Donald Trump’ın selefi Joe Biden, 4 Şubat günü yaptığı dış politika açıklamalarında “Yemen’deki operasyonlara verilen Amerikan desteğini sonlandırıyoruz ve bu, ilgili silah satışlarını da kapsıyor” dedi. Ancak, niyet beyan etmek, icraata geçmekle aynı şey değildir. Bunun ne anlama geldiği gelecek dönemde daha net görülecektir.

Yemen’de barış mı dediniz?

Brian Terrell

ABD Başkanı Joe Biden 4 Şubat günü yaptığı dış politika açıklamalarında “Yemen’deki operasyonlara verilen Amerikan desteğini sonlandırıyoruz ve bu, ilgili silah satışlarını da kapsıyor” dedi. Biden ayrıca Yemen’de 2015 yılından bu yana savaş yürüten Suudi koalisyonunun “insani bir felakete sebep olduğunu” söyledi ve “Bu savaş bitmeli” dedi.

Niyet beyan etmek, icraata geçmekle aynı şey değildir ve Biden’ın sözlerinin devamına baktığımızda “Suudi Arabistan’ın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve halkını koruma çabalarına destek olmayı sürdüreceğiz” dediğini de görüyoruz. Silah satışlarından söz ederken ‘ilgili’ sözünü es geçmemiş olması da hesaplı bir durum olduğunu ortaya koyuyor.

Biden’ın açıklamalarının ne anlama geleceğini, Trump’ın görev süresi bitmesine günler kala imzaladığı silah anlaşmalarının geçici olarak askıya alınmasından fazlasının yapılıp yapılmayacağını göreceğiz. Suudi krallık açıklamadan rahatsız olmuşa benzemiyor ve savaştan kazanç elde eden ABD’li silah şirketlerinin de keyfi yerinde. Raytheon Teknoloji CEO’su Greg Hayes, yatırımcılarla bir araya geldiği toplantıda şu sözleri sarf etti: “Orta Doğu’da barış bir anda patlak vermeyecek. Bana kalırsa, bu alanda güçlü büyüme görmeye devam edeceğiz.” Yemen’de barış sağlanması için Beyaz Saray’da ‘nazik’ bir yönetimden fazlasına, uluslararası iradeye ve baskılara ihtiyacımız var.

Kongre Araştırma Merkezi’nin 8 Aralık tarihli Yemen raporu, Joe Biden’ın üzerinde durmadığı bir konuya dikkat çekiyor. Yemen’in batı kıyısındaki Babülmendep Boğazı’ndan günde beş milyon varil petrol geçiyor ve bunlar nihayetinde Asya, Avrupa ve ABD’ye ulaşıyor.

ABD Başkanı, ülkesinin Yemenlileri öldürme işini tamamen bırakacağı yönünde yanlış bir intiba bırakmamak için sonrasında ek bir açıklama yayımladı. “IŞİD ve El Kaide’ye yönelik operasyonlar bu kararın kapsamına girmiyor.” Diğer bir deyişle, Suudilere satılan silahların akıbeti ne olursa olsun, 21 yıl önce 11 Eylül’e sebep olan terör örgütleri gerekçe gösterilerek ABD Kongresi’nde onaylanan ‘askeri tezkere’ geçerliliğini koruyacak. Halbuki Arap yarımadasında 2001 yılından beri ne IŞİD görüldü, ne El Kaide.

Biden iktidarı süresince devam edecek operasyonlar arasında Yemen’deki insansız hava aracı saldırıları da var. Trump’ın ‘sonsuz savaşları’ bitirme sözlerine rağmen Yemen’de önceki iki başkanın toplamından da fazla hava saldırısı gerçekleştirdiğini de biliyoruz.

Saldırılarda Yemenliler büyük acılar çektiler. 26 Ocak 2021 günü, Amerikan askeri operasyonları neticesinde öldürüldükleri söylenen 34 Yemenli’nin aileleri, Amerika İnsan Hakları Komisyonu’na başvurdular ve ölümlerin hukuksuz olup olmadığının araştırılmasını talep ettiler. Başvuruya göre bölgede Obama ve Trump yönetimleri esnasında insansız hava araçları ile yapılan saldırılardan 6’sı, bu aileleri perişan etti.

Yemen’de Amerikalılar tarafından yürütülen savaşa dair pek az istatistik var çünkü birçok saldırı ordu tarafından değil, CIA tarafından koordine ediliyor. Fakat mevcut veriler bölgede gerçekleştirilen hava saldırısı sayısının yüzlerle ifade edildiğini gösteriyor. Suudi önderliğindeki taarruzun 100 binden fazla ölüme sebep olduğu, ayrıca milyonlarca Yemenliyi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakan Suudi ablukası neticesinde birçok insanın açlık ve hastalık sebebiyle öldüğü tahmin ediliyor.

Bu rakamlara kıyasla ABD’nin hava saldırıları küçük kalsa da saldırıların Yemen toplumunda yarattığı etki büyük. 2014 yılında Travma Sonrası Stres Bozukluğu üzerine yapılan bir araştırmada “Yemen toplumunun büyük bölümü için, travma kaynağı haline gelen gökyüzünün altında yaşamak sıradan bir durum haline geldiği” ifade ediliyor ve “daimi korku ve acı yaşayan koca bir nesil yitiriliyor” deniyor.

yemen-de-baris-mi-dediniz-841711-1.

Hava saldırılarının Yemen’de terörizmi bitirileceği düşünülüyorsa da yaratılan etki tam tersi. Yemenli yazar İbrahim Mothana’nın 2013’te yazdığı gibi “Hava saldırıları neticesinde Yemenliler Amerika’dan nefret ediyor ve radikal militanlara katılıyorlar. ABD’deki liberaller Yemen’deki sivil ölümlerini ve yapılan yargısız infazı maalesef görmezden geliyorlar.”

Mothana’nın ABD’li liberallere yönelik sözleri, 2016 yılında başkan adaylığını koyan Senatör Bernie Sanders tarafından da tekrar edilmişti. Sanders Yemen savaşını çokça eleştirdiyse de adaylık yarışında Obama’nın hava saldırılarına destek verdiğini defalarca söyledi. Seçildiği takdirde insansız hava aracı saldırılarını ve Özel Kuvvetleri terörle mücadele alanında kullanıp kullanmayacağı sorulduğunda “Tüm bunları ve dahasını kullanacağını” söylemişti. 2019 yılında oylanarak kabul edilen “ABD Askeri Kuvvetlerinin Yemen Cumhuriyeti’nden Derhal Çekilmesi” üzerine karar da senatoya Sanders tarafından sunulmuştu. Kararda şöyle yazıyordu: “Kongre, ABD Başkanı’na, ABD silahlı kuvvetlerini Yemen Cumhuriyeti’ni etkileyen tüm çatışmalardan çekmesi direktifi vermektedir. ABD Silahlı Kuvvetleri’nin El Kaide ve ilintili örgütlere yönelik operasyonları, kapsam dışındadır.”

Biden’ın dış politika açıklamaları da silah satışlarını kapsam dışı bırakma imkanı sunuyor. “Suudi Arabistan’ın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve halkını koruma çabalarına destek olmayı sürdüreceğiz” ifadesi bunu gösteriyor. Suudi Arabistan’ın karşılaştığı tehditler arasında, İran üretimi olduğu söylenen insansız hava araçları da var. Yemenli Husi Ensar Allah isyancılarının Suudi Arabistan’daki Aramco rafinerisine yönelik 14 Eylül 2019 saldırısı, küresel ham petrol tedarikini etkilemişti. Predatör isimli insansız hava araçları ile Yemen’e son 20 senedir binlerce bomba atan ABD’nin, şimdi Suudi Arabistan’ı (ve petrolünü) Yemen füzelerinden korumak için Suudilere silah vermek zorunda olması oldukça manidar.

Silahlı İnsansız Hava Araçlarının tüm dünyada yaygın hale gelmesi şaşırtıcı değil çünkü Biden’ın “Yemen’de Barış” açıklamaları bile bu silahları kapsam dışı bırakıyor. Sivil ölümlerini ve yargısız infazları görmezden gelmek barış getirmeyecek. Raytheon, Boeing, Lockheed Martin ve General Atomics gibi savaştan para kazanan şirketler “güçlü büyüme” görmeye devam edecekler. Yemen’de barış, dünyada barış istiyorsak Silahlı İnsansız Hava Araçlarının kullanımına son vermeliyiz.

Çeviren: Fatih Kıyman

Kaynak: Counter Punch