İslamcılar olağan yönetme biçimine dönüştürdükleri Olağanüstü Hal uygulamasıyla bir taraftan yeni rejimlerinin ekonomik, askeri, politik, kültürel yapısını kurumsallaştırmaya çalışırken, öte yandan da bu yeni rejimi savunacak bekçiler tutuyorlar. Uzun süredir üzerinde çalıştıkları paramiliter güçler oluşturulmasının hukuki ve yasal zemini hazırlandı. 696 sayılı KHK ile mezhepçi rejimin milis gücü resmen ilan edildi.

Düzenleme ile artık “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden” kişilerin, fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak.

Bu açık bir iç savaş hazırlığı. Bundan böyle sokaklar milis güçlere bırakılacak, iktidarın palazlandırdığı milisler muhalif avına çıkabilecek, toplumsal olaylara saldırabilecek ve bunların neticesinde de cezasız kalacak. Hiç kimsenin güvenliği kalmayacak. Tepkiler üzerine iktidar sözcüleri düzenlemenin öyle olmadığını iddia etseler de görünen köy için kılavuza gerek yok.

Mussolini’nin Kara Gömleklileri Hitler’in SS’leri

Yakın siyasi tarih içeride ve dışarıda sıkışan faşist rejimlerin sokaklardan topladıkları kitlelerden oluşturdukları milis gücü hikayeleriyle dolu. Mussolini İtalyası’ndan Hitler Almanyası’na, Humeyni’nin İranı’ndan Mursi’nin Mısırı’na İslamcısından nasyonalistine her türden otoriter yönetimde benzer uygulamalar görmek mümkün.

Benito Mussolini’nin Kara Gömleklileri, Hitler’in SS’leri Batı merkezli faşist milis yapılanmaların en bilinenleri. Duçe ve Nazilerin bu militarist bekçileri kendi iktidarlarının tesisi için nasıl kitlelerin üzerine sürdüklerini tarih kitapları yazıyor.

Siyasal İslamcıların oluşturmak istedikleri milis kuvveti İtalya ve Almanya’dan ziyade hem İslamcı tonaj, hem de kültürel-toplumsal doku itibariyle İran’daki molla rejiminin sadık bekçileri olan Besiciler’in kopyası olacak gibi.

Molla rejiminin bekçileri; Besiciler

Mollaların hükmettiği İran’daki milis kuvveti Besiciler ise doğu despotizminin seçkin örneği. “Besic” Farsça “seferber” demek. Besicî ise “seferberci” manasında. 79’daki İslam Devrimi sonrasında Ayetullah Humeyni tarafından kurulan “gönüllü” milis teşkilatı Besiciler, şimdilerde ‘Devrim Muhafızları’nın alt gücü. Besic’in sabit bir üniformasının bulunmaması nedeniyle “sivil kıyafetliler” olarak da adlandırılıyorlar!

Temel işlevleri muhalifleri dize getirmek, İslamcı düzeni “iç tehlikeler”den korumak. İslam Devrimi’nin “sivil” muhafızlarının sayısı tam olarak bilinmiyor, ama milyonlarla ifade ediliyorlar. Her yerdeler. Mahallede, sokakta, okulda, fabrikalarda... İslami rejimin emirlerini bekliyorlar. Ülkedeki her üç üniversite öğrencisinden birisinin Besic üyesi olduğu devlet memurlarının ise neredeyse yüzde 65’inin milisler için çalıştığı genel rivayetler arasında.

İran’daki teokratik yönetim rejimin sadık bekçileri olarak Besicleri hep kullanageldi. Haziran 2009’daki seçim krizi sonrasında ortaya çıkan muhaliflerin başlattığı ‘Yeşil Devrimi’ bastırmak için rejime sadık silahlı sivillerin ne tür bir vahşete imza attıkları unutulmuş değil.

Ahmedinecad’ın ikinci kez seçim zaferi kazandığının açıklanmasının ardından seçim sonuçlarını itiraz ederek sokağa dökülen insanlar karşılarında Besic üyelerini buldu. Besic milisleri seçim sonucuna itiraz edenlere acımadı.

‘Yerli’ ve ‘milli’ Besic’lerle karşı karşıyayız

Günümüzde polis ile birlikte rejimin tesisi için çalışıyorlar. Sokaktaki her türlü “dinsel sapma”ya karşı teyakkuzdalar. Kadınlarla erkeklerin sokaklarda el ele tutuşmasından, kadınların başı açık dolaşmasına, içki yasaklarından dinsel ahlak kurallarına karşı hareket etmeye kadar her bir alana molla düzeninin kendilerine verdiği destekle rejimin bekçileri olarak müdahalede bulunuyorlar.

Birkaç yıl önce Besic milislerinin ahlak bekçiliğine nasıl soyunduklarını tüm dünya tanıklık etmişti. Ülke genelindeki onlarca kentte binlerce uydu antenini evlerden teker teker alarak yok eden Besiciler, uydu kanallarının toplumun ahlak ve kültürüne zarar verdiğini iddia ederek zorbalıklarını meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Toplumun ahlaki işleyişini kontrol eden bir baskı mekanizması olarak Besiciler, faaliyetlerine aynı dinsel motivasyonla devam ediyorlar. Her türlü maddi, manevi, lojistik desteğin arkalarında olduğunun bilinciyle. Zaten bütün gücünü de buradan alıyorlar. ‘Yeni rejimi’ koruyacak bir milis yapılanması için şimdi bu Besic’lerin yerli versiyonlarıyla karşı karşıya kalacağız!