Yılın son yazısı, tüm ezberleri kenara koyun ve önerime kulak verin. AKP faşizmi yaşamımızı hızla çalıyor. İlkin etik ve estetik değerlerimizi arakladılar, ardından dönüştürerek, dayatmacı ve ‘değer’ denemeyecek bayağılıkları topluma şırınga ettiler. Bu uyuşturucu öylesine lezzetle zerk edildi ki kana, mutlu ölüm halindeydi herkes. E kolay mı; güzel laf cambazları, şarkıcılar, sinema oyuncuları, mankenler eliyle pazarlandı gericilik topluma. Ahali parıltılı dünyayı görünce, sandı ki kefeni yırttık; yobazlık eliyle özgürlük geliyor, dinciler kanalıyla Amerikan rüyası gerçeğe dönüyor…

Ardından bedenlerimizi ele geçirdiler. Kadınlı erkekli işkencelere maruz kaldık her birimiz ve sonunda ölümler geldi. Mahpuslar doldu taştı, pusu kuruldu, cinayetler işlendi, toplu katliamlara geçildi ve şimdi memleketimizde tehcir günlerine kadar geldik. Anlayacağınız, güzel olan ne varsa bozuldu, ak olan ne varsa karalandı ve kimse bunun dışında kalamaz artık. Ne Alevi, ne Sünni, ne Türk, ne Kürt, ne kadın, ne erkek, hiç kimse… Bu karşıdevrim süreci öylesine azdı ve yıkıcı bir hal aldı ki, gece yarılarına dek sosyal medyada gözler… Neden; hakiki haber almak olası değil ve her an birimiz ölüyoruz… Karanlığın en koyu halindeyiz…

AKP diktatörlüğü kafasında kurguladığı ‘piyasacı başkanlık’ düzeni için ‘karşıdevrim’ sürecini son aşamaya dek getirdi. Artık bildiğimiz, eksikli bile olsa, en azından temel ilkeleri laik, demokratik, bilimden yana, hukukun üstünlüğüne dayanan cumhuriyet yıkıldı. Yenisi kuruluyor. İki seçenek var: Ya yeni kurulacak sultanlığa ‘eyvallah’ diyeceğiz, ya da, itiraz edip yenisini biz kuracağız. Biz kimiz derseniz: Bu süreçte değerleri çalınan, yalnızlaşan, baskı altına alınan, korkutulan ve ‘Gezi Dirilişi’ ile ayağa kalkan sessiz milyonlar… Yeni cumhuriyet için söz zamanıdır, eylem zamanıdır, siyasete katılma zamanıdır…

Eski cumhuriyet iyi miydi? Hayır. Tekçi, baskıcı ve en önemlisi darbeci yani NATO esaretinde bir düzendi. Elbet itirazımız bunaydı. Yeni kurulan Erdoğan düzeni bin beter. Mezhepçi, gerici, piyasacı, baskıcı ve en önemlisi alabildiğine Amerikancı o da! Hem Erdoğancılar birinci cumhuriyete karşıydı, hem de biz. İtirazlarımız farklıydı, yeni cumhuriyetten beklentilerimiz de! Şu an tarihsel gericilik, bağnazlık galip duruyor. Yalnız unutmayalım ki, böyle dibe vurma dönemleri olanakları da beraberinde getirir. Nasıl ‘Gezi’ olmadık bir anda milyonları içine aldıysa, yine benzer bir duygu bütünlüğünde olan ve başka bir cumhuriyet isteyen insanlar az değil!

“Ne öneriyorsun?” derseniz. Kimseden medet ummadan, ‘Gezi’ye katılan milyonlarla “Yeni Cumhuriyet Mitingleri” yapalım. Birincisi eksikliydi. Oysa şimdi herkes ders aldı ve deneyimli. Birbirine bayrak sallamayan, ötekisi olmayan, bu düzenden hoşnut olmayan herkes haykırsın: “Kürt ve Türk kardeştir ve kimse kimseye kapı gösteremez” diye.
Eğer devletin kurşunuyla çoluk çocuk öldürülüyorsa, bu düzen hepimizi boğar. Kimse dışında kalamaz. AKP’ye oy veren milyonlar dâhil buna. Şu an aymazlıkla, fetihçi ruhuyla uyuşmuş kitleler de anlayacak elbet bu çocuk cesetlerinin herkesi mahkûm edeceğini. Bir yerde insanımız evini, yurdunu bırakıp bir lokma ekmek bulmak için, canını korumak için kaçıyorsa oraya nasıl yurt denir, memleket denir ki? O çocuklar Kürt olduğu için vuruluyor, siz de yarın Türk olduğunuz için vurulursunuz.

Doksanlı yıllardan daha beter günlerdeyiz, emin olun. Bu şiddet ortamında en korkunç olay gerçekleşiyor: Artık aynı dili konuşmuyoruz, gönül bağı koptu. Tek çare yeniden cumhuriyeti kurmak! Açık söyleyeyim ne HDP, ne PKK bu süreçte çözüm getiremez. Ne Fethullahçı vekilleriyle CHP, ne AKP payandası MHP çözüm getiremez. Ve elbet tüm bunların mimarı AKP’den çözüm istemek ahmaklıktır.

Eşit yurttaş olmaya hazır mısınız? Bilimsel bilginin değerli olduğu, temel insan hak ve özgürlüklerine inanan, hukukun esas alındığı bir düzeni istiyor musunuz? Ekmeği paylaşmaya, üretmeye, çalışmaya hazır mısınız? Bencillikten sıyrılıp, örgütlü olmaya gücünüz yetecek mi? Sızlanmak yerine çözümün parçası olacak mısınız? En önemlisi de size ezberletilenlerden kurtulup, yaşamı hakikatiyle kavramaya cesaretiniz var mı? Öyleyse içinizdeki ilkel dürtülerden sıyrılın. Milliyet, din gibi kavramları kenara koyun ve çocuk mezarlığına dönen yurdumuza bir bakın. Bu manzaradan utanmıyor musunuz?

Ben hiçbir Kürt yurttaşımızdan vazgeçecek kadar zengin değilim. Hiçbir Kürt de benden vazgeçecek kadar zengin değil. Ermeniler, Rumlar, Yahudiler gitti ve iyice yoksullaştım. Ucuz siyasetçilere, yalancı demokratlara, din tacirlerine, ırkçılara verecek bir insanım yok benim. Ha sanmayın ki ben bu memleketin birinci sınıf yurttaşıyım. Değilim elbet. Zaten bunun için değil mi “Hep birlikte yeni cumhuriyet kuralım” demem.

Gelin birlikte haykıralım. Aksi halde çok geç olacak çok!