Bu haftaki yazıma yeni bir yaşam alanının müjdesiyle başlamak istiyorum. Bahsedeceğim yaşam alanının sınırları merak, iklimi keşif, florası bilgi, belge ve paylaşım. Adı Habitat TV. İzleyiciye saygı duyan yerli yapımların ekranlarda yeterince yer bulamadığı, bireyin duygularını ve değerli vaktini sömüren bir anlayışın hâkim olduğu günümüz televizyon dünyasında estetik, maceracı, bağımsız bir adım. Kanalın Genel Yayın Yönetmeni Coşkun Aral, kuruluş gayesini “Habitat TV, kimliğini koruyarak evrenselleşmek isteyen genç Türkiye’yi dünyayla ve kainatla tanıştıracak, merak içgüdümüzü sorgulamayla buluşturacak. Gezegenimizde yaşama dair keşfedecek ne varsa Habitat ekranlarında olacak” şeklinde açıklıyor.

Atılan bu yenilikçi adımda İz TV’yi kuran ve Türk televizyonculuğunda pek çok ilki gerçekleştirmiş olan ekibin varlığı dikkat çekici. Kaliteli ve özgün program arayışında olan izleyici kitlesini, başta uzmanı oldukları belgesellerle bunun yanı sıra sohbet programları, yaşam kültürü, sanat, spor hatta festival özel içerikleriyle buluşturmayı hedefliyorlar. Görselliği güçlü yalın bir dilin kullanılacağı kanal, Tivibu 2 ve 100. kanallar, IPTV, Uydu, Web, Mobil TV ve Smart TV platformlarından yayın yapacak. Yayına uydudan şifresiz olarak da erişilebilecek.

Eski bir İz TV izleyicisi olarak heyecanlıyım. Bir heyecanım daha var o da yayın akışında KİPATLI GÜNLER adında çocuk kitaplarıyla ilgili bir sohbet programı sunacak olmam. Belgeselci Müge Aral ile birlikte hazırladığımız programın her bölümünde bir çocuk kitabını ele alacağız. Kitapların yazar, çizer, editör, çevirmen ve yayıncılarını konuk ederek düş dünya ile dış dünya arasındaki bağı hatırlayacak, hatırlatacağız. Çocuklarının kitaplarla kurduğu ilişkiyi güçlendirme gayreti içinde olan ebeveynlere ilham vereceğine inandığımız konuları ekrana taşıyacağız.

Merak parlak bir cevher. Yeri geldiğinde ayrıksı. Çocukların bilmeye dair tutkusu varoluşlarının bir parçası. Bugün bahsedeceğim kitaplar var olma nedenlerini ve gelecekte kendilerini nelerin beklediğini sorgulayan çocukların bilme isteğine eşlik edebilecek olan birer düşünsel yaşam alanı.

NEYE BENZER GELECEKyeni-bir-yasam-alani-812782-1.

Ormanda ailesiyle yaşayan kurt Lukas’ın 8. yaş gününde ‘Kimim ben?’ sorusunu sormasıyla başlayan bir arayış öyküsü. Geleceğini merak eden, sorduğu sorunun ciddiyetini sezinleyen Lukas akşam yemeğinde aklına takılan soruyu ailesine yöneltiyor. Anne ve Baba Kurt’un cevapları neler? Lukas yemekten sonra ormanda yürüyüşe çıkıyor. Hayatı sorgularken karşısına çıkan yıldız gözlemcisi Kuzu, toplumbilimci Tilki ve kötümser Baykuşlar, Lukas’ın sorularını derinleştiriyorlar. Duyduklarını tartma ve kendi varlığına uyarlama çabası nasıl bir sonuç verecek? Günlerce yürüyen Lukas kendini pek ilerlememiş gibi hissediyor. Yazar, fiziksel olarak kat edilen mesafe kadar zihinsel olarak kat edilen mesafelerin önemine de dikkat çekiyor. Şafak vakti tanıştığı Sabah Köstebeği ile birlikte Lukas’ın yürüyüşü başka bir anlam kazanıyor. Köstebek, herkesin geleceği gayet iyi bilir gibi göründüğü öyküde neyi temsil ediyor? Lukas’ın yüreğini hafifleten ne? Sarı, gri ve siyah renkli çizimler metnin derinliğini dengeleyen yalınlıkta. Gelecek tasarımında aranan cevapların tılsımlı ipuçları okuru bekliyor! Lukas, içinde bulunduğu anda, başladığı oyunda, süregiden yolculuğunda sorularıyla geleceğe doğru koşuyor. Gerçekten de “Bazı sorular çiçek dolu vazolar gibidir, ağır ve hassastırlar. Onları doğru yere koymak gerekiyor.”

MARTIN HEIDEGGER’İN BÖCEĞİyeni-bir-yasam-alani-812783-1.

Küçük Filozoflar Serisi’nin etkileyici kitaplarından biri. Seride felsefe tarihine adını yazdırmış düşünürlerin kuramları ele alınıyor. Her kitabı ayrı bir yazar kurgulamış, dolayısıyla anlatım biçimleri birbirinden özgün. Yirmi beş kitaplık serinin yirmi bir kitabı zaman içinde kitaplığımızda yerini aldı. Tamamlamak üzereyiz. Bu kitapları okumaya başlamadan önce, “Sevgi nedir? Doğru nedir? Neden varım?” gibi soruların ilk okuma çağına uygun olarak ele alındığı kitapları çocuklarımla birlikte okuyarak düşünce alıştırmaları yapmıştık. Sokrates ve Epiktetos’tan başlayıp Kant’a, Marx’a, Freud’a uzanan zengin içeriği bu sayede daha kolay yorumladık. Büyük oğlumun isteği üzerine Martin Heidegger’in Böceği kitabından bahsedeceğim. Doğduğundan bu yana dünyada ne yapmakta olduğunu düşünen böcek Martin’in mezarlıktaki sorgu dolu anlarıyla başlıyor anlatı. Küçük bir böcekken beraberinde korkuyu getiren sorular zamanla yerini kaygıya bırakıyor. Böcek mezarlıkta yol alırken Salyangoz Epikür ile karşılaşıyor. Onun kaygısız haline imrendiğini belirten Martin’e, Epikür’ün cevabı ne oluyor? Bir küçük böcek ölümü kaç farklı şekilde ifade eder? Martin’in sözlerine dayanamayan Epikür kabuğuna çekiliyor. Mezarın üzerindeki cızırdayan pilli bebeğin Martin’in düşüncelerine katkısı ne? Kocasının anısına mezarı başında şiir okuyan kadın Martin’in dikkatini çekiyor ve böcek tabutun içine giriyor. Ölü bedenin tadına bakacakken kendini onunla konuşur halde buluyor. Kadavra, Heidegger’e ait. Kadavranın “var oldukça bitmeyecek olmak” ile ilgili sözleri böcek Martin’de nasıl bir etki yaratıyor? Martin’in kendi hayatını yaşama konusundaki kararlığı onu kadavranın ağzından, kaburgaların beyaz çatısına oradan böbreğin kenarlarına ulaştırıyor. Yolda karşılaştığı ‘amaçlarına adanmış fanatik siyah karıncalar’ ve şaşırtıcı ‘Büyük Düzenek’ neyi ifade ediyor? Hölderlin, Silesius, Rene Char anlatıya zekice yerleştirilmiş. Tüketmek için değil bakmak için vakit ayrıldığında daha da güzelleşen filozofun gövdesinin böcek Martin’e söylemek istediği ne? “bilemediğin bir şeye doğru taşmış” hissetmenin şudur ya da budur demekten daha heyecan verici olduğu serüvende, tamamlanma umudu olmadığı halde başlanması gereken işlere dikkatimizi yönelten bir şeyler var. Anlatı Epikür’e hangi buluşun haberini veriyor? Kitabın ön kapağında yer alan çizim, böcek Martin ile kadavra Heidegger’in arasındaki bağın güçlü bir işareti. Ebeveyn ile çocuk etkileşimli okur ve ortaya çıkan sorular birlikte yorumlanırsa öykünün kalıcı tat bırakacağına inanıyorum.

Düşünür Ricoeur’a göre “En büyük gizem ölümde değil, doğumda…” Sonları sevmez merak, gönlü hep başlangıçta. Yeni bir yaşam alanında; Habitat TV’de, Kipatlı Günler’de buluşmak umuduyla…