli “miat” ve “milat” sözcükleri arasında ses benzerliği olsa da anlam bakımından hiçbir ortaklık bulunmuyor. Türkçe Sözlük’e göre “miat”, bir şeyin yapılması ya da kullanılması için tanınan süre anlamına geliyor. “Milat” ise İsa Peygamber’in doğduğu günü imliyor.

Türkçe kökenli sözcüklerin sonunda /d/ yumuşak ünsüzü yer almaz. O nedenle Arapçası “miad” ve “milad” olan bu sözcükler Türkçede ünsüz değişimine uğrayarak “miat” ve “milat” diye yazılıyor.

Kimi özel adlarda da aynı değişimi görüyoruz: Ahmet (Ahmed), Mehmet (Mehmed), Halit (Halid) vb.

“Miat”ta olduğu gibi, /t// sert ünsüzüyle biten bir sözcüğe ünlü ile başlayan ek geldiğinde ünsüz yumuşayarak /d/ ünsüzüne dönüşür. Sözcüğün “-i hali” o yüzden “miadı” biçiminde yazılır.

* * *

Nüfus ve nüfuz

Ses benzerliğinden kaynaklanan sözcük karışıklığını Orhan Bursalı’nın bir yazısında da gördük. Üstelik harf devriminden söz edilen bir yazıydı bu! Nasıl olmuşsa “nüfus” yerine “nüfuz” yazılmıştı:

“1 Kasım 1928’de harf devrimi kabul edildi. Bundan önce yapılan nüfuz sayımında ise ülkede okuma yazma oranı saptanmıştı.” (Orhan Bursalı, “Osmanlı’da okuma yazma bilenlerin sayısı çok muydu?”, Cumhuriyet, 14 Kasım 2019)

* * *

Bütün bu karışıklıkları ve yazım yanlışlarını önlemenin güvenli yolu, elimizin altında Dil Derneği’nin Türkçe Sözlük’ü ile Yazım Kılavuzu’nu bulundurmaktır. En başta da editörlerin ve düzeltmenlerin buna gereksinimi var.

HAFTANIN NOTU

Özgürlükler herkes içindir!

Diyarbakır’da HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan anaların protestosu 100. gününe ulaştı.

Demokrasilerde herkes her şeyi protesto edebilir, daha doğrusu edebilmeli! Gösteri ve toplantı hakkı, temel insan hakkıdır. Ne var ki devlet, bu hakkın kullanılmasında çifte standart uyguluyor. Kayıp çocuklarını arayan "Cumartesi Anneleri"nin Galatasaray Meydanı'nında toplanmaları yasaklanırken, Diyarbakır'da çocukları dağa kaçırılan annelerin HDP İl Örgütü önündeki oturma eylemi devlet desteğiyle yaygınlaştırılmaya çalışılıyor! Oysa kaçırılan çocukları bulup ailelerine teslim etmek, bir siyasal partinin değil doğrudan devletin görevidir. AKP iktidarı bu olayı kullanıp insanları yasal bir partiye karşı kışkırtarak kendi aczini örtmeye çalışıyor.