İktidardan çöken ekonominin sonuçlarını ötelemek için yeni bir hamle geldi. Tüm yük Hazine’ye devredildi. Ekonomist Atabay, “Erdoğan, yarattığı kur krizinin kurtarıcısı rolüyle seçime gitmek isteyebilecek” diyor.

Yeni kumar: Kur korumalı mevduat

EKONOMİ SERVİSİ

Ülke ekonomisinde sarsıntılı günler yaşanmaya devam ediyor. Ekonomi politikaları iflas eden AKP iktidarı yeni hamlelerle kriz ortamına kısa vadeli yangın söndürme önlemleri getiriyor. Merkez Bankası’nın son dört toplantıda aldığı faiz indirimi kararları ile rekor üstüne rekor kıran dolar/TL kuru AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarla geri çekildi. Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası "Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz" diyerek açıkladığı yeni adımlar, önceki gün 18,36’ya çıkan dolar kurunun hızla gerilemesine neden oldu.

Erdoğan’ın açıkladığı adımlar arasında bankadaki TL mevduat hesaplarının getirisinin döviz getirisi altında kalması durumunda aradaki farkın vatandaşlara ödenecek olması ve ihracatçılara Merkez Bankası tarafından ileri vadeli kur rakamı verilmesi vardı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada yeni ürünün adı ‘Kur korumalı TL mevduat’ olarak duyuruldu.


MEVDUATIN YÜZDE 64’Ü YABANCI PARA CİNSİNDEN

Buna göre hesaplar 3, 6, 9 ve 12 ay vadeler ile açılabilecek, minimum faiz oranı TCMB Politika Faiz Oranı olarak uygulanacak. TCMB her gün saat 11.00’de USD döviz alış kuru yayınlayacak. Vadeden önce hesaptan para çekilmesi durumunda hesap vadesiz hesaba dönüşecek, faiz hakkı ortadan kalkacak. Yapılan açıklamada kur korumalı TL mevduatın maliyetinin nereden karşılanacağı belirtilmemesi dikkat çekti. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı (TBB) ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, uygulamanın maliyetinin Hazine tarafından karşılanacağını açıkladı.

Yeni kabul edilen 2022 bütçesinde bu düzenleme yer almadığı için, bakanlığın muğlak bir ifade kullanmış olabileceği yorumları yapılıyor. 2022 bütçesinde öngörülen faiz gideri 240 milyar TL. Hazine’nin bu maliyet yükünü kaldırıp kaldıramayacağı ayrı bir tartışma yarattı. Öte yandan maliyetin Hazine tarafından karşılanması için yasal bir düzenleme ile Meclis’te onaylanması gerekiyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre bankalarda bulunan toplam mevduat tutarı 10 Aralık itibarıyla 5,4 trilyon lira. Bu paranın 3,5 trilyon lirası yani yüzde 64’ü yabancı para cinsinden. Bankalarda gerçek kişilere ait vadeli mevduat tutarı ise 2,1 trilyon lira düzeyinde. Vadeli mevduatların yüzde 59’luk bölümü de yabancı para cinsinden. Toplam mevduatın yüzde 61’i gerçek kişilere ait, yüzde 39’u ise tüzel kişi ve kuruluşlara ait. Kur korumalı TL mevduat hesabı sadece gerçek kişilerce açılabilecek. Gerçek kişilerin toplam mevduatının yüzde 92’si üç aydan daha kısa vadeli, yüzde 8’i ise üç aydan uzun vadeli. Ancak kur korumalı TL mevduat hesabı 3 ay ve daha uzun vadeli açılabilecek.

ERKEN SEÇİM İÇİN ZEMİN YARATACAK

Daha pazar gecesi yaptığı açıklamalarla dolar/TL’yi 18’in üzerine taşıyan Erdoğan’ın, yeni finansal aracı bu aşırı değer kaybı sonrası açıklaması kimlerin bu oynaklıktan ne kadar kazanç elde ettiği sorularına dikkat çeken ekonomist Güldem Atabay, “Bu işten en kârlı çıkmayı bekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan. Dolarizasyonun ve TL’nin değer kaybının yumuşaması erken baskın bir seçim için kendisine zemin yaratacak” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın büyük risk aldığını belirten Atabay, muhalefetin de Erdoğan’ın hamlesine hazırlıksız yakalandığını belirtti: “Erdoğan, kendi yarattığı kur krizinin kurtarıcısı rolüyle seçme gitmek isteyebilecek. Fakat Cumhurbaşkanı burada büyük risk almakta. TL’nin değerlenmesi, TCMB’nin faiz indirimleri ve Fed hareketleri nedeniyle kalıcı olacak gibi görünmüyor. Üstelik yüksek enflasyon, kur kaybını Hazine telafi etse bile TL mevduatlar yine negatif reel faiz verecek seviyede getiri sağlayabilecek. Bu durumda planladığı ortamın gerçekleşmemesi riski ile karşı karşıya. Muhalefet açısından ise Erdoğan’ın bu yeni hamlesine oldukça hazırlıksız yakalandıklarını izliyoruz.”

yeni-kumar-kur-korumali-mevduat-958379-1.
Ekonomist
Güldem Atabay



KAYBEDEN TARAF HAZİNE OLDU

Atabay’a göre kur korumalı TL vadeli mevduat ürününün kaybeden tarafı Hazine: “TL bugünden itibaren değerini korursa hasarsız atlatacak ancak TL değer kaybetme eğilimine girerse Hazine’ye yani vergi ödeyenlerin sırtına binecek."

Atabay, Erdoğan’ın yeni hamlesini şu şekilde değerlendirdi: “TCMB’nin kurdaki değer kazanımına bağlı ocaktan itibaren yeniden faiz indirimlerine başlaması makul beklenti. Bu süreçte Fed de devreye daha sıkı para politikasıyla girecek. Hala TL mevduatta olanlar açısından cazip bir ürün olabilir ancak enflasyona yenileceklerini unutmamak gerek. Döviz mevduatlarında ise son günlerde trene binenler ötesinde bir satış gerçekçi değil. Bankalar ise bu süreçten karlı çıkacaklar Hazine ekstra finansman yükünü piyasadan borçlanarak karşılarsa merkez bankasından ucuz fonlama ile alacakları nakdi, Hazine’ye borç vermek için kullanacaklar. Hazine borçlanma faizi yükselecek, TL’nin sakinleşmesi sermaye yeterlilik rasyolarındaki erimeyi geri çevirebilecek.”

***

yeni-kumar-kur-korumali-mevduat-958378-1.
İktisatçı Prof. Dr.
Hayri Kozanoğlu

Türk Lirası tedavülden kalktı

“Ülkedeki tüm finansal sistem dövize endekslenmiş oldu” diyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, özellikle son 3 aydaki yanlış politikalar Türkiye ekonomisine onulmaz zararlar verdiğini vurguladı: “Sırf dünden beri bile kurun çıkıp inişinden büyük vurgunlar vuranlar çıktığı gibi, yılların birikimini, hatta kefen parasını kaybedenler olmuştur. Bunun tek sorumlusu ekonomiyi yönetenler. Bu ülke ne sabah söylendiği gibi İslami kurallarla yönetilen bir ekonomiye, ne de akşam açıklandığı gibi türev piyasa mantığına dayanan finansal madrabazlıklara ihtiyaç duyuyor. İstenen akılcı ve istikrarlı yalın bir yönetim anlayışı.”Ülke ekonomisinin tamamen dolarize olduğunu söyleyen Kozanoğlu, “TL adeta tedavülden kalkmıştır. Zaten Hazine’nin son 3 yılda 31,4 milyar dolar dövize endeksli iç borcu vardır. Buradan dövizin yükselmesiyle bütçeye 150 milyar civarında bir yük binmiştir.Mevduatlara verilen kur garantisinin de bütçeye rantiye kesimler ve bankacılık sistemi lehine, vergi veren ve kamu hizmeti alan sade yurttaşlar aleyhine ciddi bir yük getirmesi de kaçınılmaz görünüyor.Merkez Bankası enflasyonun çok altında yüzde14’lük bir maliyetle bankacılık kesimini fonluyor. Bunun üzerine mevduata kur garantisi finans kesimine büyük bir rant aktarımı anlamına geliyor. Bir de bu kur garantili mevduat uygulamasının ne zaman sona ereceği sorusu var. Garanti sonlandırıldığı anda kurların sıçraması, yeni bir büyük kaos yaşanması olasılığı yüksektir. Bir çıkış planı da açıklanmamıştır. Bu da ister istemez AKP sonrası yönetimin kucağına bir bomba bırakmanın planlandığı veya ‘seçimi bir kazanayım da gerisi önemli değil’ diye düşünüldüğü olasılıklarını getiriyor.”

***

Günaşırı değişen politika

Önceki gün sabah saatlerinde dolar kurunu alevlendiren Erdoğan, akşam saatlerinde neden yeni bir finansal alternatif sundu? TBB Başkanı Çakar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ekonomik önlemler paketi ardından önceki akşam bankalarda 1 milyar doların bozdurulduğunu açıkladı. Reuters’ın görüşlerine başvurduğu 3 işlemci ise dün akşam saatlerinde 1-1,5 milyar dolar döviz mevduatının TL’ye geçtiğini hesapladı. MÜSİAS Başkanı Mahmut Asmalı’nın 1 Aralık’ta yaptığı açıklamada 2 hafta içerisinde kurların düzelmesini beklediklerini söylemesi dikkat çekici: “10-15 gün içinde bu oynaklığın geçeceğini düşünüyoruz. Kurla ilgili şu ana kadar kim tahminde bulunduysa hepsi yanıldı. Kur zaten gerçek değerinin üzerinde. Mevcudun üstüne çıkmayacağını düşünüyoruz. Dış borç ödemeleri bittiği anda olumlu bir tablo bekliyoruz. Arkadaşlarla ve ekonomistlerle yaptığımız toplantıda kurun yıl sonunda 8.5-9 TL bandında olmasını bekliyorduk. 12-13 TL’ler şu anda kurun çok yüksek olduğunu gösteriyor.” Asmalı’nın açıklamalarını takiben 2 haftada döviz kuru yüzde 30 artarken önceki akşam bir gece yüzde 30 düştü. Bu da bazı çevrelerin Erdoğan’ın açıkladığı ‘finansal alternatif’ ürününe dair önceden bilgi sahibi oldukları yönünde yorumlandı.