Yazlık saray için 40 bin ağaç kesildi” haberine erişim engeli geliye.

Gazeteciler hapiste kalıye. Zaten gazeteciler gazetecilik yapmıye.

OHAL’de toptan seçime gidiliye.

Yerli ve milli uçak, araba, ev, TOKİ, UFO, ne varsa zaten otomatik olarak geliye…

Özgürlükler azalıye. Grev yasaklanıyeah. Konvoyun sonu gelmiyeah. Hiçkimse bizi sevmiye. Almanya bizi kıskanıye.

İsrail yine bildiğini okuye. Bizimkiler üç günlük yas ilan ediye. Mavi Marmara ise çoktan satılıye. 20 milyon dolara sus pus oluniye. Dostlar alışverişte göriye.

Döviz çıkdırıye, kimse bir şey yapamıye, Merkez Bankası sessiz kalıye. Kimse bizi tabii ki sevmiye… Giden bir tek bizim yövmiye.

Toplum iyice ortadan bölüniye. Kimse kimseyi dinlemiye, kimseye de güvenmiye, dinlese bile inanmıye. Başımıza gelen hep eğitimsizlikten geliye.

Bizimkiler yalanlarla yaşıye, ekonomiyi söz vererek düzeltiye, Dolar’a yatırım yapan yaya kalıye deniliye ama maalesef olmıyye. İnsan ister istemez üzüliye.

Seçimle gidilirken, giderayak kimsenin kullanmayacağı lüks zırhlı ve konforlu makam arabaları alınıye, neden bu kadar masraf yapılıye?

Altımızda Merso, işler yine terso gidiye… Yerli tohum elden gidiye… Topraklarımız satılıye, geçmediği köprünün geçiş ücretini yine vatandaş ödiye. Bir de bununla gurur duyuliye…

Koylar imara açılıye, imar affı geliye, çalanın, çırpanın, orman yakanın yanına kar kalıye… Oylamalarda herkes pişkince sırıtıye…

Meclis güçten düşüye, hiçbir şeyi araştırmak istemiye, çoluk çocuk sefil oluye, bir sürü hayat kararıp gidiye…

Baştakiler her şeye kızıye. Yıllar önce tekme atan Yerkel özür diliye, sanki rüzgarın yönü değişiye…

Anneler gününde Tünel’e dantel kaplanıye, bunun ihalesinin ekmeğini kim yiyiye? Yol kenarlarını sevimsiz saksılar süsliye…

Meydanlar betona teslim oliye. Örovizyona bizden kimse katılamıye, bakanlarımız dövize zaten tavır koyiye…

Medya iyice sütlaca döniye. Gazeteciler işlerinden çıkarılıye, zaten herkes kısa yoldan zengin olmak istiye…

Benzine mazota sürekli zam geliye, çalışanın maaşı gün geçtikçe eriye, kimse bunları hak etmiye…

Seçimlere doğru normalde istifa etmesi gereken kimse istifa etmiye. İnsan iyice kıllanıye, bunlar acaba oy mu çalıye… Durduk yerde bıyıklı bir bakan çıkıp “Bir trafo tartışması, elektrik kesintisi başlamamalı” diye açıklama yapıye. Neden bunu şimdi yapıye?

YSK zaten “Sıkıntı yok, neden sıkıntı çıkmadan bizi darlıyorsunuz” diyiye. Ben en çok onlara güvenmiye. Gün geliyor “Güvenli olsun” diye zarf mühürliye, ertesi gün gelip “Ya o mühüre filan gerek yok” diyiye… Sana kim inanıye?

Devletin ajansı acayip haberler yapıye. yükselen dövize “Dolar 4.29’a geriledi” diyiye, e ben sana nasıl inanıye? Dolar son bir ayda 3.98^’d’den 4.29’a geriliye. Ben gerim gerim geriliye.

Her yağmurda meydanlar sel oliye, dere yataklarına yapılmış evleri su basıye, gariban vatandaş da buna Allah’ın işi diyiye…

Erkekler kadınlar için AVM açıye, kimse buna şaşırmıye. Adam gibi adam, adam gibi kadınlar yetişiye…

Evren Paşa işkenceyi kabul etmiye, bakanımız kurdaki artışı kabul etmiye, inanmayarak bir hayat geçiye.

Başbakan yardımcısı seçim sonrası “Gerçek iktidar Haziran ayının 24’ünde belli olacaktır… Onlar rüya görüyorlar, 24 Haziran bu rüyaların kabusa döndüğü yeni bir gün olacaktır” diye millete kabus vaadediye… Kimse bu uykudan uyanamıye.

Peki sen söyle güzel abim, güzel ablam: Boşa geçen ömre ne deniye?